28 Eylül'de başlayan IMF ve Dünya Bankası toplantıları önceki gün nihayet sona erdi.Şimdi sırayla bu çok çok önemli (!) toplantıdan bazı anekdotlar aktaralım.Toplantıya yaklaşık 15 bin davetlinin geldiği tahmin ediliyor. Gelen davetlilerin her birinin 500 euro bırakması halinde İstanbul'a sağlanacak katkının 50 milyon euro olabileceği öngörülüyormuş! İşte ekonomi böyle yönetilir. 1 haftalık toplantının kısa kârı 50 milyon euro! Harca harca bitmez!Toplantıya katılan davetliler bu süre içinde toplam 250 bin litre su tüketmiş. Su şişeleri Amerikalıların isteği üzerine özel üretilmiş. Beyaz kapaklı ve yarımşar litrelik bu şişe sulardan 500 bin adet tüketilmiş. Amerikalı bu, tatmin etmek kolay değil, senin su şişeni de beğenmez ama içindeki suya bayılır. Çünkü gözünü dikmiş senin suyuna, toprağına, dağına, taşına! Organizasyon kapsamında davetliler 250 litre antibakteriyel sıvı sabun, 70 bin adet tuvalet kağıdı, 70 bin adet kağıt havlu tüketmiş! İşte bu çok büyük olay! Neden peki?Suyla yıkanmayı, tuvaleti tuvalete yapmayı binlerce yıl sonra, Haçlı Savaşı münasebetiyle yerle yeksan etmek üzere geldiği Anadolu topraklarında öğrenen; o güne kadar tuvaletini sarayın salonuna yapan Batılı için büyük aşama! O kadar sabun ve tuvalet kağıdı kullandığına göre temizlikte epey mesafe katetmişler demek ki!***Şimdi gelelim asıl mevzuya. Asıl mevzu dediysek, IMF'nin yaptığı bu toplantıyla ilgili derinlikli bir gündem bulmak ve konuşmak zaten mümkün değil ama aralara sıkıştırılmış bazı önemli detaylar da yok değil. Mesela bu toplantı neden İstanbul'da yapıldı? Başından beri özellikle bizim sözde aydınlar bu konuyu abartmaktan bir hal oldular. IMF- Dünya Bankası bu toplantıyı neden Türkiye'de yaptı? Türkiye'nin kara kaşına kara gözüne mi!Kitabın ortasından konuşalım; toplantı Türkiye'de yapıldı çünkü: Türkiye'den çıkan Prof. Dr. Haydar Baş ve Milli Ekonomi Modeli rüzgarı herkesten önce onların sistemini toprağın altına gömüyor. Tek başına bu sebep bile onların bu toplantıyı Türkiye'de yapmaları için yeterlidir. AKP hükümetinin IMF ile olan şiir gibi ilişkilerinin ısrarla perdelenmeye çalışıldığı şu süreçte Türk milletinin çok iyi kavraması gereken hususların başında bu gerçek geliyor. Türkiye IMF'nin - Dünya Bankası'nın asla vazgeçemeyeceği, ekonomisini hükümetin olmayan inisiyatifine terk edemeyeceği kadar kıymetli bir ülke. Ama sözde bir ayrılık -gayrılık politikası izlenerek, milletin kafasında "hükümet IMF'ye rest çekiyor" havası oluşturulmaya çalışılıyor. Ama şu soru nedense ne soruluyor, ne de cevaplanabiliyor: Madem hükümet IMF ile anlaşmadı, peki şu anda hangi ekonomik programı uyguluyor?Son söz olarak da IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn'ın şu cümlesini aktaralım: Son bir yılda kazandıklarımızı kaybetmek istemiyoruz. Bu ülkelerin kafalarını suyun üstünde tutabilmesi önemli."İşte IMF'nin bütün şifresi bu. Daha fazla sömürebilmek için ülkelerin kafalarını suyun üzerinde tutmak! Nefes alsınlar yeter!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012