İmamını tanımadan ölenin vay haline!
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurdu: “Her kim Benim soyumdan gelen zamanının imamını tanımadan ölürse, cahiliye ölümüyle ölmüştür. O şahıstan, hem cahiliye döneminde ve hem de Müslüman olduktan sonra, yaptığı her şeyin hesabı sorulacak”
14.01.2024 10:00:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş
Şeyh Saduk, Uyun-u Ahbari'r-Rıza (a.s.) isimli eserinde şöyle anlatıyor:
Muhammed b. Ali Macileveyh, Ali b. İbrahimin oğlu Ahmed ve Hüseyin b. İbrahim b. Natane, Muhammed b. Ali Temimi'den şöyle dediğini naklediyorlar:
Efendim Ali b. Mûsa er- Rıza (a.s) babası ve dedeleri vasıtasıyla Resûlullah (s.a.a)'den şöyle buyurduğunu naklediyor: "Kim Allah-u Teâlâ'nın kendi kudret eliyle ektiği kırmızı yakuttan olan dala bakmak (ve ona tutunmak) isterse
Ali ve onun soyundan olan imamları kendine veli edinsin. Çünkü onlar Allah-u Teâlâ'nın seçtiği her çeşit günah ve hatalardan masum olan şahıslardır."
Hüseyin b. İbrahim b. Natane, Rayyan b. Salt'tan şöyle dediğini naklediyor:
İmam Rıza (a.s) buyurdu ki: "Her kim Şaban ayının her gününde 'Estağfurullah ve es'eluhu't-tevbe' cümlesini yetmiş kere tekrar ederek Allah-u Teala'dan bağışlanma dilerse; Allah-u Teala cehennem ateşinden beraatı (kurtulmayı) onun için yazar, Sırat köprüsünden karşı tarafa geçebilme iznini ona verir; onu cennetteki makamına yerleştirir."
Ebu Ali Ahmed b. Ebi Cafer el-Beyhakî, 354 kameri yılında hacdan dönerken, Feyd (Irak'la Mekke arasında bir yer) denen yerde Dâvud b. Süleyman'dan şöyle nakletti:
Ali b. Mûsa er-Rıza (a.s), babaları ve dedeleri vasıtasıyla Resu- lullah (s.a.a)'in şöyle buyurduğunu nakletti: "Kıyamet günü olduğunda Allah-u Teâlâ taraftarlarımızın hesabını bize bırakır. Taraftarlarımızın kendisiyle Allah-u Teâlâ arasındaki haklar hususunda biz hüküm veririz ve Allah-u Teâlâ da o hükmü kabul eder. Onlardan her birinin boynunda kul hakkı olursa, o kuldan onları bağışlamasını rica ederiz; o da (bizim hatırımıza) bağışlar. Eğer onlarla bizim aramızdaki haklar olursa, biz onu bağışlamaya herkesten daha layığız."
Muhammed b. Ömer el- Ciabî, Hasan b. Abdullah er-Razî'den şöyle dediğini naklediyor:
Mevlam Ali b. Mûsa er-Rıza (a.s), babası ve dedeleri aracılığıyla Resûlullah (s.a.a)'in şöyle buyurduğunu nakletti: "Her kim Benim soyumdan gelen zamanının imamını tanımadan ölürse, cahiliye ölümüyle ölmüştür. O şahıstan, hem cahiliye döneminde ve hem de Müslüman olduktan sonra, yaptığı her şeyin hesabı sorulacak."
Muhammed b. Ali Macileveyh, Ali b. İbrahimin oğlu Ahmed ve Hüseyin b. İbrahim b. Natane, Muhammed b. Ali Temimi'den şöyle dediğini naklediyorlar:
Efendim Ali b. Mûsa er- Rıza (a.s) babası ve dedeleri vasıtasıyla Resûlullah (s.a.a)'den şöyle buyurduğunu naklediyor: "Kim Allah-u Teâlâ'nın kendi kudret eliyle ektiği kırmızı yakuttan olan dala bakmak (ve ona tutunmak) isterse
Ali ve onun soyundan olan imamları kendine veli edinsin. Çünkü onlar Allah-u Teâlâ'nın seçtiği her çeşit günah ve hatalardan masum olan şahıslardır."
Hüseyin b. İbrahim b. Natane, Rayyan b. Salt'tan şöyle dediğini naklediyor:
İmam Rıza (a.s) buyurdu ki: "Her kim Şaban ayının her gününde 'Estağfurullah ve es'eluhu't-tevbe' cümlesini yetmiş kere tekrar ederek Allah-u Teala'dan bağışlanma dilerse; Allah-u Teala cehennem ateşinden beraatı (kurtulmayı) onun için yazar, Sırat köprüsünden karşı tarafa geçebilme iznini ona verir; onu cennetteki makamına yerleştirir."
Ebu Ali Ahmed b. Ebi Cafer el-Beyhakî, 354 kameri yılında hacdan dönerken, Feyd (Irak'la Mekke arasında bir yer) denen yerde Dâvud b. Süleyman'dan şöyle nakletti:
Ali b. Mûsa er-Rıza (a.s), babaları ve dedeleri vasıtasıyla Resu- lullah (s.a.a)'in şöyle buyurduğunu nakletti: "Kıyamet günü olduğunda Allah-u Teâlâ taraftarlarımızın hesabını bize bırakır. Taraftarlarımızın kendisiyle Allah-u Teâlâ arasındaki haklar hususunda biz hüküm veririz ve Allah-u Teâlâ da o hükmü kabul eder. Onlardan her birinin boynunda kul hakkı olursa, o kuldan onları bağışlamasını rica ederiz; o da (bizim hatırımıza) bağışlar. Eğer onlarla bizim aramızdaki haklar olursa, biz onu bağışlamaya herkesten daha layığız."
Muhammed b. Ömer el- Ciabî, Hasan b. Abdullah er-Razî'den şöyle dediğini naklediyor:
Mevlam Ali b. Mûsa er-Rıza (a.s), babası ve dedeleri aracılığıyla Resûlullah (s.a.a)'in şöyle buyurduğunu nakletti: "Her kim Benim soyumdan gelen zamanının imamını tanımadan ölürse, cahiliye ölümüyle ölmüştür. O şahıstan, hem cahiliye döneminde ve hem de Müslüman olduktan sonra, yaptığı her şeyin hesabı sorulacak."