logo
14 NİSAN 2025

İmametin Hz. Hasan’a bırakılması

İmam Ali (k.veche) bu dünyadan ayrılacağını anladığında hilafeti ve imamlığı oğlu Hz. Hasan’a devretti

10.07.2023 07:57:00
Haber Merkezi
İmametin Hz. Hasan’a bırakılması
İmametin Hz. Hasan’a bırakılması
İmam Ali (k.veche) bu dünyadan ayrılacağını anladığında hilafeti ve imamlığı oğlu Hz. Hasan'a devretti. Kendisinden sonra ümmetin bütün meselelerinde başvuracakları merci olarak onu görevlendirdi.

Kuleynî'nin verdiği bilgiye göre, İmam Ali oğlu Hasan'ın yerini almasını vasiyet etti.

Bu vasiyetine, Hüseyin'i, Muhammed Hanefiyye'yi, diğer oğullarını, taraftarlarının önde gelenlerini ve Ehl-i Beyt'ini şahit tuttu.

Arkasından oğlu İmam Hasan'a kitaplarını ve silahını vererek şöyle dedi: "Ey oğlum! Resulullah nasıl benim kendi yerine geçmemi vasiyet edip kitaplarını (mektuplarını ve anlaşmalarını) ve silahını bana verdi ise, benim de senin yerime geçmeni vasiyet etmemi, kitaplarımı ve silahımı sana vermemi, ayrıca ölümün yaklaştığı zaman bu emanetleri kardeşin Hüseyin'e vermeni bana emretti."

Ardından Hz. Hasan'a şunları söyledi: "Kanın velisi sensin, eğer affedersen bu sana kalmış bir şey. Yok, eğer onu öldürürsen bir darbenin yerine yine bir darbe ile iş bitmelidir." 

Yine Usul-ü Kafi'de Hz. Ali'nin İmam Hasan'a şu vasiyetleri yer almaktadır:

"... Eğer sağ kalırsam kanımın sahibi benim. Eğer ölürsem ölüm benim miadımdır. Eğer affedersem bu af benim için yakınlık sebebi, sizin için de güzelliktir. Affedin, hoşgörün. Yoksa Allah'ın sizi bağışlamasını istemiyor musunuz?"

Sonra oğlu Hasan'a döndü ve şöyle dedi: "Ey oğlum! Bir darbeye karşılık bir darbe vurmaya hakkın var. Bunun ötesine geçip sakın günaha girme!" 

Hz. Ali daha sonra ölümün şiddeti ve acısı ile baş başa kaldı. Sürekli Kur'an okuyor, dua ve istiğfar ediyordu. 

Son nefesini vermeden ağzından dökülen son şey, "Çalışanlar işte bunun için çalışsınlar"   ayeti oldu.

İmam Hasan babasını toprağa verme hazırlıklarına girişti. Temiz cesedini yıkayıp hanutla kokulandırdı. Arkasından kefene sardı. Gecenin sonlarına doğru İmam Hasan, babasının cenazesini az sayıdaki aile fertleri ve dostları ile birlikte Necef'te toprağa verdi.

İmam Hasan daha sonra kedere boğulmuş, kendinden geçmiş, üzüntünün kuşatması altına girmiş olarak evine döndü. 

İmam Câfer-i Sâdık'ın ifadesine göre, "... Emirü'l-Mü'minin vefat ettiği zaman Hasan ve Hüseyin ile birlikte iki adam onu Kûfe'den çıkardılar. Kûfe'yi sağ taraflarına alarak çöle doğru yola koyuldular. Sonra cenazesini el-Ğariy denilen yere getirdiler. Oraya defnettiler. Kabrinin üzerini örterek geri döndüler."

İmam Hasan babasının toprağa verildiği gecenin sabahında halka şu konuşmayı yaptı:

"Ey insanlar! Kur'an bu gece indi, İsa peygamber bu gece göğe çıkarıldı. Yuşa b. Nun bu gece öldürüldü. Yine bu gece babam Ali öldü.

Allah'a yemin ederim ki, önceki ve sonraki vasiler içinde babamdan önce hiç kimse cennete giremez. Allah Resulü onu bir seriyenin başında sefere gönderdiğinde Cebrail sağ yanında ve Mikail sol yanında savaşırdı.

Yedi yüz dirhem dışında altın ve gümüş para geriye bırakmadı. Bu yedi yüz dirhemi sadakalarından arttırıp ailesine bir hizmetçi almak için biriktirmişti."  

İmametin Hz. Hasan'a bırakıldığına dair kaynaklarda geçen bazı ifadeler

Süleym b. Kays şöyle rivayet etmiştir: "Emirü'l-Mü'minin (Ali b. Ebi Tâlib aleyhisselam) oğlu Hasan (aleyhisselam)'a vasiyet ettiği zaman yanındaydım. İmam Ali, oğulları Hüseyin (aleyhisselam) ve Muhammed b. Hanefiyye'yi diğer bütün oğullarını, taraftarlarının ileri gelenlerini ve ailesini vasiyetine şahit tuttu. Sonra Hasan (aleyhisselam)'a kitabı ve silahı verdi.

Ardından oğlu Hasan'a şöyle dedi: "Ey Oğulcuğum! Resulüllah bana, imamlığı sana vasiyet etmemi, kitaplarımı ve silahlarımı sana vermemi emretti. Tıpkı Resulüllah (sallallahu aleyhi ve alihi)'nin bana imamlığı vasiyet etmesi, kitaplarını ve silahını bana vermesi gibi. Ayrıca bana, senin de ölmek üzere olduğun zaman bunları kardeşin Hüseyin'e vermeni tavsiye etmemi emretti."

Ardından Ali (aleyhisselam) oğlu Hüseyin (aleyhisselam)'a yöneldi ve dedi ki: "Resulüllah (sallallahu aleyhi ve alihi) bunları, şu oğluna vermeni emretti."

Sonra Ali b. Hüseyin (aleyhisselam)'ın elini tuttu ve ona dedi ki: "Resulüllah, senin de bu emanetleri oğlun Muhammed b. Ali'ye vermeni emretti. Ona Resulüllah'tan ve benden selam söyle."

Ebu'l-Carud, Ebu Câfer Muhammed Bâkır (aleyhisselam)'dan şöyle rivâyet etmiştir:

"Emir'ül-Mü'minin (Ali b. Ebi Tâlib aleyhisselam) vefat edeceği zaman oğlu Hasan (aleyhisselam)'a dedi ki: "Yaklaş bana. Resulüllah (sallallahu aleyhi ve alihi)'nin bana gizlice söylediğini, sana gizlice söyleyeyim ve bana emanet ettiğini sana emanet edeyim."

Hasan babasına yaklaştı ve o da dediğini yaptı."

Şehr b. Havşeb şöyle anlattı: "Ali (aleyhisselâm) Kûfe'ye hareket edince, kitaplarını ve vasiyetini Ümmü Seleme'ye emanet etti. Hasan (aleyhisselam) Medine'ye döndüğünde Ümmü Seleme bu emanetleri ona verdi."

Ebubekir, Ebu Abdullah (Câfer Sâdık aleyhisselam)'dan şöyle rivâyet etmiştir: "Ali (aleyhisselam) Kûfe'ye hareket ettiği zaman Ümmü Seleme'ye kitaplarını ve vasiyetini emanet etti. Hasan geri döndüğünde Ümmü Seleme bu emanetleri ona verdi."

Câbir, Ebu Câfer (Muhammed Bâkır aleyhisselam)'dan şöyle rivâyet etmiştir: "Emir'ül-Mü'minin (Ali b. Ebi Tâlib aleyhisselam) oğlu Hasan'a vasiyet etti ve vasiyetine Hüseyin (aleyhisselam)'ı ve Muhammed b. Hanefiye'yi, diğer bütün oğullarını, taraftarlarının ileri gelenlerini ve ailesini şahit tuttu.

Sonra Hasan (aleyhisselam)'a kitabı ve silahı verdi. Ardından oğlu Hasan'a şöyle dedi:

"Ey oğulcuğum! Resulüllah, bana imamlığı sana vasiyet etmemi, kitaplarımı ve silahımı sana vermemi emretti. Tıpkı Resulüllah'ın bana imamlığı vasiyet etmesi, kitaplarını ve silahını bana vermesi gibi. Ayıca bana, senin de ölmek üzere olduğun zaman bunları kardeşin Hüseyin'e vermeni, emretmemi emretti."

Ardından Ali (aleyhisselam) oğlu Hüseyin (aleyhisselam)'a yöneldi ve dedi ki: "Resulüllah (sallallahu aleyhi ve alihi) bunları şu oğluna vermeni emretti."

Sonra oğlunun oğlu Ali b. Hüseyin (Zeynu'l-Abidin aleyhisselam)'ın elini tuttu ve Ali b. Hüseyin'e dedi ki: "Resulüllah, senin de bu emanetleri oğlun Muhammed b. Ali'ye vermeni emretti. O'na Resulüllah'tan ve benden selam söyle."

Sonra oğlu Hasan'a yöneldi ve dedi ki: "Ey oğulcuğum! Veliyyü'l-Emr ve kan sahibi sensin. Eğer İbn Mülcem'i affedersen, buna hakkın vardır. Şayet öldüreceksen, bana vurduğu bir darbeye karşılık sen de bir darbe vur ve günaha girme."

İbrahim b. İshak el-Ahmerî, merfu olarak şöyle rivâyet etmiştir:

Emir'ül -Mü'minin (Ali b. Ebi Tâlib aleyhisselâm) vurulduğu zaman ziyaretçiler etrafını sardılar. Ona denildi ki: "Ey Mü'minlerin Emiri! Bize vasiyet et."

Buyurdu ki: "Bir yastık getirin." (İsteği yerine getirilince, yas-tığa yaslanarak) şunları söyledi: "Şanına yaraşır bir şekilde bütün övgüler Allah'a özgüdür. Biz, daima O'nun emrine uyarız. O'na, O'nun istediği gibi hamd ederim.

Kendisini tanımladığı gibi, hiç kimseye muhtaç olmayan, tek ve bir olan Allah'tan başka ilah yoktur.

Ey İnsanlar! Her kişi, kaçarken kaçtığı şeyle karşılaşır. Nefeslerin koşuşturması ecele yöneliktir. Ölümden kaçış ölümle noktalanır. Nice günleri bu gizli şeyi araştırmakla geçirdim.

Fakat yüce Allah, onu hep benden gizledi. Heyhat! Bu, gizli bir ilimdir. Vasiyetime gelince Ulu Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayın. Muhammed (sal- lallahu aleyhi ve alihi)'nin de sünnetini zayi etmeyin.

Bu iki direği dikin ve bu iki meşaleyi yakın. Ta ki dağılıp parçalanmayasınız ve yergilerden kurtulasınız. Herkese gücü oranında yükümlülük verilmiştir. Bunun yanında cahillerin yükü hafifletilmiştir. Rahim bir Rabbiniz, bilgin bir imamınız ve sapasağlam bir dininiz vardır.

Dün sizin arkadaşınız idim bugün sizin için bir ibret dersiyim. Yarın da sizden ayrılacağım. Eğer bu kaygan zemine sağlam ayak basarsam (eğer ölmezsem) sizin istediğiniz gerçekleşmiş olur.

Şâyet bu kaygan zeminde ayak kayarsa (ölürsem) biliniz ki, biz ağaçların dallarının gölgelerinde, rüzgarların savurduğu zerreciklerde havada birbirine girmiş ve izleri yerde yok olmuş bulut katmanlarının gölgelerinde yaşayacağız.

Sizin komşunuzdum ki, bedenim birkaç gün sizinle komşuluk etti. Benden geriye size cansız bir ceset kalacak. Hareketten sonra sakin, konuşmaktan sonra, yutkunmuş bir ceset...

Sessizliğim, organlarımın hareketsizliği ve gözlerimin kapanmışlığı size ibret dersi versin diye. Benim bu halim, size nice usta konuşmacılardan daha çok öğüt verecektir.

Yeniden buluşmak ümidiyle size veda ediyorum. Yarın benim günlerimin (halifelik yaptığım) değerini anlayacaksınız.

Allah Azze ve Celle, yaptığım işlerin gerisindeki sırları ortaya çıkaracaktır. Yerimi boşalttıktan ve başkası benim yerime geçtikten (sizi zulüm pençelerinin içine aldıktan) sonra beni tanıyacaksınız. (Benim değerimi anlayacaksınız. O zulümleri gördükten sonra benim bir saatlik hükümetim için ah çekeceksiniz ve ne yazık ki beni bir daha göremeyeceksiniz).

Eğer sağ kalırsam, kanımın, sahibi benim. Eğer ölürsem, ölüm benim miâdımdır. Eğer affedersem, bu af benim için yakınlık sebebi, sizin için de güzelliktir. Affedin, hoşgörün. Yoksa Allah'ın sizi bağışlamasını istemiyor musunuz?

Vahlar olsun o kimseye ki, ömrü onun aleyhine bir kanıttır veya yaşadığı günler onu bir bedbahtlığa doğru sürükler. Allah Azze ve Celle bizi ve sizi, hiçbir arzunun Allah'a itaat hususunda kusur işlemeye yöneltemediği ve ölümden sonra da azaba çarptırılmasına neden olamadığı kimselerden eylesin. Bizler Allah'ın kullarıyız ve varlığımız O'na bağlıdır."

Sonra Oğlu Hasan (aleyhisselam)'a döndü ve şöyle dedi: "Ey oğulcuğum! Bir darbeye karşılık bir darbe vurmaya hakkın var. Bunun ötesine geçip günaha girme."

Ali b. İbrahim el-Akili, merfu olarak şöyle rivayet etmiştir:

"İbnMülcem, Emir'ül-Mü'minin (Alib. Ebi Tâlib aleyhisselam)'a vurduğu zaman, yaralı haldeyken Hasan (aleyhisselam)'a dedi ki: "Ey oğulcuğum! Ben ölürsem, İbn Mülcem'i öldür ve Künase denilen yerde onun için bir çukur aç ve onu bu çukura at. Çünkü orası cehennem vadilerinden bir vadidir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hasan eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
İsrail, yüz binlerce Filistinliyi zorla göç ettiriyor
İtiraf İsrail Savunma Bakanı'ndan geldi
Rümeysa öztürk ile ilgili gelişme
ABD Dışişleri Bakanlığı kanıt bulamadı
Husiler, İsrail'e balistik füze saldırısı düzenledi
ABD Yemen'i vurdu: 5 ölü, 13 yaralı
Takibe devam
Fener kazandı, Sivas ateşe düştü
Soba faciası
Antalya'da 3 ölü, 2 yaralı
Amasya'da şiddetli deprem
Çevre illerden de hissedildi
Erken seçim çıkışı
'Millet sandık istiyor'
Zarar çok büyük
Çiftçiyi zirai don vurdu
Tek ülke ABD!
Fidan'dan İsrail açıklaması
AKP iktidarları vatandaşı borca batırdı
'42 milyon vatandaş borçlu'
Bu açıklamalar çok konuşulur
Trump - Erdoğan dostluğu...!
Yeni bir insanlık suçu
İsrail yine hastane vurdu
Barajlar doldu
İşte İstanbul'daki son durum
Narin Güran davasında yeni yargılamalar
Cinayete ilişkin 15 sanık yarın hakim karşısına çıkacak
'Sınırların açılması dahil...'
Ermeni bakandan Türkiye mesajları
İsrail, yüz binlerce Filistinliyi zorla göç ettiriyor
İtiraf İsrail Savunma Bakanı'ndan geldi
Rümeysa öztürk ile ilgili gelişme
ABD Dışişleri Bakanlığı kanıt bulamadı
Husiler, İsrail'e balistik füze saldırısı düzenledi
ABD Yemen'i vurdu: 5 ölü, 13 yaralı
Takibe devam
Fener kazandı, Sivas ateşe düştü
Soba faciası
Antalya'da 3 ölü, 2 yaralı
Amasya'da şiddetli deprem
Çevre illerden de hissedildi
Erken seçim çıkışı
'Millet sandık istiyor'
Zarar çok büyük
Çiftçiyi zirai don vurdu
Tek ülke ABD!
Fidan'dan İsrail açıklaması
AKP iktidarları vatandaşı borca batırdı
'42 milyon vatandaş borçlu'
Bu açıklamalar çok konuşulur
Trump - Erdoğan dostluğu...!
Yeni bir insanlık suçu
İsrail yine hastane vurdu
Barajlar doldu
İşte İstanbul'daki son durum
Narin Güran davasında yeni yargılamalar
Cinayete ilişkin 15 sanık yarın hakim karşısına çıkacak
'Sınırların açılması dahil...'
Ermeni bakandan Türkiye mesajları
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.