İmam Zeynelabidin’in bazı münazaraları
Bu bölümde vereceğimiz münazaralar Allame Tabersi’nin delilli tartışma örneklerini topladığı “el-İhticac” eserinden verilmiştir
16.12.2023 08:03:00
Hasan Parlak
Hasan Parlak





Bu bölümde vereceğimiz münazaralar Allame Tabersi'nin delilli tartışma örneklerini topladığı "el-İhticac" eserinden verilmiştir.
"Basralı bir adam Ali b. Hüseyin (a.s.)'ın yanına geldi ve şöyle dedi: "Ey Ali b. Hüseyin! Senin deden Ali b. Ebu Tâlib mü'minleri öldürdü."
Ali b. Hüseyin (a.s.)'ın gözlerinden yaşlar akmaya başladı, öyle ki, avucu gözyaşı doldu. Sonra, avucundaki gözyaşlarını bir çakıl taşının üzerine döktü ve şöyle buyurdu:
"Ey Basralı kardeş! Hayır! Allah'a yemin ederim ki, Ali, hiçbir mü'mini, hiçbir Müslümanı öldürmedi.
Onlar, Müslüman olmamışlardı. Sadece teslim olmuşlardı, içlerinde küfür gizleyip Müslüman görünmüşlerdi. Nitekim küfürlerine destek olacak kimseler bulunca da küfürlerini açıkladılar.
Nitekim o verimsiz kadın da, Âl-i Muhammed'den dini koruyan imamlar da Cemel, Sıffin ve Nehrevan'da Ali'ye karşı savaşanların, ümmi Peygamberin (s.a.v.) dilinde lanetlendiklerini biliyorlardı. İftira atan kimse hüsrana uğrar."
İMAM SECCAD (A.S.)'IN KÛFELİ KADILARLA MÜNAZARASI
"Ebu Hamza es-Sumalî şöyle rivayet eder: Kûfeli kadılardan biri, Ali b. Hüseyin (a.s.)'ın yanına girdi ve şöyle dedi:
"Allah, beni, sana feda etsin. Yüce Allah'ın şu sözünü bana açıkla: "Onların yurdu ile içlerini bereketlendirdiğimiz memleketler arasında, kolayca görünen nice kasabalar var ettik ve bunlar arasında yürümeyi, konaklara ayırdık. Oralarda geceleri, gündüzleri korkusuzca gezin, dolaşın."
İmam (a.s.) buyurdu ki: "İnsanlar bu ayeti nasıl anlıyorlar?"
Kadı dedi ki: "Bununla Mekke'nin kastedildiğini söylüyorlar."
Buyurdu ki: "Mekke'den daha fazla hırsızlık yapılan bir yer biliyor musun?"
Dedi ki: "Peki burada ne kastediliyor?"
Buyurdu ki: "Burada adamlar kastediliyor."
Dedi ki: "Allah'ın Kitabı'nın neresinde buna değiniliyor?"
İmam buyurdu ki: "Şu ayetleri okumadın mı: "Rabbinin ve O'nun Elçisinin emrinden uzaklaşıp, azmış nice memleketler vardır." "İşte şu ülkeler zulmettikleri zaman onları helak ettik." "İçinde bulunduğumuz şehre ve aralarında geldiğimiz kafileye sor."
Bir şey memlekete mi sorulur, adamlara mı, kervanlara mı?"
İmam (a.s.), bu anlamı pekiştiren başka ayetleri de kadıya okudu.
Kadı dedi ki: "Sana feda olayım, peki kimlerdir onlar?"
İmam (a.s.) buyurdu ki: "Biziz."
Sonra şöyle buyurdu: "Şu ayeti dinlemedin mi: "Oralarda geceleri, gündüzleri korkusuzca gezin, dolaşın."
Buyurdu ki: "Sapmadan emin olarak, demek isteniyor."
İMAM ZEYNELÂBİDİN (A.S.)'IN BİR KUREYŞLİ İLE MÜNAZARASI
Ebu Hamza es-Sumalî şöyle rivayet eder: "Ali b. Hüseyin (a.s.)'ın Kureyş'ten bir adama şunları anlattığını duydum:
"Allah, Adem'in tevbesini kabul etti. Hem kendisinin, hem de Havva'nın yaratılmasından bu yana Havva ile cinsi münasebete girmiş değildi. Çünkü bu sadece yeryüzünde oldu.
Adem, Kâbe'ye ve çevresine büyük bir saygı gösterirdi. Havva ile birleşmek istediği zaman haremin dışına çıkar, Havva'yı da kendisi ile beraber çıkarırdı. Harem'in dışına çıkınca hill bölgede onunla birleşirdi. Sonra ikisi de guslederlerdi. Bu, Harem'e gösterdikleri saygının bir ifadesi idi. Sonra Kâbe'ye geri dönerlerdi.
Sonra, Adem ve Havva'nın yirmi erkek, yirmi de kız çocukları dünyaya geldi. Havva her batında bir erkek ve bir de kız çocuk doğururdu.
Havva'nın ilk dünyaya getirdiği çocuklar Habil ve Aklima isimli bir kızdı. İkinci batında da Kabil ve Levza isimli bir kız dünyaya getirdi. Levza, Adem'in kızlarının en güzeli idi.
Çocuklar buluğ çağına erince Adem fitneye düşmelerinden korktu ve onları yanına çağırarak şöyle dedi: "Ey Habil, seni Levza ile ve ey Kabil seni de Aklima ile evlendirmek istiyorum."
Kabil: "Bunu kabul etmiyorum" dedi. "Beni Habil'in çirkin kardeşiyle, Habil'i de benim güzel kardeşimle mi evlendireceksin?"
Adem dedi ki: "Öyleyse aranızda kura çekeceğim ey Kabil! Senin okunda Levza ve ey Habil senin okunda da Aklima çıkarsa, her birinizi oklarında çıkan kızla evlendireceğim."
Buna râzı oldular. Adem de kura çekti. Habil'in okunda, Kabil'in kız kardeşi Aklima çıktı. Adem, Allah tarafından belirlenen kızlarla evlendirdi onları. Sonra, Allah, kız kardeşlerle evlendirmeyi haram kıldı."
Kureyşli adam dedi ki: "Bu kızlar onlar için çocuklar dünyaya getirdiler mi?"
İmam, "Evet" buyurdu.
Kureyşli dedi ki: "Mecusilerin bugün yaptıkları da budur."
Ali b. Hüseyin (a.s.) şöyle dedi: "Mecusiler, Allah'ın haram kılmasından sonra bunu yaptılar. Sakın bunu yadırgayıp inkâr etme. Bunlar geçmişte uygulanan şeriatlar, İlahî yasalardır.
Allah Adem'in eşi Havva'yı ondan yaratmadı mı? Sonra onunla evlendirmedi mi?
Bu, onlar için geçerli kılınan şeriatın bir kuralıydı. Bundan sonra Allah bunun haram olduğuna dair hükmünü indirdi." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Zeynelabidin eserinden)
"Basralı bir adam Ali b. Hüseyin (a.s.)'ın yanına geldi ve şöyle dedi: "Ey Ali b. Hüseyin! Senin deden Ali b. Ebu Tâlib mü'minleri öldürdü."
Ali b. Hüseyin (a.s.)'ın gözlerinden yaşlar akmaya başladı, öyle ki, avucu gözyaşı doldu. Sonra, avucundaki gözyaşlarını bir çakıl taşının üzerine döktü ve şöyle buyurdu:
"Ey Basralı kardeş! Hayır! Allah'a yemin ederim ki, Ali, hiçbir mü'mini, hiçbir Müslümanı öldürmedi.
Onlar, Müslüman olmamışlardı. Sadece teslim olmuşlardı, içlerinde küfür gizleyip Müslüman görünmüşlerdi. Nitekim küfürlerine destek olacak kimseler bulunca da küfürlerini açıkladılar.
Nitekim o verimsiz kadın da, Âl-i Muhammed'den dini koruyan imamlar da Cemel, Sıffin ve Nehrevan'da Ali'ye karşı savaşanların, ümmi Peygamberin (s.a.v.) dilinde lanetlendiklerini biliyorlardı. İftira atan kimse hüsrana uğrar."
İMAM SECCAD (A.S.)'IN KÛFELİ KADILARLA MÜNAZARASI
"Ebu Hamza es-Sumalî şöyle rivayet eder: Kûfeli kadılardan biri, Ali b. Hüseyin (a.s.)'ın yanına girdi ve şöyle dedi:
"Allah, beni, sana feda etsin. Yüce Allah'ın şu sözünü bana açıkla: "Onların yurdu ile içlerini bereketlendirdiğimiz memleketler arasında, kolayca görünen nice kasabalar var ettik ve bunlar arasında yürümeyi, konaklara ayırdık. Oralarda geceleri, gündüzleri korkusuzca gezin, dolaşın."
İmam (a.s.) buyurdu ki: "İnsanlar bu ayeti nasıl anlıyorlar?"
Kadı dedi ki: "Bununla Mekke'nin kastedildiğini söylüyorlar."
Buyurdu ki: "Mekke'den daha fazla hırsızlık yapılan bir yer biliyor musun?"
Dedi ki: "Peki burada ne kastediliyor?"
Buyurdu ki: "Burada adamlar kastediliyor."
Dedi ki: "Allah'ın Kitabı'nın neresinde buna değiniliyor?"
İmam buyurdu ki: "Şu ayetleri okumadın mı: "Rabbinin ve O'nun Elçisinin emrinden uzaklaşıp, azmış nice memleketler vardır." "İşte şu ülkeler zulmettikleri zaman onları helak ettik." "İçinde bulunduğumuz şehre ve aralarında geldiğimiz kafileye sor."
Bir şey memlekete mi sorulur, adamlara mı, kervanlara mı?"
İmam (a.s.), bu anlamı pekiştiren başka ayetleri de kadıya okudu.
Kadı dedi ki: "Sana feda olayım, peki kimlerdir onlar?"
İmam (a.s.) buyurdu ki: "Biziz."
Sonra şöyle buyurdu: "Şu ayeti dinlemedin mi: "Oralarda geceleri, gündüzleri korkusuzca gezin, dolaşın."
Buyurdu ki: "Sapmadan emin olarak, demek isteniyor."
İMAM ZEYNELÂBİDİN (A.S.)'IN BİR KUREYŞLİ İLE MÜNAZARASI
Ebu Hamza es-Sumalî şöyle rivayet eder: "Ali b. Hüseyin (a.s.)'ın Kureyş'ten bir adama şunları anlattığını duydum:
"Allah, Adem'in tevbesini kabul etti. Hem kendisinin, hem de Havva'nın yaratılmasından bu yana Havva ile cinsi münasebete girmiş değildi. Çünkü bu sadece yeryüzünde oldu.
Adem, Kâbe'ye ve çevresine büyük bir saygı gösterirdi. Havva ile birleşmek istediği zaman haremin dışına çıkar, Havva'yı da kendisi ile beraber çıkarırdı. Harem'in dışına çıkınca hill bölgede onunla birleşirdi. Sonra ikisi de guslederlerdi. Bu, Harem'e gösterdikleri saygının bir ifadesi idi. Sonra Kâbe'ye geri dönerlerdi.
Sonra, Adem ve Havva'nın yirmi erkek, yirmi de kız çocukları dünyaya geldi. Havva her batında bir erkek ve bir de kız çocuk doğururdu.
Havva'nın ilk dünyaya getirdiği çocuklar Habil ve Aklima isimli bir kızdı. İkinci batında da Kabil ve Levza isimli bir kız dünyaya getirdi. Levza, Adem'in kızlarının en güzeli idi.
Çocuklar buluğ çağına erince Adem fitneye düşmelerinden korktu ve onları yanına çağırarak şöyle dedi: "Ey Habil, seni Levza ile ve ey Kabil seni de Aklima ile evlendirmek istiyorum."
Kabil: "Bunu kabul etmiyorum" dedi. "Beni Habil'in çirkin kardeşiyle, Habil'i de benim güzel kardeşimle mi evlendireceksin?"
Adem dedi ki: "Öyleyse aranızda kura çekeceğim ey Kabil! Senin okunda Levza ve ey Habil senin okunda da Aklima çıkarsa, her birinizi oklarında çıkan kızla evlendireceğim."
Buna râzı oldular. Adem de kura çekti. Habil'in okunda, Kabil'in kız kardeşi Aklima çıktı. Adem, Allah tarafından belirlenen kızlarla evlendirdi onları. Sonra, Allah, kız kardeşlerle evlendirmeyi haram kıldı."
Kureyşli adam dedi ki: "Bu kızlar onlar için çocuklar dünyaya getirdiler mi?"
İmam, "Evet" buyurdu.
Kureyşli dedi ki: "Mecusilerin bugün yaptıkları da budur."
Ali b. Hüseyin (a.s.) şöyle dedi: "Mecusiler, Allah'ın haram kılmasından sonra bunu yaptılar. Sakın bunu yadırgayıp inkâr etme. Bunlar geçmişte uygulanan şeriatlar, İlahî yasalardır.
Allah Adem'in eşi Havva'yı ondan yaratmadı mı? Sonra onunla evlendirmedi mi?
Bu, onlar için geçerli kılınan şeriatın bir kuralıydı. Bundan sonra Allah bunun haram olduğuna dair hükmünü indirdi." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Zeynelabidin eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.