logo
17 MAYIS 2024

İmam Rıza’nın çeşitli din ve mezhep âlimleriyle münazarası

İmam (a.s.)’ın Ali bin Muhammed bin Cehm’e peygamberlerin (a.s.) mâsumluğu konusunda verdiği cevaplar
25.03.2024 08:55:00
Haber Merkezi
İmam Rıza’nın çeşitli din ve mezhep âlimleriyle münazarası
İmam Rıza’nın çeşitli din ve mezhep âlimleriyle münazarası
İmam (a.s.)'ın Ali bin Muhammed bin Cehm'e peygamberlerin (a.s.) mâsumluğu konusunda verdiği cevaplar:

Ebu Salt-i Herevî, şöyle diyor: 'Memun, değişik İslam mezheplerinin âlimlerini ve yine Yahudi, Hıristiyan, Mecûsî, Sabii âlimlerini, bir takım ilim ve kelam ehli kimseleri Hz. Rıza'nın (a.s.) yanına topladığı sırada, mecliste soru sormaya kalkışan herkes, net bir şekilde gereken cevapları alarak boğazları tıkanmışçasına susup kaldılar.

Son olarak Ali bin Muhammed bin Cehm ayağa kalkarak şöyle dedi: 'Ey Resûlullah'ın torunu! Acaba siz, peygamberlerin (a.s.) mâsum olduklarına mı inanıyorsunuz?'

İmam: 'Evet, inanıyorum.'

İbn-i Cehm: 'Peki, o halde Allah-u Teala'nın şu ayetleri hakkında ne diyorsunuz: 'Adem, Rabbine karşı gelmiş oldu da şaşırıp kaldı.'   'Ve balık sahibi (Hz. Yûnus); hani o, kızmış vaziyette gitmişti ki, kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi sanmıştı.'   'Züleyha, Yûsuf'u kastetti ve Yûsuf da Züleyha'yı.'   'Dâvud, anladı ki Biz onu denemeden geçirdik.'   'Allah'ın açığa vuracağı şeyi kendi nefsinde saklı tutuyordun.'

İmam: 'Vay senin haline ey Ali (bin Cehm)! Allah'tan kork, kötülükleri peygamberlere nispet verme! Allah'ın Kitabını kendi reyin ve görüşünle tevil etme. Allah-u Teala buyurmuştur ki: 'Onun tevilini (yorumunu) Allah'tan ve ilimde derinleşenlerden başkası bilmez.' 

Ama zikrettiğin ayetlere gelince, Allah-u Teala'nın Hz. Adem hakkındaki; 'Ve Adem, Rabbine karşı gelmiş oldu da şaşırıp kaldı' şeklindeki buyruğuna gelince; şüphesiz Allah azze ve celle, Adem'i (a.s.) yeryüzünde hüccet ve beldelerinde bir halife olsun diye yarattı; onu cennet için yaratmadı. Adem'in (a.s.) yapmış olduğu fiil yeryüzünde değil, cennette vukû bulmuştur.

Hz. Adem'in ismetinin (mâsumluk ve günahtan arı olmasının), Allah'ın takdirlerinin tamamlanması için yeryüzünde olması gereklidir. İşte yeryüzüne indirildiğinde ve Allah'ın hücceti ve halifesi olduğunda Allah-u Teala'nın şu sözüyle mâsum oldu: 'Kesinlikle Allah, Adem'i, Nuh'u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini âlemler üzerine seçti.' 

Sonra, 'Ve balık sahibi (Hz. Yûnus); hani o, kızmış vaziyette gitmişti ki, kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi sanmıştı' ayetine gelince; ayetteki 'zanne' (sanmıştı) kelimesi, yakîn etti mânâsındadır.

Yani, Allah'ın onu rızıkta sıkıntıya ve darlığa düşürmeyeceğine yakîn etti. Ayetteki 'len nakdira aleyh' cümlesi, 'ona gücümün yetmeyeceğini zannetti' mânâsında değildir.

Allah-u Teala'nın şu ayetini duymadın mı: 'Ama ne zaman onu deneyerek rızkını kıssa...'   Bu ayette 'yekdira' rızkı kesmek anlamındadır. Eğer Yûnus (a.s.), Allah'ın, kendisi üzerinde kudreti olmadığını sanmış olsaydı kâfir olmuş olurdu.

Sonra Hz. Yûsuf (a.s.) hakkındaki şu ayete gelince; 'Züleyha Yûsuf'a meyletti ve Yûsuf da ona.' Züleyha (Yûsuf'la) günah işlemeye meyletti; Yûsuf ise onu öldürmeye meyletti. Ancak Allah onu katle düşmesinden ve iffete aykırı işten korudu. Şu ayet: 'Böylelikle Biz ondan kötülüğü ve fuhuşu geri çevirmek için (ona delil gösterdik).'   Bu ayette kötülükten maksat katletmek, fuhuştan maksat da zinadır.

Hz. Dâvud'a (a.s.) gelince, sizin tarafta olanlar bu konuda ne diyorlar?'

İbn-i Cehm: 'Diyorlar ki; Dâvud (a.s.), mihrabında namaz kıl-makta iken şeytan, kuşların en güzeli kılığında ona göründü. Dâvud (a.s.) namazını bozarak kuşu yakalamak için ayağa kalktı. Kuş avluya çıktı, Dâvud (a.s.) da onun arkasından dışarı çıktı, kuş daha sonra damın üzerine uçtu, o da damın üzerine çıktı.

Derken kuş, Urya bin Hannan'ın evine uçtu. Dâvud (a.s.) kuşun gittiği yere bakınca gözü yıkanmakta olan Urya'nın hanımına ilişti; onu o halde görünce aşık oldu.

Öte yandan Dâvud, Urya bin Hannan'ı bir savaşa göndermişti. Derken savaş komutanının Urya'yı Tabut'un önüne geçirmesi için ona bir mektup yazdı. Komutan da Urya'yı öne geçirdi.

Fakat o müşriklere galip oldu. Bu durum Dâvud'a çok ağır geldi. Yine Urya'yı tabutun önüne geçirmesi için bir mektup daha yazdı. Komutan Uryayı tekrar öne geçirdi ve Urya da öldürüldü. Derken Dâvud (a.s.) da onun hanımıyla evlendi.'

Ravi diyor ki: 'İmam Rıza (a.s.), eliyle alnına vurarak şöyle buyurdu: İnna lillah ve inna ileyhi raciûn! Siz, Allah'ın peygamberlerinden birine namazı hafife almayı nispet verdiniz. Öyle ki, kuşun peşinden koşmak için namazını bozdu, diyorsunuz. Sonra da ona fuhşu nispet verdiniz, daha sonra da cinayeti!'

İbn-i Cehm: 'Ey Resûlullah'ın torunu! O halde Hz. Dâvud'un hatası neydi?'

İmam (a.s.): 'Vay haline! Dâvud (a.s.), Allah'ın, kendisinden daha bilgili birisini yaratmadığını sandı. Bundan dolayı Allah azze ve celle iki meleği onun yanına gönderdi. Derken onlar mihraba sıçrayarak (duvardan çıkıp Dâvud'un ibadet ettiği yere inerek) şöyle dediler:

'Biz iki hasımız. İçimizden birimiz, diğerinin hakkına tecavüz etmiştir, aramızda adaletle hükmet, hakkı aşıp adaletten çıkma ve bizi dosdoğru yola sevk et. Şüphe yok ki şu, benim kardeşimdir, doksan dokuz koyunu var ve benimse bir tek koyunum; böyleyken onu da bana ver dedi ve konuşmamızda beni alt etti.'  

Burada Hz. Dâvud, acelede bulundu ve hakkında dava açılan kişinin zararına hükmederek şöyle dedi: 'Senin koyununu, kendi koyunlarına katmak istemekle gerçekten de zulmetmiş sana.'  

Hz. Dâvud, (gerekli olduğu halde) iddiada bulunan şahıstan bir şahit ve delil istemedi. Ayrıca, aleyhinde iddia edilen şahsa, 'Bu konuda sen ne diyorsun?' diye de sormadı. İşte Hz. Dâvud'un hatası bu hakimlik usulü hakkındaki hata idi, sizin düşündüğünüz gibi değil. Allah-u Teala'nın şöyle buyurduğunu duymadın mı: Ey Dâvud, Biz seni yeryüzünde halife kıldık, artık insanlar arasında adaletle hükmet ve dilediğine uyma.' 

İbn-i Cehm: 'Ey Resûlullah'ın torunu! Peki, Hz. Dâvud'un Urya ile olan hikâyesi nasıldır?

İmam (a.s.): 'Hz. Dâvud'un (a.s.) zamanında, bir kadının koca-sı öldüğü veya öldürüldüğünde o kadın artık hiçbir zaman evlenmezdi. Allah'ın (c.c), ilk olarak kocası ölmüş kadınla evlenmesini mubah kıldığı kimse Hz. Dâvud (a.s.) idi. İşte, Hz. Dâvud (a.s.) Urya öldürüldüğünde iddeti geçtikten sonra onun hanımıyla evlendi. Urya hakkında halka ağır gelen şey, işte budur.

Ama Hz. Muhammed (s.a.v.) hakkında Allah-u Teala'nın şu kelamına gelince: 'Ve Allah'ın açığa vuracağı şeyi içinde gizliyordun, insanlardan korkuyordun ve Allah'tan korkman daha doğruydu, o daha layıktı buna.'   Allah-u Teala, Peygamberine, dünyadaki ve ahiretteki eşlerinin isimlerini ve onların mü'minlerin anneleri olduklarını O'na bildirdi.

O kadınlardan birisi Cehş kızı Zeyneb idi ki, o zaman Zeyd bin Hârise'nin hanımıydı. Peygamber Efendimiz, münafıkların, 'Peygamber başkasının evinde olan bir kadını kendi eşlerinden sayıyor' dememeleri için onun ismini içinde saklayarak açıklamadı. Resûlullah, münafıkların böyle söyleyebileceklerinden çekindi.

Allah azze ve celle şöyle buyurdu: 'Ve halktan korkuyordun, oysa Allah'tan korkman daha doğruydu.' Yani içinden bu sözün söylenmesinden korkuyordun. Allah azze ve celle üç kimsenin dışında kullarından hiç kimseyi bizzat kendisi evlendirmemiştir; onlardan biri Hz. Âdem ile Havva'dır, diğeri Hz. Peygamber ile Zeyneb'tir ki, bu konu hakkında şöyle buyurmuştur:

'Artık Zeyd, ondan ilişkisini kesince, biz onu (Zeyneb'i) seninle evlendirmiş olduk.'   Üçüncüsü ise, Hz. Fâtıma (a.s.) ile Hz. Ali'dir (a.s.)."

Râvi diyor ki: "Ali bin Muhammed bin Cehm, ağlayarak şöyle dedi: Ey Resûlullah'ın torunu! Ben artık bugünden sonra sizin beyan ettiğinizin dışında Allah'ın peygamberleri hakkında bir şey söylememek üzere tevbe ediyorum." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)
Dışişleri Bakanlığı'na MİT damgası
Hakan Fidan'a 3 yeni yardımcı
Normalleşme adımı
Erdoğan, 28 Şubat tutuklularını affetti
'Verilen cezaların bazıları istenene göre çok düşük ama...'
Özel'den Kobani Davası çıkışı
Yabancı borsaların kullanımı sonlandırılacak
Kripto düzenlemesi Meclis'e sunuldu
Kobani davasında karar açıklandı
Demirtaş'ın cezası belli oldu
Deprem vurursa...
Türkiye'nin durumu harap
Erdoğan'ın atama tercihine tepki gösterdi
Nasıl normalleşecek bu ülke?
İGDAŞ, Halk Ekmek, İSPARK ve Hamidiye Su satılacak
Özelleştirme furyasına İmamoğlu da katıldı
"İsrafta tasarruf yok, vatandaşa hizmette tasarruf var"
BTP lideri gündemi değerlendirdi
İddianameye girmese de dosyaya girdiler
Sinan Ateş cinayetinin şüpheli araçları
İktidar ve yandaşları zamları 'güncelleme' diye savunuyor
Avrasya Tüneli geçişine de zam!
Şi Cinping'den 'çok kutupluluk' vurgusu
"Rusya ile ortak stratejik tercihimiz"
Slovakya Başbakanı'nın durumu ciddiyetini koruyor
Ameliyatı 5 saat sürdü
Putin, Şi Cinping'le görüşmesinin ardından konuştu
"Çin'le ticaretimiz rekor kırdı"
BTP’den Hemşirelik Haftası’nda anlamlı ziyaret
“Hemşirelik kutsal bir meslektir”
Dışişleri Bakanlığı'na MİT damgası
Hakan Fidan'a 3 yeni yardımcı
Normalleşme adımı
Erdoğan, 28 Şubat tutuklularını affetti
'Verilen cezaların bazıları istenene göre çok düşük ama...'
Özel'den Kobani Davası çıkışı
Yabancı borsaların kullanımı sonlandırılacak
Kripto düzenlemesi Meclis'e sunuldu
Kobani davasında karar açıklandı
Demirtaş'ın cezası belli oldu
Deprem vurursa...
Türkiye'nin durumu harap
Erdoğan'ın atama tercihine tepki gösterdi
Nasıl normalleşecek bu ülke?
İGDAŞ, Halk Ekmek, İSPARK ve Hamidiye Su satılacak
Özelleştirme furyasına İmamoğlu da katıldı
"İsrafta tasarruf yok, vatandaşa hizmette tasarruf var"
BTP lideri gündemi değerlendirdi
İddianameye girmese de dosyaya girdiler
Sinan Ateş cinayetinin şüpheli araçları
İktidar ve yandaşları zamları 'güncelleme' diye savunuyor
Avrasya Tüneli geçişine de zam!
Şi Cinping'den 'çok kutupluluk' vurgusu
"Rusya ile ortak stratejik tercihimiz"
Slovakya Başbakanı'nın durumu ciddiyetini koruyor
Ameliyatı 5 saat sürdü
Putin, Şi Cinping'le görüşmesinin ardından konuştu
"Çin'le ticaretimiz rekor kırdı"
BTP’den Hemşirelik Haftası’nda anlamlı ziyaret
“Hemşirelik kutsal bir meslektir”

Kobani davasında karar açıklandı: Demirtaş'a 42 yıl hapis

Kobani Davası, Sincan Cezaevi görüldü. Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ duruşmaya katılmazken mahkeme heyeti duruşma erteleme talebini reddetti. Duruşmada karar çıktı.
16.05.2024 17:12:00 / Güncelleme: 16.05.2024 19:00:41
Haber Merkezi
Kobani davasında karar açıklandı: Demirtaş'a 42 yıl hapis
Kobani davasında karar açıklandı: Demirtaş'a 42 yıl hapis
Kobani bahanesiyle 6-8 Ekim 2014'teki eylemlere ilişkin aralarında terör örgütü PKK elebaşılarının yanı sıra eski HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da bulunduğu 108 sanığın yargılandığı davada hüküm açıklandı.

22. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada sanık avukatlarının beyanlarının ardından, sanıklara son sözleri soruldu.

Mahkeme başkanı verilen aranın ardından hükmü açıkladı. Buna göre, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 10 yıl hapse çarptırıldı.

Eski HDP MYK üyeleri Ali Ürküt "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak suçuna yardım"dan 13 yıl 4 ay, "suç işlemeye tahrik" suçundan da 4 yıl 6 ay, Alp Altınörs aynı suçlardan sırasıyla 18 yıl ve 4 yıl 6 ay, Bülent Barmaksız ise 16 yıl ve 4 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Eski HDP milletvekili Ayla Akat Ata "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 9 yıl 9 ay, Emine Ayna aynı suçtan 10 yıl, partinin eski PM üyeleri Ayşe Yağcı ve Aynur Aşan ise 9'ar yıl hapis cezası aldı. Ayla Akat Ata ve Ayşe Yağcı'nın tahliyelerine karar verildi.

Eski HDP Milletvekilleri Aysel Tuğluk, Altan Tan, Ayhan Bilgen ile diğer sanıklardan Berfin Özgü Köse, Bircan Yorulmaz, Can Memiş, Emine Beyza Üstün ise üzerlerine atılı suçlardan beraat etti.

Avukatlar protesto etti

Sanıkların son sözlerinin alınmasının ardından mahkeme, kararını açıkladı. Mahkeme başkanının, hükmü açıklamaya başladığı sırada, sanık avukatları ve izleyiciler, masalara vurarak sloganlar attı.

Bu kişilerin salondan çıkmasının ardından başkan, mahkemenin kararını açıklamaya devam etti.

Beraat kararları

Buna göre, sanıklar, Aysel Tuğluk, Altan Tan, Ayhan Bilgen, Berfin Özgü Köse, Bircan Yorulmaz, Can Memiş, Emine Beyza Üstün, Gülfer Akkaya, Gülser Yıldırım, İbrahim Binici, Sırrı Süreyya Önder ve Sibel Akdeniz'in üzerlerine atılı suçlardan "delil yetersizliğinden" beraat etti.

Demirtaş'a 42 yıl ceza

Dava kapsamında, 47 ayrı suçtan yargılanan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçuna yardımdan 20 yıl, 2 kez "suç işlemeye tahrik" suçundan 7 yıl 6 ay hapis, 4 kez "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 10 yıl, "halkı kanunlara uymamaya tahrik" suçundan 1 yıl 6 ay, "toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet" suçundan 1 yıl 6 ay "suçu ve suçluyu övme" suçundan da 1 yıl 6 ay olmak üzere toplam 42 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Heyet, sanığın yargılama sürecindeki tutum ve davranışları dikkate alınarak hakkında Türk Ceza Kanununun 62. maddesindeki indirim hükümlerinin uygulanmamasına karar verdi.

Yüksekdağ'a farklı suçlardan ceza

Eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ise "devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçuna yardımdan 19 yıl, "suç işlemeye tahrik" suçundan 4 yıl 6 ay, "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 1 yıl 6 ay, "toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet" suçundan 2 yıl, 2 kez "örgüt propagandası" suçundan 3 yıl, "seçim yasaklarına aykırı hareket etmek" suçundan da 3 ay olmak üzere toplam 30 yıl 3 ay hapis cezası aldı.

Sanık Pervin Oduncu "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçuna yardımdan 18 yıl 4 ay, "suç işlemeye tahrik" suçundan da 4 yıl 6 ay hapse mahkum edildi. Aynı suçlardan sırasıyla sanıklar Cihan Erdal 16 yıl ve 4 yıl 6 ay, Dilek Yağlı 16 yıl ve 4 yıl 6 ay, Günay Kubilay 16 yıl ve 4 yıl 6 ay, İsmail Şengül 16 yıl ve 4 yıl 6 ay ve Nazmi Gür 18 yıl ve 4 yıl 6 ay, Zeki Çelik 18 yıl ve 4 yıl 6 ay ve Zeynep Kahraman 18 yıl ve 4 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Sanıklar Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel, Nezir Çakan, Meryem Adıbelli, Mesut Bağcık ve Zeynep Ölbeci hakkında ise "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan hüküm kuruldu. Bu suçtan Kışanak ve Tuncel 12'şer yıl, Türk ve Ayna 10'ar yıl, Ata 9 yıl 9 ay, Aşan, Yağcı, Çakan, Adıbelli, Bağcık ve Ölbeci ise 9'ar yıl hapse mahkum edildi. Ölbeci'ye ayrıca "terör örgütü propagandası yapma" suçundan 3 yıl 9 ay hapis cezası verildi.

72 sanığın dosyası ayrıldı

Kararını oy birliğiyle alan mahkeme heyeti, firari 72 sanığın dosyasının ayrılmasına hükmetti.

Alfabetik sıraya göre açıklanan cezalar şöyle:

Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ahmet Türk'e "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlamasıyla 10 yıl hapis cezası verildi.
Ağırlaştırılmış hapis cezası istenilen Ali Ürküt'e "Devletin birliğini bozma eylemine yardım" suçundan 13 yıl 4 ay hapis cezası verildi. Ürküt'ün tutukluluk halinin devamına, suç işlemeye tahrikten de ayrıca 3 yıl 9 ay hapis cezası verilmesine karar verildi.
Ağırlaştırılmış hapis cezası istenen Alp Altınörs'e 18 yıl hapis cezası verildi. Tutukluluk halinin devamına karar verildi. "Suç işlemeye tahrik" iddiasıyla 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Altan Tan'ın beraatine karar verildi.
Ayhan Bilgen'in de beraatine karar verildi.
Ayla Akat'a 9 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Tutukluluk süresi göz önünde bulundurularak tahliye kararı verildi.
Aynur Aşan'a 9 yıl hapis cezası verildi.
Aysel Tuğluk'un beratine karar verildi.
Ayşe Yağcı'ya 9 yıl hapis cezası verildi. Mahkeme heyeti tahliyesine karar verdi.
Bircan Yorulmaz ve Berfin Özge Köse için beraat kararı verildi.
Bülent Parmaksız "devletin bütünlüğünü bozmak" suçundan 16 yıl ceza aldı. "Suç işlemeye tahrik" iddiasıyla 2 yıl ceza verildi. Söz konusu cezada arttırım yapılarak, 4 yıl 6 aya çıkarıldı.
Can Memiş'e beraat kararı verildi.
Cihan Erdal ve Dilek Yağcı'ya 16 yıl hapis cezası verildi. Yağcı'ya "Suç işlemeye tahrik" iddiasıyla 2 yıl verildi. Cezada arttırım yapılarak, 4 yıl 6 aya çıkarıldı. Tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Emine Ayna'ya 10 yıl hapis cezası verildi. Yurtdışı yasağı konuldu.
Beyza Üstün için beraat kararı verildi.
Figen Yüksekdağ'a "Devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozma" suçundan 19 yıl hapis cezası verildi. Tutukluluk halinin devamına karar verilirken ayrıca "tahrik ve bu suçun basın yoluyla işlendiği" gerekçesinden 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Yüksekdağ'a ayrıca "terör örgütü propagandası"ndan 1 yıl 6 ay ceza verilirken, "Kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılma" sebebiyle 2 yıl hapis cezası verildi. Seçim yasaklarına aykırı hareketi ettiği gerekçesiyle de 3 ay ceza aldı. Yüksekdağ'a Mehmet Tunç'un cenazesinde yaptığı bir başka konuşma sebebiyle 1 yıl 6 ay, Van'da yaptığı bir konuşmadan da 1 yıl 6 ay ceza verildi. Yüksekdağ toplamda 30 yıl 3 ay hapis cezası aldı.
Gültan Kışanak'a "terör örgütü üyeliğinden" 12 yıl hapis cezası verildi. Heyet tutukluluk süresini göz önünde bulundurarak adli kontrol şartıyla tahliye kararı verdi.
Günay Kubilay'a "Devletin bütünlüğünü bozmak" suçundan 16 yıl hapis cezası verildi. Tutukluluk halinin devamına karar verildi
İbrahim Binici'ye beraat kararı verildi.
İsmail Şengül'e 16 yıl hapis cezası verildi. Tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Meryem Adıbelli "terör örgütü üyeliği"nden 6 yıl ceza aldı. Adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildi.
Mesut Bağcık'a "terör örgütü üyeliği" suçundan 9 yıl hapis cezası verildi. Adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildi.
Nazmi Gür'e 'devletin bütünlüğünü bozmak 'suçuna yardımdan 18 yıl, 'suç işlemeye tahrik suçundan' 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Nezir Çakan'a örgüt üyeliğinden 9 yıl hapis cezası verildi.
Pervin Oduncu'ya 'devletin birlik ve bütünlüğünü bozmaktan 18 yıl, suç işlemeye tahrikten 4 yıl 6 ay ceza verildi.
Sebahat Tuncel'e örgüt üyeliğinden 12 yıl hapis cezası verildi. Tutukluluk süresi göz önünde bulundurarak adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildi.
Selahattin Demirtaş'a "Devletinin birliği ve bozmaya yardım" suçundan ağırlaştırılmış müebbet cezası verilip, ceza 20 yıla çevrildi. Tutukluluk halinin devamına karar verildi. "Suç işlemeye tahrik"ten 4 yıl 6 ay ceza verildi. 21 Mart 2016 Newroz'unda yaptığı konuşmadan 2 yıl 6 ay verildi. Ayrıca, 29 Şubat'ta Diyarbakır'da yaptığı konuşmada 'halkı kanunlara uymayan tahrikten' 1 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Demirtaş'a "propagandadan" 2 yıl 30 ay ceza verildi. Demirtaş'a "yasa dışı gösteriye tahrik" iddiasından da 3 yıl hapis cezası verildi.Demirtaş'a Cizre'de yaptığı bir açıklamasında 2911 sayılı yasaya muhalefetten 1 yıl 6 ay ceza verildi. "Suç ve suçluyu övme" suçundan 1 yıl 6 ay ceza verildi. Yine propaganda suçundan 2 yıl hapis cezası verildi. Demirtaş için 42 yıl hapis cezası istendi.
Sırrı Süreyya Önder beraat etti.
Zeypep Karahan "Devletin bütünlüğünü bölmek suçuna yardım"dan 18 yıl, "suç işlemeye tahrik" suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası aldı.

'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'

Zonguldak'ta sempozyumda konuşan Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, Rusya'nin yeniden bir Bizans olma sevdası olduğunu söylerken 'Karadeniz, Akdeniz sevdası da onun bir parçasıdır. Suriye meselesinde Ruslar niye vardır dersek cevabı buradadır' dedi.
16.05.2024 15:21:00 / Güncelleme: 16.05.2024 15:26:02
İhlas Haber Ajansı
'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'
'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi tarafından 'Karadeniz İnsan ve Toplum Bilimleri Sempozyumu' gerçekleştirildi.

Sezai Karakoç Kültür Merkezi'nde açılış töreni gerçekleştirilen sempozyuma, Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan konuk olarak katıldı.

Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı'nın okunduğu sempozyumda konuşan düzenleme kurulu başkanı Doç. Dr. Yücel Namal, dünyada yaşanan hızlı değişim ve dönüşümün sorun çözme odaklı alternatif yaklaşımların disiplinler arası boyutta tartışılması gerekli kıldığını söyledi.

Sempozyumun bu ilkeler ışığında farklı disiplinlerle ilgili çalışmaları tartışmak, bilimsel çıkarımlar elde etmek amacıyla düzenlendiğine dikkat çeken Namal şöyle dedi:
'Günümüz şartları ve dünyada yaşanan hızlı değişim, dönüşüm, sosyal bilimlerde yenilikçi veya sorun çözme odaklı alternatif yaklaşımların disiplinler arası boyutta tartışılmasını gerekli kılmaktadır. Bu nedenle Türkiye Yüzyılı olacağına inandığımız bu asırda Atatürk'ün muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkma hedefi doğrultusunda üniversitemizde sosyal bilimler alanında kültür ana teması etrafında şekillenen Karadeniz İnsan ve Toplum Bilimleri Sempozyumu düzenlenmiştir. Bu ilkeler ışığında farklı disiplinlerle ilgili çalışmaları tartışmak ve yeni bilimsel çıkarımlar elde etmek amacıyla düzenlediğimiz sempozyumumuzda arkeolojiden, felsefeye, tarihten, edebiyata, sosyolojiye, psikolojiye kadar pek çok disiplinde alanında uzman araştırmacılarla ortak bir zeminde buluşma fırsatını bizlere sundu.'



'Türkiye'nin kesişim yollarında durması ülkemizin Karadeniz'de üstlendiği rolün önemini ortaya koyuyor'

İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Melih Geniş, Türkiye'nin Karadeniz'in en uzun kıyı şeridine sahip ülke olmasının, ulaşım ve ticaret yollarının kesişim noktasında olmasının Karadeniz'de üstlendiği rolün önemini ortaya koyduğunu söyledi.

Geniş, Zonguldak'ın yerli ve yenilenebilir enerji payının arttırılmasında öneminin bir kez daha ortaya çıktığını ifade ederek şu ifadelere yer verdi:
'Türkiye'nin Karadeniz'in en uzun kıyı şeridine sahip ülke olması, Karadeniz'de kıyısı bulunan ülkelerin sıcak denizlere inebilmeleri ve dünya ile deniz yolu vasıtasıyla ticaret yapabilmeleri, Türkiye'nin ulaşım ve ticaret yollarının kesişim yollarında durması ülkemizin Karadeniz'de üstlendiği rolün önemini ortaya koyuyor. Türkiye Yüzyılı süresince ülkemizin öncelikli hedefleri arasında milli enerji politikası çerçevesinde yerli ve yenilenebilir enerji payının arttırılmasının yer almasıyla bilhassa bölgemiz ve Zonguldak önemini bir kere daha ortaya koymuştur. Bu durum neticesiyle kamu otoritelerine kuruluşlarınaa, sektör ve kamu iş birliklerinin yanı sıra yüksek öğretim kurumlarının da bölgenin sosyal, kültürel, ekonomik değerlerin değişiminde rol oynayacak yeni politikaların geliştirilmesi noktasında önemli bir rol ve sorumluluklar düşmektedir. Sempozyum ile bölgenin sosyal ve kültürel anlamda gelişiminin desteklenerek toplumun işleyişine katkı sağlanması hedeflenmiştir.'

'Necip milletimiz toplumsal ağına her hususta önem vermiştir'

ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer de Türk Milleti'nin yaşam tarzı, geçmişi ve idealleriyle azmi göz önünde bulundurulduğunda dünya sahnesinde önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Özölçer, 'Her toplum kendi iç dinamiklerinden hareketle geçmişten gelen kültürü, günceli takip ederek korumaya güzelleştirmeye zenginleştirmeye çalışır. Kadim milletimizin yaşam tarzı, geçmişi ve idealleriyle azmi göz önünde bulundurulduğunda dünya sahnesinde çok mühim bir yere sahip olduğu aşikardır. Tarih sahnesine çıktığı andan itibaren necip milletimiz; insanı yaşamın merkezine almış onu tanımaya çalışmış ve insanın potansiyelini sonuna kadar kullanması gerektiğini sosyal bilimlerin hemen tüm dallarıyla anlatmaya çalışmıştır. Kısacası toplumsal ağına her hususta önem vermiş edebiyat, psikoloji, tarih, felsefe, arkeoloji, sosyoloji gibi disiplinlerde hep çözüm odaklı bir yaklaşım sergilemiştir. Elbette bununla birlikte sadece insanı konu alan değerlere yönelmemiştir. Tabiata da olması gerektiği gibi davranmış, yeşili, toprağı, hayvanları, kısaca tüm doğayı benimsediği insanlık ülküsü çerçevesinde öncelemiştir' dedi.

Zonguldak'ı çocuk yaşta çizim kitabındaki kömürü bulan Uzun Mehmet'in hikayesiyle tanıdığını anlatan Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, milli mücadele döneminde şehrin nefes borusu olduğunu ancak yeterince anlatılamadığını söyledi.

'Milli mücadele yıllarında ne yazık ki Zonguldak'ın o yüzü çok fazla gösterilememiştir'

Turan, Zonguldak'ın milli mücadele yıllarında önemli bir yere sahip olduğunun altını çizerek şöyle dedi:

'Ülkemin pek çok yerini daha henüz tanımazken bilmezken Zonguldak ile o muhabbetli buluşmamı o kitapla sağladım. Daha sonraki yıllarda dünya tarihinin de gördüğü en kutsal mücadelelerden birisi olan milli mücadele yıllarında da ne yazık ki Zonguldak'ın o yüzü çok fazla gösterilmemiştir, görememiştir. Bunu belki biz tarihçilerin de bir kusuru vardır elbette. Ama ne yürekten ne gayretle destek verdiğini, katkı verdiğini yıllar sonra bazı araştırmalarımda da öğrendim. Anadolu hakikaten dört bir taraftan sarılmıştır. Doğu Cephesi vardır. Urfa, Antep, Antakya, Diyarbakır'a uzanan güney cephesi vardır. Akdeniz İtalyanlarla sarılmıştır. Batı'da Yunanlılar vardır, İngiliz armadası Çanakkale'den maalesef geçmiş, İstanbul'a gelmiş, çökmüştür. Sadece bir nefes borusu kalmıştır. İnebolu ve Zonguldak. İşte o nefes aldıran boru nefes aldıran yer olarak Zonguldak'a ayrı bir muhabbetim daha oldu. Daha da pekişti.'

'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'

Rusya'nın politikacılarından Vladimir Jirinovski'nin sözlerini hatırlatarak bugün Rusya'nın Suriye'deki varoluş gerekçesini anlatan Turan sözlerini şöyle tamamladı:

'Rusların Vladimir Jirinovski adında bir politikacıları vardı. Renkli bir politikacı, genelde muhalefette oynuyor. Nasyonalist bir Rus politikacısı. Birgün gazetecilerden birisi röportaj yapmış. Sözünü de esirgemiyor. Türkiye'ye de birkaç sefer geldi. Diyor ki 'Siz Türkler, dünyanın en suçlu, en kabahatli milletisiniz. Niçin denildiğinde, Orta Çağ'ın o zaman ki en büyük medeniyetini yıktınız. Daha bundan büyük kabahat olur mu' Hangi medeniyet deyince Bizans, Roma Medeniyeti'ni yıktınız' diyor. Her büyük milletin bir gelecek sevdası, ideali vardır. Bugün Rus Milliyetçiliğinin de gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır. Hala o devam ediyor. Karadeniz, Akdeniz sevdası da onun bir parçasıdır. Suriye meselesinde Ruslar niye vardır dersek cevabı buradadır.'

BİK Analitik’in kalitesi TSE tarafından tescillendi

İnternet haber sitelerinin ziyaretçi trafiklerini ölçümleyen BİK Analitik, TSE'nin test süreçlerini başarıyla geçerek TS ISO/IEC 25051 Standardı Belgelendirmesini almaya hak kazandı.
16.05.2024 13:07:00 / Güncelleme: 16.05.2024 13:09:59
BÜLTEN
BİK Analitik’in kalitesi TSE tarafından tescillendi
BİK Analitik’in kalitesi TSE tarafından tescillendi
Basın İlan Kurumu'nun görev alanında bulunan resmi ilan yayımıyla alakalı internet haber sitelerinin ziyaretçi trafiklerini ölçümleyen BİK Analitik'in, TS ISO/IEC 25051 Standardı Belgelendirmesi için Türk Standartları Enstitüsü'ne (TSE) yapılan başvuru sonuçlandı.

BİK Analitik, yazılım paketlerinin kalite gereksinimlerini, bu paketlerin test dokümanlarının ne tür özelliklere sahip olması gerektiğini ve yazılım paketlerinin uyumluluk değerlendirmeleri için gerekli talimatları açıklayan uluslararası bir standart olan TS ISO/IEC 25051 belgesini alarak kalitesini tescillemiş oldu.

BİK Analitik test süreçlerini başarıyla geçti

TS ISO/IEC 25051 standardı belgesi için 23 Kasım 2023 tarihinde TSE'ye başvuru yapıldı. Başvurunun ardından Kurum üst yönetimi ve ilgili müdürlükler uyum süreci ve denetleme ile ilgili hazırlık sürecini tamamladı.

Belgelendirmenin ilk aşaması olan test sürecinde istenilen belgeler ve test senaryoları hazırlandı. BİK Analitik uygulamasının fonksiyonel test senaryoları 20 Şubat 2024 tarihinde TSE'ye gönderildi ve olumlu sonuç alındı.

Belgelendirme denetimi olumlu sonuçlandı

İkinci aşama olarak 26 Nisan 2024 tarihinde Kurumumuz Genel Müdürlüğü'nde TSE uzmanları tarafından yapılan belgelendirme denetimi de olumlu sonuçlanınca evraklar TSE komitesine sunuldu.

TSE'nin 13 Mayıs 2024 tarihindeki komite toplantısında TS ISO/IEC 25051 standardı belgesini almaya hak kazanan BİK Analitik, 15 Mayıs 2024 tarihinde TSE'nin web sitesinde bulunan TSE Belgeli Firmalar Sorgulama alanında yerini aldı.

BİK Analitik yazılımı daha önce Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillenmişti.

"Paydaşlarımızın rızasını kazanmak için uğraşıyoruz"

Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Cavit Erkılınç, BİK Analitik'in TS ISO/IEC 25051 standardı belgesi almasına ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Yola çıktığımız ilk günden itibaren kararlı, sabırlı ve bilinçli adımlarla ilerlemeyi şiar ediniyoruz. BİK Analitik, internet haber sitelerinin resmi ilan yayımlaması kadar önemli bir meseledir. Resmi ilan ve reklamların adil dağıtımının ve mesleki niteliklerin ölçümlenebilmesinin anahtarı bu yazılımdır. BİK Analitik'i değerli kılan tamamen yerli ve millî olması, Kurumumuza has; görevimize yönelik ölçümleme yapmasıdır. Mesleki anlamda işini iyi yapanla yapmayanı ayırırken BİK Analitik en büyük güvencemiz olacak. Sahada görevini layıkıyla yapan internet haber sitelerimizin, bir an önce harekete geçmemizi sabırsızlıkla beklediklerini biliyorum. Geçeceğiz, ancak acele edip hataya da mahal vermeyeceğiz. İlk olarak BİK Analitik markasını güvence altına aldık. Ardından BİK Analitik'in donanım, çalışma ve ölçümleme prensiplerine dair kalite belgesini aldık. Şimdi son aşamaya gelmiş bulunuyoruz. En kısa sürede alanında yetkin uluslararası denetim firmasından dünyanın her yerinde geçerli bir rapor almak istiyoruz. Kurum olarak kendimize de BİK Analitik'e de çok güveniyoruz. Bu belgeleri ve raporları almaktaki amacımız asla birilerini ikna etmek değil bizimle yol yürüyen paydaşlarımızın rızasını kazanmaktır. TS ISO/IEC 25051 standardı belgesinin, Kurumumuz ve sektörümüze hayırlar getirmesini temenni ediyorum" ifadelerini kullandı.

Özelleştirme furyasına İmamoğlu da katıldı: İBB, İGDAŞ, İspark ve Halk Ekmek dahil birçok şirketi satacak

İBB, İGDAŞ, İspark ve Halk Ekmek dahil birçok şirketi özelleştirmeye hazırlanıyor.
16.05.2024 12:59:00
Haber Merkezi
Özelleştirme furyasına İmamoğlu da katıldı: İBB, İGDAŞ, İspark ve Halk Ekmek dahil birçok şirketi satacak
Özelleştirme furyasına İmamoğlu da katıldı: İBB, İGDAŞ, İspark ve Halk Ekmek dahil birçok şirketi satacak
İBB birçok şirketi özelleştirmeye hazırlanıyor. Özelleştirilecek şirketler arasında İGDAŞ, Halk Ekmek, İspark ve Hamidiye Su da bulunuyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 31 Mart yerel seçimlerinde Büyükşehir Belediye Meclisi'nde çoğunluğu elde etti. Şimdi de birçok şirketi "halka arz" etmeyi planlıyor.

İBB Mali Hizmetler Daire Başkanı Neslihan Vural, belediye meclisinde CHP'nin çoğunluğu elde etmesinin, İGDAŞ'ın halka arzı da dahil olmak üzere 'fonlama sağlama' planlarında ilerlemeye imkan tanıdığını söyledi. İGDAŞ'ın halka arz planı ilk olarak 2010'larda gündeme gelmiş ancak hayata geçememişti.

Bloomberg'ün sorularını yanıtlayan Vural, gaza zam gelirse şirketin değerinin de 10 milyar doları bulacağını söyledi.

Ekonomik kriz nedeniyle halkın tercih ettiği Halk Ekmek'in de sırada olduğunu söyleyen Vural, İspark ve Hamidiye Suyu'n da özelleştirilmesi için hazırlık içinde olduklarını belirtti.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.