İmam Kazım’ın meşhur akıl risâlesi -3-
Ey Hişam! Malsız zenginlik kıskançlıktan kurtulmuş huzurlu bir kalp ve dinde esenlik isteyen bir kimse, olgun ve eksiksiz bir akıl vermesi için Allah’a yakarmalıdır
11.01.2024 07:40:00
İHA
İHA





Ey Hişam! Malsız zenginlik kıskançlıktan kurtulmuş huzurlu bir kalp ve dinde esenlik isteyen bir kimse, olgun ve eksiksiz bir akıl vermesi için Allah'a yakarmalıdır.
Çünkü aklını kullanan insan kendisine yetene kanaat getirir. Kendisine yeterli olana kanaat getiren, kendini başkasına muhtaç görmez ama kendisine yeterli olan şeye kanaat getirmeyen, hiçbir zaman doymaz, ebediyen zenginlik elde edemez.
Ey Hişam! Allah sâlih toplulukların 'Rabb'imiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize tarafından rahmet bağışla. Lutfu en bol olan Sensin' dediklerini anlatıyor.
Çünkü onlar kalplerin haktan saptıklarını ve eski körlüklerine ve alçaklıklarına geri döndüklerini biliyorlardı. Allah tarafından kendisine akıl bahşedilmeyen kimse, Allah'tan korkmaz.
Bir kimse, Allah tarafından akılla ödüllendirilmemişse, o kimse kalbinde algılayacağı ve gerçekliğini hissedeceği sarsılmaz bir bilgi üzere sebat göstermez.
Zaten sözleri fiillerini doğrulayan ve gizlisi açığına uygun olan kimselerden başkası bu dereceye erişmez. Çünkü Allah, akılın gizlisini ancak onun açığı ve konuşanı ile gösterir.
Ey Hişam! Emîrü'l-Mü'minîn Ali b. Tâlib şöyle derdi: 'Allah'a, akıldan daha üstün bir şeyle ibâdet edilmiş değildir. Şu çeşitli hasletlere sahip olmadıkça, insanın aklı tamamlanmış olmaz: Küfür ve kötülükten yana ondan emin olunur. Ondan doğruluk ve hayır umulur. Malının fazlasını dağıtır. Sözünün fazlasını içinde tutar.
Dünyadan aldığı pay ise sadece beslenmektir. Yaşamı boyunca kesinlikle ilme doymaz. Allah ile beraberken zelil olmak, onun nazarında başkalarının yanında aziz olmaktan daha iyidir. Tevazu ona göre şereften daha iyidir.
Başkasının sergilediği az miktardaki iyilikleri çok görür, kendisinin sergilediği çok miktardaki iyilikleri ise azımsar. Bütün insanları kendisinden daha iyi görür. Kendi yanında kendinin, insanların en kötüsü olduğunu düşünür. İşte bu işin tamamıdır.'
Ey Hişam! Dili doğru olanın ameli temiz olur. Niyeti iyi olanın rızkı artar. Kardeşlerine ve ailesine iyilik ve ihsanda bulunan kimsenin ömrü uzun olur.
Ey Hişam! Cahillere hikmeti öğretmeyin, hikmete zulmetmiş olursunuz. Ehil olanlara da öğretmezlik etmeyin, onlara zulmetmiş olursunuz.
Ey Hişam! Onlar, hikmeti size bıraktıkları gibi, siz de dünyayı onlara bırakın.
Ey Hişam! İnsanlığı, kişiliği olmayanın dini de olmaz. Aklı olmayanın da insanlığı, kişiliği olmaz. En yüksek mertebede olan insan, dünyayı kendisi için bir değerli pay olarak görmeyen kimsedir. Sizin bedenlerinizin asıl fiyatı Cennet'tir. Bedenlerinizi Cennet'ten başka bir fiyata satmayın.
Ey Hişam! Emîrü'l-Mü'minîn şöyle derdi: 'Bir meclisin başköşesine ancak şu üç özelliği içinde taşıyan kimse oturur: Bir soru sorulduğu zaman cevap verir. İnsanların güçlük çektikleri durumlarda konuşur. Ailesinin yararına olan görüşler ortaya koyar.
Bir kimsede bu özellikler yoksa gidip meclisin baş kösesine oturursa, o kimse ahmaktır.'
Hasan b. Ali, İmam Hasan şöyle demiştir: 'Bir ihtiyacınızı gidermek istediğinizde onu ehlinden isteyin.'
Orada hazır bulunanlar dediler ki: 'Ey Resûlullah'ın (sallallahu aleyhi ve âlihi) oğlu ehil kimdir?'
Dedi ki: 'Allah'ın Kitabı'nda kıssalarını anlattığı, andığı ve haklarında, ancak temiz akıl sahipleri öğüt alıp düşünürler, dediği akıl sahibi kimselerdir.'
Ali b. Hüseyin (a.s.) (İmam Zeynelâbidin) şöyle der: 'Sâlihlerle oturmak sâlih olmaya götürür. Âlimlerin davranışları aklı arttırıcı etkinliğe sahiptir.
Âdil velilere itaat etmek, onur ve izzeti arttırır. Bedenin dünya ve âhirette rahat etmesi aklın kemâlindendir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Musa Kazım eserinden)
Çünkü aklını kullanan insan kendisine yetene kanaat getirir. Kendisine yeterli olana kanaat getiren, kendini başkasına muhtaç görmez ama kendisine yeterli olan şeye kanaat getirmeyen, hiçbir zaman doymaz, ebediyen zenginlik elde edemez.
Ey Hişam! Allah sâlih toplulukların 'Rabb'imiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize tarafından rahmet bağışla. Lutfu en bol olan Sensin' dediklerini anlatıyor.
Çünkü onlar kalplerin haktan saptıklarını ve eski körlüklerine ve alçaklıklarına geri döndüklerini biliyorlardı. Allah tarafından kendisine akıl bahşedilmeyen kimse, Allah'tan korkmaz.
Bir kimse, Allah tarafından akılla ödüllendirilmemişse, o kimse kalbinde algılayacağı ve gerçekliğini hissedeceği sarsılmaz bir bilgi üzere sebat göstermez.
Zaten sözleri fiillerini doğrulayan ve gizlisi açığına uygun olan kimselerden başkası bu dereceye erişmez. Çünkü Allah, akılın gizlisini ancak onun açığı ve konuşanı ile gösterir.
Ey Hişam! Emîrü'l-Mü'minîn Ali b. Tâlib şöyle derdi: 'Allah'a, akıldan daha üstün bir şeyle ibâdet edilmiş değildir. Şu çeşitli hasletlere sahip olmadıkça, insanın aklı tamamlanmış olmaz: Küfür ve kötülükten yana ondan emin olunur. Ondan doğruluk ve hayır umulur. Malının fazlasını dağıtır. Sözünün fazlasını içinde tutar.
Dünyadan aldığı pay ise sadece beslenmektir. Yaşamı boyunca kesinlikle ilme doymaz. Allah ile beraberken zelil olmak, onun nazarında başkalarının yanında aziz olmaktan daha iyidir. Tevazu ona göre şereften daha iyidir.
Başkasının sergilediği az miktardaki iyilikleri çok görür, kendisinin sergilediği çok miktardaki iyilikleri ise azımsar. Bütün insanları kendisinden daha iyi görür. Kendi yanında kendinin, insanların en kötüsü olduğunu düşünür. İşte bu işin tamamıdır.'
Ey Hişam! Dili doğru olanın ameli temiz olur. Niyeti iyi olanın rızkı artar. Kardeşlerine ve ailesine iyilik ve ihsanda bulunan kimsenin ömrü uzun olur.
Ey Hişam! Cahillere hikmeti öğretmeyin, hikmete zulmetmiş olursunuz. Ehil olanlara da öğretmezlik etmeyin, onlara zulmetmiş olursunuz.
Ey Hişam! Onlar, hikmeti size bıraktıkları gibi, siz de dünyayı onlara bırakın.
Ey Hişam! İnsanlığı, kişiliği olmayanın dini de olmaz. Aklı olmayanın da insanlığı, kişiliği olmaz. En yüksek mertebede olan insan, dünyayı kendisi için bir değerli pay olarak görmeyen kimsedir. Sizin bedenlerinizin asıl fiyatı Cennet'tir. Bedenlerinizi Cennet'ten başka bir fiyata satmayın.
Ey Hişam! Emîrü'l-Mü'minîn şöyle derdi: 'Bir meclisin başköşesine ancak şu üç özelliği içinde taşıyan kimse oturur: Bir soru sorulduğu zaman cevap verir. İnsanların güçlük çektikleri durumlarda konuşur. Ailesinin yararına olan görüşler ortaya koyar.
Bir kimsede bu özellikler yoksa gidip meclisin baş kösesine oturursa, o kimse ahmaktır.'
Hasan b. Ali, İmam Hasan şöyle demiştir: 'Bir ihtiyacınızı gidermek istediğinizde onu ehlinden isteyin.'
Orada hazır bulunanlar dediler ki: 'Ey Resûlullah'ın (sallallahu aleyhi ve âlihi) oğlu ehil kimdir?'
Dedi ki: 'Allah'ın Kitabı'nda kıssalarını anlattığı, andığı ve haklarında, ancak temiz akıl sahipleri öğüt alıp düşünürler, dediği akıl sahibi kimselerdir.'
Ali b. Hüseyin (a.s.) (İmam Zeynelâbidin) şöyle der: 'Sâlihlerle oturmak sâlih olmaya götürür. Âlimlerin davranışları aklı arttırıcı etkinliğe sahiptir.
Âdil velilere itaat etmek, onur ve izzeti arttırır. Bedenin dünya ve âhirette rahat etmesi aklın kemâlindendir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Musa Kazım eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.