'İmam, ilmin ve kulluğun kaynağıdır'
İmam Rıza (a.s.) buyurdu ki: "İmam âlimdir, cahil olmaz, önderdir, yerine geçen biri tarafından sorgulanmaz. Kutsallığın, temizliğin, ibadetin, zühdün, ilmin ve kulluğun kaynağıdır. Resûlullah'ın daveti, özellikle ona tevdi edilmiş, davet görevi ona bırakılmıştır"
01.12.2017 00:00:00
(dünden devam?)
İmam Rıza (a.s.) İmam'ın konumunu anlatmayı şöyle sürdürdü:
"İmamlık, Allah'ın bir lütfudur: 'Bilâkis bu, Allah'ın bir lütfudur, onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.' (Cuma, 4). Böyleyken imamı seçme işi nasıl onlara bırakılmış olabilir?
İmam âlimdir, cahil olmaz, önderdir, yerine geçen biri tarafından sorgulanmaz. Kutsallığın, temizliğin, ibadetin, zühdün, ilmin ve kulluğun kaynağıdır. Resûlullah'ın daveti, özellikle ona tevdi edilmiş, davet görevi ona bırakılmıştır. Fâtıma Betül (selâmullahi aleyha)'nın tertemiz soyundan gelir. Soyuna dil uzatılmayı gerektiren bir kusur yoktur, hiç kimse nesep itibariyle ona denk değildir. Kureyş hanedanından, Haşimoğulları zirvesinden ve Peygamberin pak neslinden gelmiş, Allah Azze ve Celle'nin rızasına sahiptir. Eşraf için bir şereftir ve Abdulmenaf oğullarının bir boyudur. İlmi gelişmiş ve hilmi eksiksizdir. İmamette güçlü, siyasette bilgedir. Ona itaat etmek farzdır. Allah Azze ve Celle'nin emriyle bu göreve gelmiştir. Allah'ın kullarına nasihat eder. Allah'ın dininin koruyucusudur.
Hiç kuşkusuz Allah, nebileri ve imamları muvaffak kılar, gizli ilminden ve hikmetinden, başka kimseye vermediği şeyleri verir. Bu yüzden onların sahip oldukları bilgiler aynı zamanda yaşayan insanların bilgisinden üstün olur. Şu âyetlerde Allah bu gerçeğe işaret etmiştir:
'Hakka ileten mi uyulmaya daha layıktır; yoksa hidâyet verilmedikçe kendi kendine doğru yolu bulamayan mı? Size ne oluyor? Nasıl hükmediyorsunuz?' (Yunus, 35).
'Kime hikmet verilmişse, ona çok hayır verilmiştir.' (Bakara, 269).
Talût'la ilgili olarak da şöyle buyurmuştur: 'Allah sizin üzerinize onu seçti, ilimde ve bedende ona üstünlük verdi. Allah mülkünü dilediğine verir. Allah her şeyi ihata eden ve her şeyi bilendir.' (Bakara, 247).
Bir âyette Peygamberi (sallallahu aleyhi ve âlihi)'ye şöyle buyuruyor: 'Allah sana kitabı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğini öğretmiştir. Allah'ın lütfu, sana gerçekten büyük olmuştur.' (Nisa, 113).
Bir âyette de Peygamberinin Ehl-i Beyt'i ve soyu olan imamlar hakkında şöyle buyurmuştur: 'Yoksa onlar, Allah'ın lütfundan verdiği şeyler için insanlara hased mi ediyorlar? Oysa İbrahim soyuna kitabı ve hikmeti verdik ve onlara büyük bir hükümranlık bahşettik. Onlardan bir kısmı ona inandı, kimi de ondan yüz çevirdi. Onlara kavurucu bir ateş olarak cehennem yeter.' (Nisa, 53-54-55)."
OKAN EGESEL
İmam Rıza (a.s.) İmam'ın konumunu anlatmayı şöyle sürdürdü:
"İmamlık, Allah'ın bir lütfudur: 'Bilâkis bu, Allah'ın bir lütfudur, onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.' (Cuma, 4). Böyleyken imamı seçme işi nasıl onlara bırakılmış olabilir?
İmam âlimdir, cahil olmaz, önderdir, yerine geçen biri tarafından sorgulanmaz. Kutsallığın, temizliğin, ibadetin, zühdün, ilmin ve kulluğun kaynağıdır. Resûlullah'ın daveti, özellikle ona tevdi edilmiş, davet görevi ona bırakılmıştır. Fâtıma Betül (selâmullahi aleyha)'nın tertemiz soyundan gelir. Soyuna dil uzatılmayı gerektiren bir kusur yoktur, hiç kimse nesep itibariyle ona denk değildir. Kureyş hanedanından, Haşimoğulları zirvesinden ve Peygamberin pak neslinden gelmiş, Allah Azze ve Celle'nin rızasına sahiptir. Eşraf için bir şereftir ve Abdulmenaf oğullarının bir boyudur. İlmi gelişmiş ve hilmi eksiksizdir. İmamette güçlü, siyasette bilgedir. Ona itaat etmek farzdır. Allah Azze ve Celle'nin emriyle bu göreve gelmiştir. Allah'ın kullarına nasihat eder. Allah'ın dininin koruyucusudur.
Hiç kuşkusuz Allah, nebileri ve imamları muvaffak kılar, gizli ilminden ve hikmetinden, başka kimseye vermediği şeyleri verir. Bu yüzden onların sahip oldukları bilgiler aynı zamanda yaşayan insanların bilgisinden üstün olur. Şu âyetlerde Allah bu gerçeğe işaret etmiştir:
'Hakka ileten mi uyulmaya daha layıktır; yoksa hidâyet verilmedikçe kendi kendine doğru yolu bulamayan mı? Size ne oluyor? Nasıl hükmediyorsunuz?' (Yunus, 35).
'Kime hikmet verilmişse, ona çok hayır verilmiştir.' (Bakara, 269).
Talût'la ilgili olarak da şöyle buyurmuştur: 'Allah sizin üzerinize onu seçti, ilimde ve bedende ona üstünlük verdi. Allah mülkünü dilediğine verir. Allah her şeyi ihata eden ve her şeyi bilendir.' (Bakara, 247).
Bir âyette Peygamberi (sallallahu aleyhi ve âlihi)'ye şöyle buyuruyor: 'Allah sana kitabı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğini öğretmiştir. Allah'ın lütfu, sana gerçekten büyük olmuştur.' (Nisa, 113).
Bir âyette de Peygamberinin Ehl-i Beyt'i ve soyu olan imamlar hakkında şöyle buyurmuştur: 'Yoksa onlar, Allah'ın lütfundan verdiği şeyler için insanlara hased mi ediyorlar? Oysa İbrahim soyuna kitabı ve hikmeti verdik ve onlara büyük bir hükümranlık bahşettik. Onlardan bir kısmı ona inandı, kimi de ondan yüz çevirdi. Onlara kavurucu bir ateş olarak cehennem yeter.' (Nisa, 53-54-55)."
OKAN EGESEL
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.