Seçimlerin üzerinden bir haftadan fazla bir zaman geçti. Öncelikle sandıktan çıkan sonuçlarla ilgili öyle yorumlar, açıklamalar gözümüze çarpıyor ki inanılır gibi değil.Eskişehir'de milletvekilliğine aday olan avukat arkadaşımın geçtiğimiz gün anlattığı bir hadise var ki onu yazımda sizlere anlatarak bu kadar da olur mu (!) diyeceğiniz türden bir durum var ortada.Vatanını, ülkesini ve milletini seven, tam bağımsız bir Türkiye için milletvekilliğine aday olan bu dostum seçimlerden sonra bir sohbet anında bana anlattığı bir hadiseyi sizlerle paylaşacağım.Seçim kampanyası günlerinde köyü ve ismi bizde saklı bu imam arkadaşın görevli olduğu köye yolu düşer ve milletvekili adayı olduğunu ve kendisine destek ister broşür verir bu imam arkadaşa.O da "Ne demek sen benim en zor anımda yanımda oldun. Davama baktın sana oy vermeyip de kime vereceğim elbette oyumu sana vereceğim" diyerek destek olacağı sözünü verir.Günler geçer ve 7 Haziran seçimleri olup biter. Sandıklar açılır oylar sayılır söz vermiş olmasına rağmen imamın bulunduğu köyden tek bir oy çıkmaz.Vaziyeti gören imam arkadaş başlar kara kara düşünmeye. "Şimdi ben ne diyeceğim. Kendimi bu sıkıntılı durumdan nasıl kurtaracağım, bana yardımcı olan avukatımın yüzüne nasıl bakacağım" der.Hafta içi yolu avukat beyin bürosuna düşer. Asıl bundan sonrası daha vahim bir durumdur sevgili okuyucular. İmam ne derse beğenirsiniz: "Ben sana oy verecektim. Ancak düşündüm kendi kendime. Dedim ki nasıl olsa bu köyden avukat beyin en az üç beş oyu çıkacak. Ben de derim ki bu oylardan bir tanesi benimdir. Ama sandıklar açılınca hiç oy çıkmadı sana. Çok üzüldüm. Sana karşı mahcup oldum."Avukat bey de imamın anlattıklarından morali bozulsa da, bu seçimde elinden geldiği gayreti gösterdiğini, takdir milletimizin ancak kendisine verilen sözlerin yerine getirilmediğinden rahatsız olduğunu birkaç cümle ile imam efendiye anlatır.Bu anıyı avukat arkadaşımdan dinleyince alnımdan vurulmuşa döndüm desem yeridir. Derin bir eyvah dedim. Ey imam efendi, birisi, böyle yapacaksın diye kafana silah mı dayadı?Böyle düşünenleri bir kenara bırakalım da toplumun önünde, dini konularda fetva veren, doğruluktan dürüstlükten cami kürsülerinde vaaz veren bir kişinin bu şekilde davranması ne ile izah edilebilir? Vallahi durum vahim.İmam arkadaşlarım, dostlarım var. Adam gibi adam. Ancak bir elin parmaklarını geçmiyor bunların sayıları. Özü sözü bir onları tenzih ediyorum elbette.Bu toplum nereye gidiyor? Neler oluyor bize? Biz böyle bir millet miydik? Üç kuruş dünya menfaati yüzünden insanların yalanla dolanla bu şekilde davranması normal mi?Virüs toplumun bütün hücrelerini istila etmiş dostlarım. Millet olarak çürüdüğümüzün bir resmi değil mi bu. Avukat arkadaşımın o kadar çok anlattığı şeyler var ki seçimlerden sonra başından geçenlerden. Hangi birisini size anlatayım. Komşularının söz verip de vermediği desteği mi?Yoksa Suna ablanın kendi köyünden yedi kişiden kesin söz aldım verecekler deyip sandıktan bir tek oyun çıkmamasını mı? Hepsini anlatsak liste uzar gider.İşin özü sonuçta hepimiz Müslümanız. Dünya fani ölüm ani derler. Hadiseleri iman penceresinden değerlendirmek vazifemiz. Başkası nasıl değerlendirir onu bilemeyiz.Birbirimizi aldatabiliriz ama bizleri yaratanı asla. Yaptıklarımızdan ve yapmaya muktedir olup da yapamadıklarımızdan gün gelir hesaba çekiliriz de bunu hesabını nasıl veririz düşünelim.Gelin şu mübarek Ramazan ayına sayılı günler kala hesabımızı kitabımızı ve duruşumuzu bir kez daha gözden geçirelim dostlarım.
Hüseyin Turhan / diğer yazıları
- Neden dedeler parklarda oturur bilir misiniz? / 02.04.2024
- Bir anketin düşündürdükleri / 26.03.2024
- Ramazanın getirdiği bir demet güzellikler / 12.03.2024
- 106. yıl sonra Eskişehir’de… / 27.02.2024
- Emekliler kervanının yeni üyesi / 20.02.2024
- Perşembe akşamı izlenimlerim! / 13.02.2024
- Yerel seçimler üzerine / 07.02.2024
- Bu bizim insanlık namına görevimiz! / 30.01.2024
- Bir nefes sıhhat / 23.01.2024
- Üç cilt çıkan kitaplarımın öyküsü / 16.01.2024
- Bir anketin düşündürdükleri / 26.03.2024
- Ramazanın getirdiği bir demet güzellikler / 12.03.2024
- 106. yıl sonra Eskişehir’de… / 27.02.2024
- Emekliler kervanının yeni üyesi / 20.02.2024
- Perşembe akşamı izlenimlerim! / 13.02.2024
- Yerel seçimler üzerine / 07.02.2024
- Bu bizim insanlık namına görevimiz! / 30.01.2024
- Bir nefes sıhhat / 23.01.2024
- Üç cilt çıkan kitaplarımın öyküsü / 16.01.2024