İmam Bakır’ın yetiştirdiği kadrodan örnek şahsiyetler
İmam Bâkır'ın (a.s.) kendisine, senet zikredilmeden Peygamberden (s.a.v.) naklettiği hadislerin hakkında sorulunca şöyle buyurdu...
20.11.2023 19:51:00 / Güncelleme: 20.11.2023 20:08:19
Hasan Parlak
Hasan Parlak
İmam Bâkır'ın (a.s.) kendisine, senet zikredilmeden Peygamberden (s.a.v.) naklettiği hadislerin hakkında sorulunca şöyle buyurdu:
"Naklettiğim ama senedini söylemediğim hadislerin senedi babam Zeynelâbidin'den (a.s.), o da babası şehit Hüseyin'den (a.s.), o da babası İmam Ali'den (a.s.), o da Resûlullah'tan (s.a.v.), o da Cebrail'den ve o da Allah'tandır."
İmam Bâkır (a.s.), hadislerin tahrif edilmemiş olması konusunda da önemli bir ölçü koymaktadır:
"Size bir hadis naklettiğimde onun, Allah'ın Kitabı ile nasıl bağdaştığını benden sorun."
Biz, hadislerin yok edildiği, değiştirildiği bir dönemde tek sağlıklı hadis kaynağı olarak Ehl-i Beyt İmamlarını ve onların yetiştirdiği kadroyu görüyoruz.
İmam Bâkır (a.s.), bu hakikatin altını çizerek şöyle buyurmuştur:
"Resulullah'ın (s.a.v.) evlatları, İlâhî ilimlerin kapıları, Allah'ın rızasına kavuşmanın yolu, cennete davet eden ve halkı ona yönelten kimselerdir."
İtikadında sapma eğilimi olan sahabelerin dahi hadislerin saptırılmasında kullanıldığından bahsetmiştik. İmam Ebu Câfer (a.s.) bu konuya da dikkat çekerek şöyle buyurmuştur:
"Zeyd b. Sabit'in miras hisseleri hakkında cahiliyet ahkâmına uygun olarak hükmettiğine sizi şahit tutuyorum."
İmam Bâkır'ın hadis naklettiği kişiler hakkında İsfahânî şunları yazmaktadır:
"Ebu Câfer Muhammed b. Ali (İmam Bâkır), Câbir b. Abdullah el-Ensârî'den müsned hadis almış, İbn Abbas'tan, Ebu Said el-Hudrî'den, Enes'ten, Hasan (a.s.) ve Hüseyin'den (a.s.) hadis nakletmiştir."
İmam Bâkır'ın (a.s.) Ehl-i Beyt Mektebi'nde yetişen âlimler, Resûlullah'ın (s.a.v.) Sünneti ve İslam dini hakkında çok geniş bir birikime sahip idi.
Bu kadro ileride hilafet makamı için direkt olarak girişilecek bir mücadelede, İmam'ın arkasındaki ordu demekti.
Aynı zamanda, ülkenin her yerinde İmam'ı temsil eden ve İslam'ı anlatan bir kadro demekti.
Bunların yanında, sâlih cemaatin, İmam'ın yaşaması için de icra ettiği bir fonksiyonu vardı.
Emeviler ve sonrasında Abbasiler döneminde gâsıp halifeler tarafından baskı altında tutulan imamlar, yetiştirdikleri kadrolar ile topluma yön veriyorlardı. Bu talebeler, hilafetin Ehl-i Beyt'in hakkı olduğunu da halka anlatmakta idi.
Toplum önünde olmaları, ümmetin direkt İmam'a yönelmesi belki de derhal hayatlarına son verilmesine neden olacaktı.
Ancak, sâlih bir cemaatin oluşturulması ile bu dikkat biraz da talebelere çevrilmiş ve hak iddia eden ve hakkın gerçek sahibi olan imamların yaşamaları sağlanmıştır.
Eban b. Tağlib, Zürâre, Muhammed b. Müslim, Kumeyt el-Esedî, Ma'ruf b. Harrebuz, Ebu Bâsir el-Esedî, İmam Bâkır'ın (a.s.) yetiştirdiği ve onu temsil eden talebelerindendir.
Kuleynî "Usul-i Kâfi" isimli eserinde Zürâre'nin ve Muhammed b. Müslim'in, İmam Bâkır'dan (a.s.) naklettikleri pek çok hadise yer vermektedir. Ki bizde eserimizde bunlardan istifade ettik.
İmam Câfer (a.s.) de bu zâtları işaret ederek şöyle buyurmuştur:
"Bureyd b. Muaviye, Ebu Bâsir, Muhammed b. Müslim ve Zürâre olmasaydı, Ehl-i Beyt'in temel prensipleri olan peygamberlik mirası ve eserleri yok olur giderdi. Onlar, Allah'ın helal ve haramlarına vâkıf ve bu işin eminleridirler."
Eban için İmam Bâkır (a.s.), "Medine Camii'nde otur ve insanlara fetva ver. Zira senin gibi bir talebemizi halkın görmesini isterim" buyurmuştur.
Harman b. A'yen ve kardeşleri, İsmail b. Fazl, Muhammed b. Mervan bu talebelerin devamıdır.
İmam Bâkır'ın (a.s.) talebelerinden Câbir b. Yezid Cûfî, İmam Bâkır'ın (a.s.) önemli talebelerindendir. Kendisinin aldığı eğitimden sonra pek çok eseri basılmıştır: Kitab-ı Tefsir, Kitab-ı Nevâdir, Kitab-ı Fezâil, Kitab-ı Cemel, Kitab-ı Sıffin, Kitab-ı Nehrevan, Kitab-ı Maktel-i Emirü'l-Mü'minin (a.s.), Kitab-ı Maktel-i Hüseyin (a.s.)...
İmam Bâkır'ın (a.s.) tüm talebeleri hadis yazımının yasaklandığı dönemlerde, Resûlullah'ın (s.a.v.) hadislerini ezberleyerek Ehl-i Beyt mantığının ve Hz. Peygamberin Sünnetinin yaşamasını sağlamışlardır.
Bu üstün vazife onları, zamanın Sünni âlimlerinin kat-be-kat üzerine çıkarmıştır. Tabii, onları yetiştiren Ehl-i Beyt imamının himmet ve gayretleri ile." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Bakır eserinden)
"Naklettiğim ama senedini söylemediğim hadislerin senedi babam Zeynelâbidin'den (a.s.), o da babası şehit Hüseyin'den (a.s.), o da babası İmam Ali'den (a.s.), o da Resûlullah'tan (s.a.v.), o da Cebrail'den ve o da Allah'tandır."
İmam Bâkır (a.s.), hadislerin tahrif edilmemiş olması konusunda da önemli bir ölçü koymaktadır:
"Size bir hadis naklettiğimde onun, Allah'ın Kitabı ile nasıl bağdaştığını benden sorun."
Biz, hadislerin yok edildiği, değiştirildiği bir dönemde tek sağlıklı hadis kaynağı olarak Ehl-i Beyt İmamlarını ve onların yetiştirdiği kadroyu görüyoruz.
İmam Bâkır (a.s.), bu hakikatin altını çizerek şöyle buyurmuştur:
"Resulullah'ın (s.a.v.) evlatları, İlâhî ilimlerin kapıları, Allah'ın rızasına kavuşmanın yolu, cennete davet eden ve halkı ona yönelten kimselerdir."
İtikadında sapma eğilimi olan sahabelerin dahi hadislerin saptırılmasında kullanıldığından bahsetmiştik. İmam Ebu Câfer (a.s.) bu konuya da dikkat çekerek şöyle buyurmuştur:
"Zeyd b. Sabit'in miras hisseleri hakkında cahiliyet ahkâmına uygun olarak hükmettiğine sizi şahit tutuyorum."
İmam Bâkır'ın hadis naklettiği kişiler hakkında İsfahânî şunları yazmaktadır:
"Ebu Câfer Muhammed b. Ali (İmam Bâkır), Câbir b. Abdullah el-Ensârî'den müsned hadis almış, İbn Abbas'tan, Ebu Said el-Hudrî'den, Enes'ten, Hasan (a.s.) ve Hüseyin'den (a.s.) hadis nakletmiştir."
İmam Bâkır'ın (a.s.) Ehl-i Beyt Mektebi'nde yetişen âlimler, Resûlullah'ın (s.a.v.) Sünneti ve İslam dini hakkında çok geniş bir birikime sahip idi.
Bu kadro ileride hilafet makamı için direkt olarak girişilecek bir mücadelede, İmam'ın arkasındaki ordu demekti.
Aynı zamanda, ülkenin her yerinde İmam'ı temsil eden ve İslam'ı anlatan bir kadro demekti.
Bunların yanında, sâlih cemaatin, İmam'ın yaşaması için de icra ettiği bir fonksiyonu vardı.
Emeviler ve sonrasında Abbasiler döneminde gâsıp halifeler tarafından baskı altında tutulan imamlar, yetiştirdikleri kadrolar ile topluma yön veriyorlardı. Bu talebeler, hilafetin Ehl-i Beyt'in hakkı olduğunu da halka anlatmakta idi.
Toplum önünde olmaları, ümmetin direkt İmam'a yönelmesi belki de derhal hayatlarına son verilmesine neden olacaktı.
Ancak, sâlih bir cemaatin oluşturulması ile bu dikkat biraz da talebelere çevrilmiş ve hak iddia eden ve hakkın gerçek sahibi olan imamların yaşamaları sağlanmıştır.
Eban b. Tağlib, Zürâre, Muhammed b. Müslim, Kumeyt el-Esedî, Ma'ruf b. Harrebuz, Ebu Bâsir el-Esedî, İmam Bâkır'ın (a.s.) yetiştirdiği ve onu temsil eden talebelerindendir.
Kuleynî "Usul-i Kâfi" isimli eserinde Zürâre'nin ve Muhammed b. Müslim'in, İmam Bâkır'dan (a.s.) naklettikleri pek çok hadise yer vermektedir. Ki bizde eserimizde bunlardan istifade ettik.
İmam Câfer (a.s.) de bu zâtları işaret ederek şöyle buyurmuştur:
"Bureyd b. Muaviye, Ebu Bâsir, Muhammed b. Müslim ve Zürâre olmasaydı, Ehl-i Beyt'in temel prensipleri olan peygamberlik mirası ve eserleri yok olur giderdi. Onlar, Allah'ın helal ve haramlarına vâkıf ve bu işin eminleridirler."
Eban için İmam Bâkır (a.s.), "Medine Camii'nde otur ve insanlara fetva ver. Zira senin gibi bir talebemizi halkın görmesini isterim" buyurmuştur.
Harman b. A'yen ve kardeşleri, İsmail b. Fazl, Muhammed b. Mervan bu talebelerin devamıdır.
İmam Bâkır'ın (a.s.) talebelerinden Câbir b. Yezid Cûfî, İmam Bâkır'ın (a.s.) önemli talebelerindendir. Kendisinin aldığı eğitimden sonra pek çok eseri basılmıştır: Kitab-ı Tefsir, Kitab-ı Nevâdir, Kitab-ı Fezâil, Kitab-ı Cemel, Kitab-ı Sıffin, Kitab-ı Nehrevan, Kitab-ı Maktel-i Emirü'l-Mü'minin (a.s.), Kitab-ı Maktel-i Hüseyin (a.s.)...
İmam Bâkır'ın (a.s.) tüm talebeleri hadis yazımının yasaklandığı dönemlerde, Resûlullah'ın (s.a.v.) hadislerini ezberleyerek Ehl-i Beyt mantığının ve Hz. Peygamberin Sünnetinin yaşamasını sağlamışlardır.
Bu üstün vazife onları, zamanın Sünni âlimlerinin kat-be-kat üzerine çıkarmıştır. Tabii, onları yetiştiren Ehl-i Beyt imamının himmet ve gayretleri ile." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Bakır eserinden)