İmam Ali’nin hutbelerinden -2-
“Ey Allah'ın kulları, doğru söyleyin; Allah doğru söyleyenlerle beraberdir. Yalandan sakının, yalan imanın zıddıdır. Doğru konuşan kişi, kurtuluş ve ululuğun zirvesindedir; yalancıysa helak olma uçurumunun eşiğindedir
26.01.2025 18:20:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Dünden devam ediyoruz…
"Ey Allah'ın kulları, doğru söyleyin; Allah doğru söyleyenlerle beraberdir. Yalandan sakının, yalan imanın zıddıdır. Doğru konuşan kişi, kurtuluş ve ululuğun zirvesindedir; yalancıysa helak olma uçurumunun eşiğindedir.
Hakkı söyleyin ki hakla tanınasınız. Hakla amel edin ki hak ehlinden olasınız. Emaneti sahibine iade edin. Sizinle ilişkilerini kesen akrabalarla ilişki kurun. Sizi mahrum bırakanlara iyilik edin.
Antlaşma yaptığınızda ona bağlı kalın. Yargıda adaletli olun. Zulüm gördüğünüzde sabredin. Size kötü muamele yaptıklarında affedin; suçları affedin; nitekim siz de suçunuzun bağışlanmasını seversiniz. Babalarınızla övünmeyin.
"Birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın; imandan sonra fasıklara ait adlar ne de kötüdür."
Şaka yapmayın. Birbirinize karşı öfkelenmeyin, kibirlenmeyin. Birbirinizin gıybetini etmeyin. "Hiçbiriniz ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi?"
Birbirinize haset etmeyin; çünkü haset, ateşin odunu yiyip bitirmesi gibi imanı yiyip bitirir. Birbirinize karşı düşmanlık beslemeyin. Çünkü düşmanlık iyilikleri yok eder, bereketleri giderir.
Herkese selâm verin; selâmın cevabını selâm verenin selâmından daha güzel bir şekilde verin. Dul kadınlara, yetim çocuklara acıyın. Güçsüzlere, mazlumlara, borçlulara, Allah yolunda savaşanlara, yolda kalmışlara, dilencilere, kölelere, efendileriyle kölelikten kurtulmaları için antlaşma yapan kölelere ve yoksullara yardımda bulunun.
Mazlumun destekçisi olun. Farz hakları verin. Allah yolunda nefsinizle hakkıyla savaşın. Zira Allah'ın cezası çetindir. Allah yolunda cihad edin. Misafire hürmet edin.
Güzel abdest alın. Beş vakit namazınızı vaktinde kılın; zira bu namazların Allah'ın katında yüce bir makamı vardır. (Nafile namazları terk etmeyin.) "Kim farz olmayan hayır amelleri yaparsa, [bu onun için hayırlıdır] şüphe yok ki Allah, mükâfat veren ve her şeyi bilendir."
"İyilik etmek, kötülükten sakınmak hususunda birbirinize yardım edin, suç işlemek ve düşmanlık etmek için yardımlaşmayın." "Allah'tan nasıl sakınmak lazımsa öyle sakının ve ancak Müslüman olarak ölün."
Ey Allah'ın kulları, bilin ki, arzular aklı giderir, vaatleri (kıyamet günündeki ceza ve mükâfat vaatlerini) yalanlamaya yol açar, gaflete teşvik eder, hasret doğurur. Öyleyse siz de arzuları yalanlayın; çünkü arzu aldatmadır ve sahibi de günahkâr.
Korku ve ümit hâlinde Allah için amel edin. İstediğiniz bir şey size verildiğinde şükredin ve bu nimeti elde etmekle yeni bir ümide varmayı kararlaştırın; çünkü Allah-u Teâla Müslümanlara, "iyilikte bulunanları iyilikle mükâfatlandıracağını ve şükredenlerin nimetini çoğaltacağını" bildirmiştir.
Bilin ki, ben cennet gibi talep edeninin, cehennem gibi de kaçanının gaflete daldığı bir şey görmedim ve yine azıkların korunacağı ve batınların aşikâr olacağı bir gün için çalışan kimseden daha kazançlı bir tüccar görmedim. (Biliniz ki,) Haktan gelen yararla yetinmeyen kimse, batıla uyup zarar görür.
Hidayetin doğru yola sevk etmediği kimseyi, sapıklık zarara uğratır ve yakinin yararından mahrum olan kimseye, şüphe zarar verir. Siz göçüp gitmeye emredilmişsiniz ve azık toplama yolu da size gösterilmiştir.
Biliniz ki, sizin için en fazla korktuğum şu iki şeydir: Uzun arzular peşinde koşmak ve nefse uymak.
Biliniz ki, gerçekten de dünya sırt çevirmiş ve fani olduğunu duyurmuştur. Gerçekten de ahiret bize doğru yönelmiş ve ulaşmak üzere olduğunu bildirmiştir. Duyun ve bilin ki, bugün hazırlık ve alıştırma, yarın ise yarışma günüdür.
Yarışmayı kazananın ödülü cennettir, geride kalana ise cehennem var. Duyun ve bilin ki, siz mühlet olarak verilen sayılı günleri yaşıyorsunuz; ardındaysa çabucak ulaşan ölüm var. Kim bu sayılı günlerde, eceli gelip çatmadan ihlâsla Allah'a kullukta ve iyi işlerde bulunursa, ameli ona fayda verir ve ölüm ona bir zarar vermez. Kim bu süreli günlerde, kullukta kusur eder, iyi işlerde bulunmazsa ölümü ona zarar verir ve amelinin de ona bir yararı olmaz.
Ey Allah'ın kulları, namazı vaktinde kılmak, zekâtı zamanında vermek, Allah'a huşu ile niyazda bulunmak, akrabalarınızla iyi ilişki kurmak, kıyamet gününden korkmak, dilenciyi mahrum bırakmamak, güçsüze ikramda bulunmak, Kur'ân'ı okuyup onunla amel etmek, doğru konuşmak, ahdinize ve antlaşmanıza bağlı kalmak ve emaneti sahibine geri vermekle dininizi güçlendirmeye koşun.
Allah'ın sevabına ilgi gösterip azabından korkun. Mal ve can ile Allah yolunda cihad edin. Dünyadan, kendi canınızı (tehlikeden) kurtaracak miktarda azık toplayın. Hayır, iş yapın ki, herkesin önceden gönderdiği hayra ulaştığı günde, hayırla mükâfatlanasınız. Bu sözü söyleyip Allah'tan kendim ve sizin için de mağfiret diliyorum."
"Ey Allah'ın kulları, doğru söyleyin; Allah doğru söyleyenlerle beraberdir. Yalandan sakının, yalan imanın zıddıdır. Doğru konuşan kişi, kurtuluş ve ululuğun zirvesindedir; yalancıysa helak olma uçurumunun eşiğindedir.
Hakkı söyleyin ki hakla tanınasınız. Hakla amel edin ki hak ehlinden olasınız. Emaneti sahibine iade edin. Sizinle ilişkilerini kesen akrabalarla ilişki kurun. Sizi mahrum bırakanlara iyilik edin.
Antlaşma yaptığınızda ona bağlı kalın. Yargıda adaletli olun. Zulüm gördüğünüzde sabredin. Size kötü muamele yaptıklarında affedin; suçları affedin; nitekim siz de suçunuzun bağışlanmasını seversiniz. Babalarınızla övünmeyin.
"Birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın; imandan sonra fasıklara ait adlar ne de kötüdür."
Şaka yapmayın. Birbirinize karşı öfkelenmeyin, kibirlenmeyin. Birbirinizin gıybetini etmeyin. "Hiçbiriniz ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi?"
Birbirinize haset etmeyin; çünkü haset, ateşin odunu yiyip bitirmesi gibi imanı yiyip bitirir. Birbirinize karşı düşmanlık beslemeyin. Çünkü düşmanlık iyilikleri yok eder, bereketleri giderir.
Herkese selâm verin; selâmın cevabını selâm verenin selâmından daha güzel bir şekilde verin. Dul kadınlara, yetim çocuklara acıyın. Güçsüzlere, mazlumlara, borçlulara, Allah yolunda savaşanlara, yolda kalmışlara, dilencilere, kölelere, efendileriyle kölelikten kurtulmaları için antlaşma yapan kölelere ve yoksullara yardımda bulunun.
Mazlumun destekçisi olun. Farz hakları verin. Allah yolunda nefsinizle hakkıyla savaşın. Zira Allah'ın cezası çetindir. Allah yolunda cihad edin. Misafire hürmet edin.
Güzel abdest alın. Beş vakit namazınızı vaktinde kılın; zira bu namazların Allah'ın katında yüce bir makamı vardır. (Nafile namazları terk etmeyin.) "Kim farz olmayan hayır amelleri yaparsa, [bu onun için hayırlıdır] şüphe yok ki Allah, mükâfat veren ve her şeyi bilendir."
"İyilik etmek, kötülükten sakınmak hususunda birbirinize yardım edin, suç işlemek ve düşmanlık etmek için yardımlaşmayın." "Allah'tan nasıl sakınmak lazımsa öyle sakının ve ancak Müslüman olarak ölün."
Ey Allah'ın kulları, bilin ki, arzular aklı giderir, vaatleri (kıyamet günündeki ceza ve mükâfat vaatlerini) yalanlamaya yol açar, gaflete teşvik eder, hasret doğurur. Öyleyse siz de arzuları yalanlayın; çünkü arzu aldatmadır ve sahibi de günahkâr.
Korku ve ümit hâlinde Allah için amel edin. İstediğiniz bir şey size verildiğinde şükredin ve bu nimeti elde etmekle yeni bir ümide varmayı kararlaştırın; çünkü Allah-u Teâla Müslümanlara, "iyilikte bulunanları iyilikle mükâfatlandıracağını ve şükredenlerin nimetini çoğaltacağını" bildirmiştir.
Bilin ki, ben cennet gibi talep edeninin, cehennem gibi de kaçanının gaflete daldığı bir şey görmedim ve yine azıkların korunacağı ve batınların aşikâr olacağı bir gün için çalışan kimseden daha kazançlı bir tüccar görmedim. (Biliniz ki,) Haktan gelen yararla yetinmeyen kimse, batıla uyup zarar görür.
Hidayetin doğru yola sevk etmediği kimseyi, sapıklık zarara uğratır ve yakinin yararından mahrum olan kimseye, şüphe zarar verir. Siz göçüp gitmeye emredilmişsiniz ve azık toplama yolu da size gösterilmiştir.
Biliniz ki, sizin için en fazla korktuğum şu iki şeydir: Uzun arzular peşinde koşmak ve nefse uymak.
Biliniz ki, gerçekten de dünya sırt çevirmiş ve fani olduğunu duyurmuştur. Gerçekten de ahiret bize doğru yönelmiş ve ulaşmak üzere olduğunu bildirmiştir. Duyun ve bilin ki, bugün hazırlık ve alıştırma, yarın ise yarışma günüdür.
Yarışmayı kazananın ödülü cennettir, geride kalana ise cehennem var. Duyun ve bilin ki, siz mühlet olarak verilen sayılı günleri yaşıyorsunuz; ardındaysa çabucak ulaşan ölüm var. Kim bu sayılı günlerde, eceli gelip çatmadan ihlâsla Allah'a kullukta ve iyi işlerde bulunursa, ameli ona fayda verir ve ölüm ona bir zarar vermez. Kim bu süreli günlerde, kullukta kusur eder, iyi işlerde bulunmazsa ölümü ona zarar verir ve amelinin de ona bir yararı olmaz.
Ey Allah'ın kulları, namazı vaktinde kılmak, zekâtı zamanında vermek, Allah'a huşu ile niyazda bulunmak, akrabalarınızla iyi ilişki kurmak, kıyamet gününden korkmak, dilenciyi mahrum bırakmamak, güçsüze ikramda bulunmak, Kur'ân'ı okuyup onunla amel etmek, doğru konuşmak, ahdinize ve antlaşmanıza bağlı kalmak ve emaneti sahibine geri vermekle dininizi güçlendirmeye koşun.
Allah'ın sevabına ilgi gösterip azabından korkun. Mal ve can ile Allah yolunda cihad edin. Dünyadan, kendi canınızı (tehlikeden) kurtaracak miktarda azık toplayın. Hayır, iş yapın ki, herkesin önceden gönderdiği hayra ulaştığı günde, hayırla mükâfatlanasınız. Bu sözü söyleyip Allah'tan kendim ve sizin için de mağfiret diliyorum."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.