İmam Ali’nin gönderdiği mektuplar
Medine’den Basra’ya giderken, Kûfelilere gönderdiği bir mektup
30.04.2023 23:19:00
Medine'den Basra'ya giderken, Kûfelilere gönderdiği bir mektup
"Mü'minlerin Emiri Allah'ın kulu Ali'den, yardımcıların alnı ve Arapların zirvesi (Arapların baş tacı ve önde gelenleri) olan Kûfeliler'e...
Olanları işitmek, görmek gibi olsun diye size Hz. Osman'ın başına gelenleri haber veriyorum.
İnsanlar, onu karalarken Ben, onu Muhacirler'den bir adam olarak onu daha fazla memnun ettim, daha az kınadım.
Talha ve Zübeyir'in onun hakkındaki en basit gidişleri hızlı, en yumuşak şarkıları kabaydı.
Aişe'den, ona karşı kızgınlıkta ifrat vardı. Bir topluluk, eline fırsat geçirip onu öldürdü. İnsanlar mecbur edilmeden ve zorlanmadan, aksine itaat ederek ve muhayyer olarak bana biat ettiler.
Biliniz ki, hicret yurdu Medine, ahalisini söküp çıkardı onlar da onu söküp attı. Kaynayanlar kaynadı. Lidere karşı fitne ortaya çıktı. Emrinize süratle yönelin ve Allah'ın izniyle düşmanınızla cihad için acele edin!"
Kadısı olan Şureyh b. Haris El-Kindi'ye yazdığı mektuptan:
Rivayet edilir ki, Mü'minlerin Emiri'nin kadısı Şureyh b. El- Haris görevdeyken 80 dinara ev aldı. Mü'minlerin Emiri bunu duydu ve onu çağırtarak şöyle dedi:
"80 Dinar'a bir ev satın aldığını, bunun için bir sözleşme hazırladığını ve bazılarını şahit tuttuğunu duydum.''
Şureyh, ona, "Ey Mü'minlerin Emiri! Böyle oldu" dedi.
Bunun üzerine Şureyh'e kızgın bir bakışla bakarak şöyle dedi: "Ey Şureyh! Bilmiş ol ki, oradan kovmadan ve mezarına temiz olarak teslim etmeden, sözleşmene bakmayacak ve delilini sormayacak kimse gelecektir.
Ey Şureyh! Bu evi, malından alıp almadığına, bedelini helal kazancınla ödeyip ödemediğine bak! Eğer böyle yapmışsan, dünyayı da ahireti de kaybettin.
Bilmiş ol ki, o satın aldığını aldığın sırada bana gelseydin sana aşağıdakinin benzeri bir yazı yazacaktım. O zaman bu evi daha fazlasına değil, bir dirheme bile almaya rağbet etmeyecektin."
Hz. Ali'nin Şureyh b. El-Haris'e yazdığı yazı şudur:
"Bu, hakir bir kulun göç için sıkıştırılan bir kuldan satın aldığıdır. Ondan fanilerin tarafından ve yok olanların parselinden, gurur evinden bir ev satın almıştır.
Bu evi dört sınır bir araya getiriyor. Bir sınır, afetlerin davetçilerinde bitiyor, ikinci sınır musibetlerin davetçilerinde bitiyor, üçüncü sınır, yok edenin arzusunda bitiyor, dördüncü sınır, yoldan saptıran şeytanda bitiyor. Evin kapısı dördüncü sınıra açılıyor.
...Kim malın üstüne mal toplayıp, çoğaltırsa, binalar inşa edip, dikip süslerse, dayayıp döşer, biriktirirse, kendi zannınca çocuğuna bıraktığına inanıp düşünürse, hepsinin gidişi arz ve hesap durağına, sevap ve ceza yerinedir.
İş, yargının ayrımıyla meydana geldiğinde ve 'Bâtılı seçenler hüsrana uğradıklarında' akıl, arzunun esaretinden ve dünyanın bağlantılarından kurtulduğunda buna şahitlik eder."
Azerbaycan Valisi Eş'as b. Kays'a gönderdiği mektup:
"Sana verilen görev, arpalık olarak verilmiş değildir, o boynunda bir emanettir. Sen üstündeki kimse tarafından güdülen birisin. Emrindekilere karşı istibdatta bulunmaya hakkın yoktur. Delil olmadan iş yapma.
Elinde Aziz ve Celil olan Allah'ın malından bir mal var. Onu bana teslim edinceye kadar o malın hazinedarlarındansın. Sana karşı kötü yöneticilerden olmamayı umuyorum. Vesselam..." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)
"Mü'minlerin Emiri Allah'ın kulu Ali'den, yardımcıların alnı ve Arapların zirvesi (Arapların baş tacı ve önde gelenleri) olan Kûfeliler'e...
Olanları işitmek, görmek gibi olsun diye size Hz. Osman'ın başına gelenleri haber veriyorum.
İnsanlar, onu karalarken Ben, onu Muhacirler'den bir adam olarak onu daha fazla memnun ettim, daha az kınadım.
Talha ve Zübeyir'in onun hakkındaki en basit gidişleri hızlı, en yumuşak şarkıları kabaydı.
Aişe'den, ona karşı kızgınlıkta ifrat vardı. Bir topluluk, eline fırsat geçirip onu öldürdü. İnsanlar mecbur edilmeden ve zorlanmadan, aksine itaat ederek ve muhayyer olarak bana biat ettiler.
Biliniz ki, hicret yurdu Medine, ahalisini söküp çıkardı onlar da onu söküp attı. Kaynayanlar kaynadı. Lidere karşı fitne ortaya çıktı. Emrinize süratle yönelin ve Allah'ın izniyle düşmanınızla cihad için acele edin!"
Kadısı olan Şureyh b. Haris El-Kindi'ye yazdığı mektuptan:
Rivayet edilir ki, Mü'minlerin Emiri'nin kadısı Şureyh b. El- Haris görevdeyken 80 dinara ev aldı. Mü'minlerin Emiri bunu duydu ve onu çağırtarak şöyle dedi:
"80 Dinar'a bir ev satın aldığını, bunun için bir sözleşme hazırladığını ve bazılarını şahit tuttuğunu duydum.''
Şureyh, ona, "Ey Mü'minlerin Emiri! Böyle oldu" dedi.
Bunun üzerine Şureyh'e kızgın bir bakışla bakarak şöyle dedi: "Ey Şureyh! Bilmiş ol ki, oradan kovmadan ve mezarına temiz olarak teslim etmeden, sözleşmene bakmayacak ve delilini sormayacak kimse gelecektir.
Ey Şureyh! Bu evi, malından alıp almadığına, bedelini helal kazancınla ödeyip ödemediğine bak! Eğer böyle yapmışsan, dünyayı da ahireti de kaybettin.
Bilmiş ol ki, o satın aldığını aldığın sırada bana gelseydin sana aşağıdakinin benzeri bir yazı yazacaktım. O zaman bu evi daha fazlasına değil, bir dirheme bile almaya rağbet etmeyecektin."
Hz. Ali'nin Şureyh b. El-Haris'e yazdığı yazı şudur:
"Bu, hakir bir kulun göç için sıkıştırılan bir kuldan satın aldığıdır. Ondan fanilerin tarafından ve yok olanların parselinden, gurur evinden bir ev satın almıştır.
Bu evi dört sınır bir araya getiriyor. Bir sınır, afetlerin davetçilerinde bitiyor, ikinci sınır musibetlerin davetçilerinde bitiyor, üçüncü sınır, yok edenin arzusunda bitiyor, dördüncü sınır, yoldan saptıran şeytanda bitiyor. Evin kapısı dördüncü sınıra açılıyor.
...Kim malın üstüne mal toplayıp, çoğaltırsa, binalar inşa edip, dikip süslerse, dayayıp döşer, biriktirirse, kendi zannınca çocuğuna bıraktığına inanıp düşünürse, hepsinin gidişi arz ve hesap durağına, sevap ve ceza yerinedir.
İş, yargının ayrımıyla meydana geldiğinde ve 'Bâtılı seçenler hüsrana uğradıklarında' akıl, arzunun esaretinden ve dünyanın bağlantılarından kurtulduğunda buna şahitlik eder."
Azerbaycan Valisi Eş'as b. Kays'a gönderdiği mektup:
"Sana verilen görev, arpalık olarak verilmiş değildir, o boynunda bir emanettir. Sen üstündeki kimse tarafından güdülen birisin. Emrindekilere karşı istibdatta bulunmaya hakkın yoktur. Delil olmadan iş yapma.
Elinde Aziz ve Celil olan Allah'ın malından bir mal var. Onu bana teslim edinceye kadar o malın hazinedarlarındansın. Sana karşı kötü yöneticilerden olmamayı umuyorum. Vesselam..." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)