logo
30 NİSAN 2025

İmam Ali’nin doğumu

Dedesi Şeybet’ul-Hamd olarak bilinen Abdulmuttalib’dir. Hz. Ali ile Hz. Peygamber’in soyu Abdulmuttalib’de birleşir

15.02.2022 00:42:00
İmam Ali’nin doğumu
İmam Ali’nin doğumu
Mü'minlerin Emiri, vasilerin lideri İmam Ali'nin soyu şöyledir; Ali b. Ebu Tâlib b. Abdulmuttalib b. Haşim b. Abdumenaf b. Kusay, b. Kılab b. Murre b. Luey b. Galip b. Fihr b. Malik b. Nadir b. Kinane b. Huzeyme b. Mudrike b. Iyas b. Mudar b. Nizarb. Meadd b. Adnan'dır.

Dedesi Şeybet'ul-Hamd olarak bilinen Abdulmuttalib'dir. Hz. Ali ile Hz. Peygamber'in soyu Abdulmuttalib'de birleşir.

Hz. Ali'nin babası Ebu Tâlib b. Abdulmuttalib'dir Asıl adı Abdumenaf, bir görüşe göre İmran, bir diğer görüşe göre Şeybe'dir.

Mekke'ye gelen heyetlerin su dağıtma görevini o yürütürdü. Puta tapmayı reddetmiş, Allah'ın birliğini kabul etmişti.

Mahremlerin evlenmesini, kız çocukların diri diri gömülmesini, zinayı, şarap iç- meyi ve Allah'ın evini çıplak olarak tavaf etmeyi yasaklamıştı.

Hz. Ali'nin annesi Fâtımâ b. Esed b. Haşim'dir. Fâtımâ, Hz. Peygambere ilk iman eden hanımlardandır. Bi'set'ten önce Hz. İbrahim'in dinine tâbi idi.

O, öyle iffetli bir kadındı ki, doğum sancıları geldiğinde o hâliyle, Mescid-ül Haram'a gitti ve Kâbe'nin duvarına yaslanarak şöyle dedi:

"Allah'ım, Sana ve Senin Peygamberine ve Senin tarafından gönderilen tüm kitaplara ve Kâbe'yi inşa eden ceddim İbrahim'e sağlam bir imanım var. Allah'ım, Kâbe'yi inşa eden ceddimin ve karnımda taşıdığım çocuğumun hatırına benim doğumumu kolaylaştır."

Fâtımâ, ardından bir mucize ile Kâbe'ye girdi ve orada doğum yaptı.

Hakim Nişaburi şöyle demektedir: "Hz. Ali'nin Kâbe'deki doğumu bize sahih rivayetlerle ulaşmıştır."

Âlusi Bağdadi şöyle yazıyor: "Hz. Ali'nin Kâbe'deki doğumu tüm dünyada meşhur ve maruftur. Ve şimdiye kadar hiç kimse bu fazilete nail olamamıştır."

İbn-i Ga'neb bu olayı şöyle anlatıyor: "Abdulmuttalib'in oğlu Abbas ve diğer birkaç kişiyle Kâbe'nin tam karşısında oturmuş sohbet ediyorduk.

Esed kızı Fâtımâ'nın, Kâbe'ye doğru geldiğini gördük. Kâbe'nin karşısında durup şöyle dedi: 'Ya Rabbi! Sana, peygamberlerine ve onların kitaplarına inanıyorum. Ceddim İbrahim'in hak ve söylediklerinin de dosdoğru olduğuna şahadet ederim. Bu evi Senin emrinle inşa etti. O'nun ve karnımda taşıdığım şu bebeğin aşkına. Şu doğumu bana kolaylaştır!'

Bu sırada hepimizi hayretler içinde bırakan bir şey oldu. Hepimizin gözleri önünde Kâbe'nin duvarı yıkıldı. Ve o değerli kadın adımını atıp içeri girdi. Sonra da duvar bitişip eski haline geldi.

Gözlerimize inanamıyorduk. İlk şaşkınlığımızı atlatınca, hepimiz telaşla yerimizden fırlayıp Kâbe'nin kapısına koştuk ama kapı bir türlü açılmıyordu. İşin içinde Kâbe'nin Rabbinin bir hikmeti olduğunu anladık.

Dört gün sonra o yüce hanım, kucağına gururla tuttuğu nur topu gibi bir bebekle Kâbe'den çıktı… 'Gaipten gelen bir ses bu bebeğin adını Ali koymamı istedi' dedi."

"Fil Yılı'nın 30'u, Receb ayının 13'ü ve günlerden Cumaydı. O gün Hicret'ten tam 23 yıl önce…"

İmam Ali, kardeşleri Tâlib, Akil ve Câfer'den küçüktür. Ebu Tâlib'in bu dört oğlunun her biri öbüründen on yaş büyüktür. Hepsinin annesi Esed kızı Fâtımâ'dır."

Hz. Ali Peygamberin yanında

Bir ara Mekke'de büyük bir kıtlık ve kuraklık baş gösterdi.

O sırada Peygamberin amcası Ebu Tâlib ailesi kalabalık olduğu için geçim sıkıntısı çekiyordu.

Peygamberimiz diğer amcası Abbas'a, "Ebu Tâlib'in yükünü azaltmak için oğullarından birini evimize götürüp, bakımını üstlenelim" teklifinde bulundu.

Abbas, Haşimoğulları'nın zenginlerindendi. Birlikte Ebu Tâlib'in yanına gidip konuyu açtılar. Ebu Tâlib bu teklifi kabul etti.

Sonuçta; Abbas Câfer'i, Hz. Muhammed de Ali'yi alıp evlerine götürdüler.

İslam Peygamberi, Hz. Ali'yi himayesine aldıktan sonra "Ben Muhammed, Allah'ın Benim için seçtiğini, seçtim" buyurdu.

Resulüllah, dedesi Abdulmuttalib'in vefatından sonra Ebu Tâlib'in evinde büyüdüğünden, onun evlatlarından birisini yetiştirmek suretiyle amcasının ve Esed kızı Fâtımâ'nın zahmetini telafi etmek istiyordu.

Resulüllah ve Fâtımâ b. Esed

Peygamberimiz Fâtımâ bint-i Esed'e, "Annemden sonraki annem" der kendisini çok severdi. O, Peygamber'in annesi konumundaydı.

Fâtımâ bint-i Esed şöyle diyor: "Abdulmuttalib vefat edince, Ebu Tâlib Resulüllah'ın koruyuculuğunu üstlendi. Ben Resulüllah'a bakıyordum, O ise beni anne diye çağırıyordu."

Fâtımâ bint-i Esed, Peygamberi kendi evinde büyütmüştü. Vefat ettiğinde Resulüllah yanına geldi, başucunda oturdu ve şöyle buyurdu: "Allah sana rahmet etsin anneciğim! Sen, öz annemden sonraki annemdin. Aç kalır Beni doyururdun. Çıplak kalır, beni giydirirdin. Güzel yiyeceklerden kendini yoksun bırakır onları Bana yedirirdin. Bunu yaparken ahiret sevabını ve Allah rızasını isterdin."

Ardından açık olan gözlerini kapattı, sonra üç kere su ile yıkama larını emretti. Kâfur karışımlı su döküleceği sırada Peygamberimiz, kendi eliyle suyu döktü. Sonra gömleğini çıkarıp ona giydirdi. Ve kefeni de onun üzerine sardı.

Resulüllah'ın azadlısı Zeyd'in oğlu Usame'yi, Ebu Eyyub el-Ensari'yi, Ömer b. Hattab'ı ve zenci bir köleyi çağırarak mezarını kazmalarını emretti.

Mezarın lahit kısmına gelince burayı Peygamberimiz kendi elleriyle kazdı. Toprağını çıkardı. Resulüllah kabre girdi. Ve kabrin içine uzandı. Ardındın şöyle dedi: "Dirilten ve öldüren Allah'tır. Daima diri ve ölümsüz olan yine Allah'tır. Allah'ım! Peygamberin ve önceki peygamberlerin hakkı için annem Fâtımâ bint-i Esed b. Haşim'i bağışla. Ona kendini savunacağı kanıtları telkin et, gireceği yeri geniş kıl. Çünkü Sen merhamet edenlerin en merhametlisisin."

Resulüllah, Abbas ve Ebu Bekir birlikte onu kabre koydular.

Orada bulunanlar dediler ki: "Bundan önce kimse için yapmadığın bir uygulamayı gerçekleştirdin. Bunun sebebi nedir?" Buyurdu ki: "Ona gömleğimi giydirdim ki, cennet giysilerinden giysin. Kabrine uzandım ki, kabrin sıkıştırması ona hafif gelsin. O, Ebu Tâlib'den sonra Allah'ın kulları arasında Bana karşı en iyi davranan kimseydi. Allah ikisinden de razı olsun ve onlara rahmet etsin."

Ayrıca Fâtımâ bint-i Esed'in faziletlerini ve Peygamberimizin onun hakkındaki sözlerini şu müellifler eserlerine aktarmıştır: İbn- i Asakir, İbn Esir, Et-Taberi, Şeblenci, Muhammed b. Talha, İbn Sebbağ El-Belazuri.

Hz. Peygamber, Hz. Hatice ile evlenmesine ve eşiyle beraber ayrı bir eve taşınmasına rağmen amcası Ebu Tâlib'in evine sık sık giderdi.

Hz. Ali'yi göğsüne alır, sever, uyuyacağı zaman beşiğini sallardı. Bütün bunlar Hz. Ali'ye verdiği değerin ve O'na gösterdiği özenin işaretleriydi.

Resulüllah, Hz. Ali'yi kendi himayesine aldıktan sonra da O'nunla yakından ilgilendi. Emirü'l-mü'minin böylece Hz. Peygamber'in evinde büyüdü, O'nun tarafından yetiştirildi.

Hz. Ali çocukluk yıllarını anlatırken şöyle der: "Çocukluğum Resulüllah'ın evinde geçti. Beni O büyüttü. Beni şefkatle kucağına alır, bağrına basar, lokmayı çiğneyip ağzıma koyardı.

Onun o güzelim kokusu elvan elvan ruhumu okşardı. Sözlerimde yalana, davranışlarımda bir kusur ve cahilliğe asla rastlamadı.

Yüce Allah, gece-gündüz O'nunla birlikte olup dünyanın yücelikleri ve iyilikleri konusunda O'nu eğitmesi için süt çağından hemen sonra büyük melekleri Resulüllah'ın yanına verdi. Ben de tıpkı süt çağındaki bir bebek gibi Peygamber'e uymakta ve O'nu izlemekteydim.

Her gün yeni şeyler öğretiyordu Bana, O'nun yaptıklarını yap- mamı emrediyordu. Her yıl Hira Dağı'na çıkar bu anlarında Benden başka hiç kimse görmezdi O'nu…

İslam henüz hiçbir eve girmemişken, sadece Resulüllah'la Hatice'nin Müslüman olduğu zaman Ben üçüncü Müslüman'dım.

Vahiy ve peygamberlik nurunu görebiliyor, peygamberliğin koku- sunun alabiliyordum." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali eseri sh: 204) H: Akın Aydın
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bayram mı, hak arama mücadelesi mi?
Yarın 1 Mayıs
Hindistan-Pakistan gerilimi büyüyor
Gerilim savaşa dönüşür mü?
BM'de 'Rusya-Ukrayna' gündemli sert oturum
Taraflar birbirini suçladı
"100 yılın en köklü değişimini gerçekleştirdik"
Trump, ilk 100 günü değerlendirdi
İBB soruşturmasında yeni gelişme
30 şüpheliden 18'i tutuklandı
Trump yönetimine ilk 100 günde 220'den fazla dava
Federal yargıçların kararları ihlal edildi
İBB'ye 2. dalga operasyonu
30 kişiye tutuklama talebi
İşte ilk kural
İlber Hoca'dan gençlere tavsiyeler
Kura 18 yıl sonra çıktı!
İlk hac kafileleri kutsal topraklarda
O tarihten itibaren geçersiz sayılacak
4.2 milyon kişi ehliyetini yenilemedi
Tutuklu Ayşe Barım hakkında iddianame hazırlandı
30 yıla kadar hapsi isteniyor
'Kusursuz sorumsuzluk'
Hüseyin Baş, Özdağ davasını izledi
Ümit Özdağ bugün hakim karşısındaydı
Duruşma ileri tarihe ertelendi
Mehmet Şimşek, ekonomi gündemini değerlendirdi
'Beklentilerde sınırlı bir kötüleşme var'
BTP lideri demokrasi ayıbını anlattı
'Demokrasilerde talimat milletten gelir'
Bayram mı, hak arama mücadelesi mi?
Yarın 1 Mayıs
Hindistan-Pakistan gerilimi büyüyor
Gerilim savaşa dönüşür mü?
BM'de 'Rusya-Ukrayna' gündemli sert oturum
Taraflar birbirini suçladı
"100 yılın en köklü değişimini gerçekleştirdik"
Trump, ilk 100 günü değerlendirdi
İBB soruşturmasında yeni gelişme
30 şüpheliden 18'i tutuklandı
Trump yönetimine ilk 100 günde 220'den fazla dava
Federal yargıçların kararları ihlal edildi
İBB'ye 2. dalga operasyonu
30 kişiye tutuklama talebi
İşte ilk kural
İlber Hoca'dan gençlere tavsiyeler
Kura 18 yıl sonra çıktı!
İlk hac kafileleri kutsal topraklarda
O tarihten itibaren geçersiz sayılacak
4.2 milyon kişi ehliyetini yenilemedi
Tutuklu Ayşe Barım hakkında iddianame hazırlandı
30 yıla kadar hapsi isteniyor
'Kusursuz sorumsuzluk'
Hüseyin Baş, Özdağ davasını izledi
Ümit Özdağ bugün hakim karşısındaydı
Duruşma ileri tarihe ertelendi
Mehmet Şimşek, ekonomi gündemini değerlendirdi
'Beklentilerde sınırlı bir kötüleşme var'
BTP lideri demokrasi ayıbını anlattı
'Demokrasilerde talimat milletten gelir'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.