Doğruluk iman direklerinin en sağlamıdır.
Doğruluğu ganimet bil ki kazançlı çıkasın, kötülük ve yalandan uzak dur ki sağlam kalasın.
En büyük şey doğruluktur.
En faziletli doğruluk, ahitlere vefa etmektir.
Doğruluk Hakkın elbisesidir.
Doğruluk ilahi kılınan (kanun) ile sözün birbirine tutmasıdır.
Kurtuluş, doğruluk ile olur.
Kişinin doğruluğu, yiğitliği miktarıncadır.
Doğruluk için rahatlık vardır.
Doğru konuşmak, insanın kendisini övmediği kimseye bıraktığı mirastan daha iyidir.
İnsan, kendi nefsine karşı ne dürüsttür. Hangi şahit işi gibi olabilir, insan ameli gibi bir şey ile (daha iyi) tanınamaz.
Nasıl ki yeni/ tanınmayan ağaç meyve verdiği zaman ancak bilinir, öyleyse meyveleri (ağacın) köküne yönlendirir/tanıtır ve her fazilet sahibinin fazileti tanınır, aynı şekilde değerli insan konuşması ile yücelir ve aşağılık insan rezilliğinden dolayı rezil olur.
DOĞRU YOL/RÜŞD
Doğrusu eğlence düşkünü, aklı-başı yerinde kimse de, doğru yolu bulmada hata yapar ve çalışıp çabalayan, ciddiyet sahibi biri (gün gelir) ona çatar.
Yolların en üstünü doğru yoldur.
DOĞU VE BATI
Hz. Ali (a.s.) doğu ile batı arasındaki mesafe sorulduğunda şöyle buyurdu: "Güneşin bir günlük seyir süresi kadardır."
DOSTLUK/ARKADAŞLIK/İÇLİ DIŞLI OLMA
Dostunun olmadığı (yerde) onun, seni nasıl anmasını istersen sen de, onu öyle an. Sevmediği şeyi yapma, onun senin için bırakmasını (söylemesini) istemediğin şeyi, sen de onun hakkında bırakma (söyleme).
Başkası için kötü bildiğin şeyi kendi nefsin için de kötü bil. Kendin için razı olduğun şeyi halk için de iste.
Hayır ehline ve dindarlara yapış, methinde mübalağa etmeyecekleri kadar onları razı et; zira çok mübalağa, insanı inanmaya yakınlaştırır, aldatır; böyle bir işe razı olmak Allah'ın düşmanlığına sebep olur.
Halkın ayıplarını arayanlarla dostluk kurma; zira onların yanında olan onlardan salim kalmaz.
Rabbini öfkelendiren ve halkı senden uzaklaştıran şeyden kaçın! Zira kim, Rabbini öfkelendirirse kendisini ölümle karşı karşıya bırakmış ve halkı kendinden uzaklaştıran ise özgürlükten ayrılmıştır.
Dostluk iyi geçinmekle daimileşir.
Nice arkadaşlar vardır ki (gerçek) dost değillerdir.
İmtihan edildiğinde insan ya değer kazanır veya rezil olur.
DOSTLUK
Dostuna saygılı ol ve onunla yaptığın ahdini koru.
Üç şey dostluğa sebep olur: Din, (dindarlık) tevazu ve cömertlik.
Allah'ın dışında bir şey üzerine kurulan dostluk sapıklıktır ve ona asla güvenilmez.
Allah için değil de işinden dolayı seninle dost olan, işi bittikten sonra sırt çevirir.
Ahmakların dostluğu, serabın kaybolduğu gibi kaybolur ve bulutların yeryüzünde sis olarak dağıldığı gibi dağılır gider.
Cahillerin dostluğu değişkendir çabucak değişiverir.
En faydalı hazine kalplerin dostluğudur.
İnsanlarla ellerinde olandan kaçınarak dost ol ki onların muhabbetini kazanasın.
DOYURMAK
Yediğinin kötü, yedirdiğinin iyi kokusu çıkar.
Allah'ın cezaları ve belaları vardır; o halde bunlar üzerinize indiğinde dua ile def edin, şüphesiz belayı duadan başka bir şey def etmez.
Kendisine dua okuma isteği bağışlanan kimse kabulden mahrum olmaz.
Duanın kabulünün gecikmesi seni ümitsizliğe düşürmesin; zira bağış niyete göredir, nice zamanlar vardır ki dileği olanın mükâfatı daha da artsın ve ulaşılacak bağış daha çok olsun diye kabulü gecikir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)
Doğruluğu ganimet bil ki kazançlı çıkasın, kötülük ve yalandan uzak dur ki sağlam kalasın.
En büyük şey doğruluktur.
En faziletli doğruluk, ahitlere vefa etmektir.
Doğruluk Hakkın elbisesidir.
Doğruluk ilahi kılınan (kanun) ile sözün birbirine tutmasıdır.
Kurtuluş, doğruluk ile olur.
Kişinin doğruluğu, yiğitliği miktarıncadır.
Doğruluk için rahatlık vardır.
Doğru konuşmak, insanın kendisini övmediği kimseye bıraktığı mirastan daha iyidir.
İnsan, kendi nefsine karşı ne dürüsttür. Hangi şahit işi gibi olabilir, insan ameli gibi bir şey ile (daha iyi) tanınamaz.
Nasıl ki yeni/ tanınmayan ağaç meyve verdiği zaman ancak bilinir, öyleyse meyveleri (ağacın) köküne yönlendirir/tanıtır ve her fazilet sahibinin fazileti tanınır, aynı şekilde değerli insan konuşması ile yücelir ve aşağılık insan rezilliğinden dolayı rezil olur.
DOĞRU YOL/RÜŞD
Doğrusu eğlence düşkünü, aklı-başı yerinde kimse de, doğru yolu bulmada hata yapar ve çalışıp çabalayan, ciddiyet sahibi biri (gün gelir) ona çatar.
Yolların en üstünü doğru yoldur.
DOĞU VE BATI
Hz. Ali (a.s.) doğu ile batı arasındaki mesafe sorulduğunda şöyle buyurdu: "Güneşin bir günlük seyir süresi kadardır."
DOSTLUK/ARKADAŞLIK/İÇLİ DIŞLI OLMA
Dostunun olmadığı (yerde) onun, seni nasıl anmasını istersen sen de, onu öyle an. Sevmediği şeyi yapma, onun senin için bırakmasını (söylemesini) istemediğin şeyi, sen de onun hakkında bırakma (söyleme).
Başkası için kötü bildiğin şeyi kendi nefsin için de kötü bil. Kendin için razı olduğun şeyi halk için de iste.
Hayır ehline ve dindarlara yapış, methinde mübalağa etmeyecekleri kadar onları razı et; zira çok mübalağa, insanı inanmaya yakınlaştırır, aldatır; böyle bir işe razı olmak Allah'ın düşmanlığına sebep olur.
Halkın ayıplarını arayanlarla dostluk kurma; zira onların yanında olan onlardan salim kalmaz.
Rabbini öfkelendiren ve halkı senden uzaklaştıran şeyden kaçın! Zira kim, Rabbini öfkelendirirse kendisini ölümle karşı karşıya bırakmış ve halkı kendinden uzaklaştıran ise özgürlükten ayrılmıştır.
Dostluk iyi geçinmekle daimileşir.
Nice arkadaşlar vardır ki (gerçek) dost değillerdir.
İmtihan edildiğinde insan ya değer kazanır veya rezil olur.
DOSTLUK
Dostuna saygılı ol ve onunla yaptığın ahdini koru.
Üç şey dostluğa sebep olur: Din, (dindarlık) tevazu ve cömertlik.
Allah'ın dışında bir şey üzerine kurulan dostluk sapıklıktır ve ona asla güvenilmez.
Allah için değil de işinden dolayı seninle dost olan, işi bittikten sonra sırt çevirir.
Ahmakların dostluğu, serabın kaybolduğu gibi kaybolur ve bulutların yeryüzünde sis olarak dağıldığı gibi dağılır gider.
Cahillerin dostluğu değişkendir çabucak değişiverir.
En faydalı hazine kalplerin dostluğudur.
İnsanlarla ellerinde olandan kaçınarak dost ol ki onların muhabbetini kazanasın.
DOYURMAK
Yediğinin kötü, yedirdiğinin iyi kokusu çıkar.
Allah'ın cezaları ve belaları vardır; o halde bunlar üzerinize indiğinde dua ile def edin, şüphesiz belayı duadan başka bir şey def etmez.
Kendisine dua okuma isteği bağışlanan kimse kabulden mahrum olmaz.
Duanın kabulünün gecikmesi seni ümitsizliğe düşürmesin; zira bağış niyete göredir, nice zamanlar vardır ki dileği olanın mükâfatı daha da artsın ve ulaşılacak bağış daha çok olsun diye kabulü gecikir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)