Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın toplumun ihtiyaç duyduğu hemen her konuda çözümler üretmesinin milletimiz ve insanlık için tarihi bir fırsat olduğundan sık sık bahsediyoruz. Özellikle de Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın Ehl-i Beyt açılımı hakkında ortaya koyduğu yoğun gayretlerden bahsediyoruz.
Değerli dostlar, inanın bu konu sıradan bir konu değil, toplumun hakiki ilmin ve imanın lezzetine varıp huzur ve barış ortamına kavuşması için mutlak anlaşılması gereken bir konudur.
Gerek insanlık, gerekse de toplumlar inanç zafiyetine düşmüş, gerçek ilimden uzaklaşmış, yolunu kaybetmiş bir vaziyettedir. Görünen manzara ilmin şehri olan Muhammed (s.a.v.)'in yolu, izi, gittikçe kaybedilmek istenmektedir. İlmin şehri olan Muhammed (s.a.v.)'e varmak için bir kapıya ihtiyaç vardır. Çünkü bir şehre kapıdan girilir.
Âlemlere Rahmet Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde ilmin şehrine açılan kapıyı şöylece tarif etmiştir; "Ben ilmin şehriyim Ali ise kapısıdır. İlmi isteyen kimse kapıdan girmelidir." (Tirmizi) Bu hadisi şeriften anlaşılan; İslam'ın, Kuran'ın ve yaşayan Kuran olan Hz. Muhammed'in ilim şehrine girmenin ancak ve ancak İmam Ali kapısından girmekle mümkün olacağıdır.
Prof. Dr. Haydar Baş yazdığı Ehli Beyt külliyatının Hz. İmam Ali eserinde buna çok güzel bir şekilde temas etmiştir; "Yüce Allah, âlemlerin Rabbi; Resulüllah ise âlemlere rahmet peygamberdir. Resulullah (s.a.v.) ilmin ve hikmetin şehri; Hz. Ali ise kapısıdır. Allah'ın koruması ve ismeti altındaki Resullulah'ın ilim şehrine giden yolların hepsi Ali kapsından geçer. Hak yollar Ali kapısına çıkar. Ali kapısı ise Resullulah şehrine açılır… Resulullah'ın şehrinde ise Yüce Allah bulunur, orası tevhit şehridir." (Hz. İmam Ali / Prof. Dr. Haydar Baş / önsözden) Resulullah(s.a.v.) bir hadisi şeriflerinde Hz. Ali efendimizin önemini işaret etmek maksadıyla şu ifadeleri kullanmıştır:
"Ali'yi seven beni sevmiş olur, beni seven de Allah'ı sevmiş olur, Ali'ye buğz eden bana buğz etmiş olur, bana buğz eden de Allah'a buğz etmiş olur" (et-Tabarani "Mucem el-Kebir" c. 23, s. 380, Hadis No: 901) Resulullah ashabına hitaben; "Size sarıldığınız müddetçe Benden sonra asla delalete düşmeyeceğiniz kimseyi tanıtayım mı?" "Evet, ya Resulallah" dediklerinde; "O, Ali'dir" buyurdu(İmam Ali/sayfa 95/ Prof. Dr. Haydar Baş)
İşte Ehl-i Beyt eserleriyle, programlarıyla, yapılmak istenen hakikate ulaşmak için girilmesi gereken kapının tarifidir. Bu kapının tarifini alanlara düşen görev de vakit kaybetmeden kapıdan içeri girip, Ehl-i Beyt'in hayat ölçülerini hayatına hâkim kılmaktır. Gerçek kurtuluşun yolu da budur.
Değerli dostlar, inanın bu konu sıradan bir konu değil, toplumun hakiki ilmin ve imanın lezzetine varıp huzur ve barış ortamına kavuşması için mutlak anlaşılması gereken bir konudur.
Gerek insanlık, gerekse de toplumlar inanç zafiyetine düşmüş, gerçek ilimden uzaklaşmış, yolunu kaybetmiş bir vaziyettedir. Görünen manzara ilmin şehri olan Muhammed (s.a.v.)'in yolu, izi, gittikçe kaybedilmek istenmektedir. İlmin şehri olan Muhammed (s.a.v.)'e varmak için bir kapıya ihtiyaç vardır. Çünkü bir şehre kapıdan girilir.
Âlemlere Rahmet Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde ilmin şehrine açılan kapıyı şöylece tarif etmiştir; "Ben ilmin şehriyim Ali ise kapısıdır. İlmi isteyen kimse kapıdan girmelidir." (Tirmizi) Bu hadisi şeriften anlaşılan; İslam'ın, Kuran'ın ve yaşayan Kuran olan Hz. Muhammed'in ilim şehrine girmenin ancak ve ancak İmam Ali kapısından girmekle mümkün olacağıdır.
Prof. Dr. Haydar Baş yazdığı Ehli Beyt külliyatının Hz. İmam Ali eserinde buna çok güzel bir şekilde temas etmiştir; "Yüce Allah, âlemlerin Rabbi; Resulüllah ise âlemlere rahmet peygamberdir. Resulullah (s.a.v.) ilmin ve hikmetin şehri; Hz. Ali ise kapısıdır. Allah'ın koruması ve ismeti altındaki Resullulah'ın ilim şehrine giden yolların hepsi Ali kapsından geçer. Hak yollar Ali kapısına çıkar. Ali kapısı ise Resullulah şehrine açılır… Resulullah'ın şehrinde ise Yüce Allah bulunur, orası tevhit şehridir." (Hz. İmam Ali / Prof. Dr. Haydar Baş / önsözden) Resulullah(s.a.v.) bir hadisi şeriflerinde Hz. Ali efendimizin önemini işaret etmek maksadıyla şu ifadeleri kullanmıştır:
"Ali'yi seven beni sevmiş olur, beni seven de Allah'ı sevmiş olur, Ali'ye buğz eden bana buğz etmiş olur, bana buğz eden de Allah'a buğz etmiş olur" (et-Tabarani "Mucem el-Kebir" c. 23, s. 380, Hadis No: 901) Resulullah ashabına hitaben; "Size sarıldığınız müddetçe Benden sonra asla delalete düşmeyeceğiniz kimseyi tanıtayım mı?" "Evet, ya Resulallah" dediklerinde; "O, Ali'dir" buyurdu(İmam Ali/sayfa 95/ Prof. Dr. Haydar Baş)
İşte Ehl-i Beyt eserleriyle, programlarıyla, yapılmak istenen hakikate ulaşmak için girilmesi gereken kapının tarifidir. Bu kapının tarifini alanlara düşen görev de vakit kaybetmeden kapıdan içeri girip, Ehl-i Beyt'in hayat ölçülerini hayatına hâkim kılmaktır. Gerçek kurtuluşun yolu da budur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025