Fransa Dışişleri Bakanı Barnier, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne olası üyeliğinden önce, sözde Ermeni soykırımını gündeme getireceklerini tekrarladı.
Fransa'daki Ermeni diyasporanın gönlünü almak için başlatılan bu yeni girişimin 17 Aralık'ın hemen ardından dillendirilmesi ilginç.
Fransa'nın sadece Ermeniler ile ilgili değil, Kürtler ile ilgili çalışmaları da var. Bu çalışmalar zaman zaman sivil toplum örgütleri adı altında marjinal kesimlerce Türkiye'nin önüne getiriliyor. Bunun son örneğini Zana ve ekibinin Le Monde'a verdikleri Kürt bildirgesi oluşturuyor.
Fransız hükümeti ülke içindeki diğer etnik unsurları da gözönüne alarak hem oy potansiyelini değerlendirecek hem de diğer ülkeler ile ikili ilişkilerini gerecek.
Anglo Sakson sisteme karşıt tez oluşturma adına İngiltere ve ABD ile de karşı karşıya gelen Fransa'nın siyaseti tamamen kaypak bir zeminde sürüyor.
Avusturya ile şu sıralar kolkola bir Birlik politikası sunarak referandum kararı alan Fransa'nın ileriki adımda atacağı adımlar önemli.
Yeni iddialar ve yeni gelişmeler bekleyebiliriz.
Türk-Yunan ikili gergin ilişkileri Rum-Yunan ilişkileri şeklinde ve yeni sorunlar silsilesi halinde sürecek.
Karasuları ve hava sınırı konularında Yunan iddiaları daha da artış gösterecek.
Rumlar'ın tanınması gibi ana sorunlar(!)kadar Doğu ve Güneydoğu'da da yaşamsal ve ulusal konular gündem edilmeye çalışılacak.
Irak ve İsrail derinlikli dış sorunların yatıştırılması beklentileri bir tarafta canlı tutulurken ABD ve Rusya kapışmasının göbeğinde bulunduğumuz bölgede yeni çatışma alanları oluşturulacak.
Irak ve çevresindeki potansiyel tehditler ile Türkiye paralel kılınacak.
Suriye ve İran'ın hedef seçildiği alanlarda yeni iddialarla yüzyüze kalacağız.
Stratejik açılımlarımızı bizler Avrupa Birliği ile irtibatlandırmaya çalışırken Avrupa Birliği mensubu ortaklarımız(!) yeni iddialarla bizi ihmal etmeye devam edecekler.
İhlallerin ve iddiaların yoğunlaşacağı on onbeş yıllık ucu açık bir zaman dilimi ile karşı karşıyayız.
Fransa'daki Ermeni diyasporanın gönlünü almak için başlatılan bu yeni girişimin 17 Aralık'ın hemen ardından dillendirilmesi ilginç.
Fransa'nın sadece Ermeniler ile ilgili değil, Kürtler ile ilgili çalışmaları da var. Bu çalışmalar zaman zaman sivil toplum örgütleri adı altında marjinal kesimlerce Türkiye'nin önüne getiriliyor. Bunun son örneğini Zana ve ekibinin Le Monde'a verdikleri Kürt bildirgesi oluşturuyor.
Fransız hükümeti ülke içindeki diğer etnik unsurları da gözönüne alarak hem oy potansiyelini değerlendirecek hem de diğer ülkeler ile ikili ilişkilerini gerecek.
Anglo Sakson sisteme karşıt tez oluşturma adına İngiltere ve ABD ile de karşı karşıya gelen Fransa'nın siyaseti tamamen kaypak bir zeminde sürüyor.
Avusturya ile şu sıralar kolkola bir Birlik politikası sunarak referandum kararı alan Fransa'nın ileriki adımda atacağı adımlar önemli.
Yeni iddialar ve yeni gelişmeler bekleyebiliriz.
Türk-Yunan ikili gergin ilişkileri Rum-Yunan ilişkileri şeklinde ve yeni sorunlar silsilesi halinde sürecek.
Karasuları ve hava sınırı konularında Yunan iddiaları daha da artış gösterecek.
Rumlar'ın tanınması gibi ana sorunlar(!)kadar Doğu ve Güneydoğu'da da yaşamsal ve ulusal konular gündem edilmeye çalışılacak.
Irak ve İsrail derinlikli dış sorunların yatıştırılması beklentileri bir tarafta canlı tutulurken ABD ve Rusya kapışmasının göbeğinde bulunduğumuz bölgede yeni çatışma alanları oluşturulacak.
Irak ve çevresindeki potansiyel tehditler ile Türkiye paralel kılınacak.
Suriye ve İran'ın hedef seçildiği alanlarda yeni iddialarla yüzyüze kalacağız.
Stratejik açılımlarımızı bizler Avrupa Birliği ile irtibatlandırmaya çalışırken Avrupa Birliği mensubu ortaklarımız(!) yeni iddialarla bizi ihmal etmeye devam edecekler.
İhlallerin ve iddiaların yoğunlaşacağı on onbeş yıllık ucu açık bir zaman dilimi ile karşı karşıyayız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005