HZ. Fâtıma’nın tesbihleri ve duaları -1-
İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Fâtıma (a.s.) bir Mushaf hatıra bıraktı, o Mushaf Kur’an değildir. Ama Allah-u Teala’nın Hz. Fâtıma’ya (a.s.) ilham ettiği ve Hz. Ali (a.s.) vasıtasıyla da yazılan sözleridir”
06.09.2023 19:05:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Fâtıma (a.s.) bir Mushaf hatıra bıraktı, o Mushaf Kur'an değildir. Ama Allah-u Teala'nın Hz. Fâtıma'ya (a.s.) ilham ettiği ve Hz. Ali (a.s.) vasıtasıyla da yazılan sözleridir."
Bir ara Ali (a.s.) o kadar zorda kalmıştı ki, Fâtıma (a.s.) durumlarını anlatmak için Babasına gitti. Kapıyı çaldı.
Peygamber (s.a.v.) Ümmü Eymen'e şöyle buyurdu: "Galiba kızım Fâtıma'dır, kapıyı aç."
Ümmü Eymen kapıyı açtığında Hz. Fâtıma eve girdi; selam verip Babasının huzuruna oturdu.
Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Fâtımacığım, Sen hiçbir zaman bu vakit bizim eve gelmezdin, şimdi ne olmuş?"
Fâtıma (a.s.) cevaben: "Ya Resulallah, meleklerin yemeği nedir?" diye arz etti.
Resûlullah: "Allah'ın hamdıdır" buyurdu.
Hz. Fâtıma: "Babacığım, öyleyse bizim yemeğimiz nedir?" dedi.
Resulullah buyurdular ki: "Allah'a and olsun, bir ay oluyor ki, Âl-i Muhammed'in evinde ateş yanmamıştır. Gözümün nuru, gel Cebrail'in Bana öğrettiği beş kelimeyi Sana öğreteyim; de ki: Ey öncekilerin ve sonrakilerin Rabbi, ey yegâne kuvvet ve güç sahibi, ey miskinlerin bağışlayıcısı ve ey merhamet edenlerin en merhametlisi."
Hz. Fâtıma (a.s.) duayı öğrenip evine döndü.
Hz. Ali (a.s.), "Neredeydin?" diye sordu.
Fâtıma (a.s.): "Dünya talep etmek için gitmiştim fakat ahiret için düstur alıp döndüm" dedi.
Hz. Ali: "Öyleyse bugün günlerin en hayırlısıdır" diye buyurdu.
Hz. Fâtıma (a.s.) bir gün Hz. Peygamberin (s.a.v.) yanına gelerek bazı işlerden dolayı şikayette bulundu. Hz. Peygamber (s.a.v.) O'na bir levha vererek: "Kızım levhada yazılan şeyi oku ve onları ezberle" diye buyurdular.
O sözler şunlardı:
Allah'a ve kıyamet gününe inanan, komşusunu incitmemelidir
Allah'a ve kıyamet gününe inanan, misafirine ikram etmelidir,
Allah'a ve kıyamet gününe inanan, faydalı bir söz söylemeli veya susmalıdır.
Hz. Ali (a.s.) bir gün ashabdan birine şöyle buyurdu:
"Kendim ile Fâtıma (a.s.)'ın durumunu sana anlatmamı istiyor musun? Fâtıma o kadar evime su getirdi ki, bedeninde kırba iz bıraktı; o kadar el değirmeni ile buğday öğüttü ki, elleri nasır bağladı; o kadar evde temizlik yaptı ki, evi süpürdü ki elbiseleri bozardı; o kadar kazanın altında ateş yaktı ki, elbiseleri kararmaya başladı.
Bu yüzden Fâtıma'ya Peygamberin (s.a.v.) huzuruna gidip hadiseyi beyan edecek olursan ev işlerinde sana yardımda bulunacak bir hizmetçi verir dedim.
Bunun üzerinde Fâtıma Resûlullah (s.a.v.)'in huzuruna gitti; Resûlullah'ın bir grup sahabe ile sohbet ettiğini görünce ihtiyacını izhar etmekten utanıp bir şey söylemeksizin geri döndü.
Resûlullah (s.a.v.) Fâtıma'nın bir hacetten dolayı geldiğini anlamıştı. İşte bundan dolayı o günün sabahı evimize teşrif buyurdular.
'Fâtımacığım! Dün gece ne maksatla bizim eve geldin?' diye sordular. Fâtıma hacetini arz etmekten utandı. Bu sırada Ben şöyle dedim: 'Ya Resulallah, Fâtıma eve o kadar su taşımış ki, kırbanın başı göğsünde iz bırakmış, o kadar el değirmeni çevirmiş ki elleri nasır bağlamış. Bu durumu görünce O'na; 'Eğer Babanın yanına gidip, bir hizmetçi istemiş olursan Seni bu durumdan kurtarır' dedim.
Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdular: 'Fâtımacığım! Hizmetçiden daha hayırlı bir ameli Sana öğreteyim mi? Her gün otuzüç defa subhanallah, otuzüç defa elhamdülillah ve otuz dört defa da Allahü- ekber zikrini söyle; bu zikir yüz defadan fazla değildir fakat bunun amel defterinde bin sevabı vardır.
Fâtımacığım! Eğer bunu her gün sabahleyin söylersen, Allah Te- ala dünya ve ahiret işlerinde Sana kifayet eder.'
Fâtıma Babasının cevabında üç defa şöyle dedi: Allah ve Resulü'nden razı oldum."
Hz. Enes (a.s.)'ın rivayet ettiğine göre Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, Hz. Fâtıma (a.s.)'a: "Ya Fâtıma! Sana tavsiye edeceğim şeyi dinlemene bir engel var mı? Sana bir dua öğreteyim de onu sabah akşam oku:
'Ey ezeli ve ebedi, kendi başına var olup, kudretiyle bütün âlemi var eden Cenab-ı Allah! Merhametine sığınarak Senden yardım istiyorum, gözümü açıp kapayacak kadar bir zaman bile Beni Bana bırakma. Benim bütün iş ve hâllerimi lütfunla düzeltiver ya Rabbi!" buyurmuşlardır.
Fâtıma-i Zehra, Babaları Hz. Peygamber (s.a.v.)'den biraz dünyalık istemek üzere geldiğinde Peygamber Efendimiz (s.a.v.):
"Canım kudret elinde olan Cenab-ı Hakka yemin ederim ki, Peygamberin Ehl-i Beyt'inin ocağında üç gündür ateş yanmamıştır. Kızım! Ben Sana beş şey öğreteyim de onlara devam et, zira onları Bana Cebrail öğretti:
Varlığının başlangıcı olmayıp, bütün varlıklardan önce bulunan ve her evvelin evveli olan Allah! Ey sonu düşünülemeyen, bütün varlıklara yokluk gelip, her şey yok olduktan sonra gene yok olmayan Allah!
Ey kuvvetine acz ve zayıflık gelmeyen, çetin kuvvet sahibi Allah! Ey merhamet edenlerden daha çok halka merhamet eden Allah!" (Prof. Dr. Haydar Baş Hz. Fatıma eserinden)
Bir ara Ali (a.s.) o kadar zorda kalmıştı ki, Fâtıma (a.s.) durumlarını anlatmak için Babasına gitti. Kapıyı çaldı.
Peygamber (s.a.v.) Ümmü Eymen'e şöyle buyurdu: "Galiba kızım Fâtıma'dır, kapıyı aç."
Ümmü Eymen kapıyı açtığında Hz. Fâtıma eve girdi; selam verip Babasının huzuruna oturdu.
Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Fâtımacığım, Sen hiçbir zaman bu vakit bizim eve gelmezdin, şimdi ne olmuş?"
Fâtıma (a.s.) cevaben: "Ya Resulallah, meleklerin yemeği nedir?" diye arz etti.
Resûlullah: "Allah'ın hamdıdır" buyurdu.
Hz. Fâtıma: "Babacığım, öyleyse bizim yemeğimiz nedir?" dedi.
Resulullah buyurdular ki: "Allah'a and olsun, bir ay oluyor ki, Âl-i Muhammed'in evinde ateş yanmamıştır. Gözümün nuru, gel Cebrail'in Bana öğrettiği beş kelimeyi Sana öğreteyim; de ki: Ey öncekilerin ve sonrakilerin Rabbi, ey yegâne kuvvet ve güç sahibi, ey miskinlerin bağışlayıcısı ve ey merhamet edenlerin en merhametlisi."
Hz. Fâtıma (a.s.) duayı öğrenip evine döndü.
Hz. Ali (a.s.), "Neredeydin?" diye sordu.
Fâtıma (a.s.): "Dünya talep etmek için gitmiştim fakat ahiret için düstur alıp döndüm" dedi.
Hz. Ali: "Öyleyse bugün günlerin en hayırlısıdır" diye buyurdu.
Hz. Fâtıma (a.s.) bir gün Hz. Peygamberin (s.a.v.) yanına gelerek bazı işlerden dolayı şikayette bulundu. Hz. Peygamber (s.a.v.) O'na bir levha vererek: "Kızım levhada yazılan şeyi oku ve onları ezberle" diye buyurdular.
O sözler şunlardı:
Allah'a ve kıyamet gününe inanan, komşusunu incitmemelidir
Allah'a ve kıyamet gününe inanan, misafirine ikram etmelidir,
Allah'a ve kıyamet gününe inanan, faydalı bir söz söylemeli veya susmalıdır.
Hz. Ali (a.s.) bir gün ashabdan birine şöyle buyurdu:
"Kendim ile Fâtıma (a.s.)'ın durumunu sana anlatmamı istiyor musun? Fâtıma o kadar evime su getirdi ki, bedeninde kırba iz bıraktı; o kadar el değirmeni ile buğday öğüttü ki, elleri nasır bağladı; o kadar evde temizlik yaptı ki, evi süpürdü ki elbiseleri bozardı; o kadar kazanın altında ateş yaktı ki, elbiseleri kararmaya başladı.
Bu yüzden Fâtıma'ya Peygamberin (s.a.v.) huzuruna gidip hadiseyi beyan edecek olursan ev işlerinde sana yardımda bulunacak bir hizmetçi verir dedim.
Bunun üzerinde Fâtıma Resûlullah (s.a.v.)'in huzuruna gitti; Resûlullah'ın bir grup sahabe ile sohbet ettiğini görünce ihtiyacını izhar etmekten utanıp bir şey söylemeksizin geri döndü.
Resûlullah (s.a.v.) Fâtıma'nın bir hacetten dolayı geldiğini anlamıştı. İşte bundan dolayı o günün sabahı evimize teşrif buyurdular.
'Fâtımacığım! Dün gece ne maksatla bizim eve geldin?' diye sordular. Fâtıma hacetini arz etmekten utandı. Bu sırada Ben şöyle dedim: 'Ya Resulallah, Fâtıma eve o kadar su taşımış ki, kırbanın başı göğsünde iz bırakmış, o kadar el değirmeni çevirmiş ki elleri nasır bağlamış. Bu durumu görünce O'na; 'Eğer Babanın yanına gidip, bir hizmetçi istemiş olursan Seni bu durumdan kurtarır' dedim.
Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdular: 'Fâtımacığım! Hizmetçiden daha hayırlı bir ameli Sana öğreteyim mi? Her gün otuzüç defa subhanallah, otuzüç defa elhamdülillah ve otuz dört defa da Allahü- ekber zikrini söyle; bu zikir yüz defadan fazla değildir fakat bunun amel defterinde bin sevabı vardır.
Fâtımacığım! Eğer bunu her gün sabahleyin söylersen, Allah Te- ala dünya ve ahiret işlerinde Sana kifayet eder.'
Fâtıma Babasının cevabında üç defa şöyle dedi: Allah ve Resulü'nden razı oldum."
Hz. Enes (a.s.)'ın rivayet ettiğine göre Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, Hz. Fâtıma (a.s.)'a: "Ya Fâtıma! Sana tavsiye edeceğim şeyi dinlemene bir engel var mı? Sana bir dua öğreteyim de onu sabah akşam oku:
'Ey ezeli ve ebedi, kendi başına var olup, kudretiyle bütün âlemi var eden Cenab-ı Allah! Merhametine sığınarak Senden yardım istiyorum, gözümü açıp kapayacak kadar bir zaman bile Beni Bana bırakma. Benim bütün iş ve hâllerimi lütfunla düzeltiver ya Rabbi!" buyurmuşlardır.
Fâtıma-i Zehra, Babaları Hz. Peygamber (s.a.v.)'den biraz dünyalık istemek üzere geldiğinde Peygamber Efendimiz (s.a.v.):
"Canım kudret elinde olan Cenab-ı Hakka yemin ederim ki, Peygamberin Ehl-i Beyt'inin ocağında üç gündür ateş yanmamıştır. Kızım! Ben Sana beş şey öğreteyim de onlara devam et, zira onları Bana Cebrail öğretti:
Varlığının başlangıcı olmayıp, bütün varlıklardan önce bulunan ve her evvelin evveli olan Allah! Ey sonu düşünülemeyen, bütün varlıklara yokluk gelip, her şey yok olduktan sonra gene yok olmayan Allah!
Ey kuvvetine acz ve zayıflık gelmeyen, çetin kuvvet sahibi Allah! Ey merhamet edenlerden daha çok halka merhamet eden Allah!" (Prof. Dr. Haydar Baş Hz. Fatıma eserinden)