Hz. Ali’ye sorulan bazı sorular ve cevapları -2
Adamın biri Cemel Savaşı sırasında Hz. Ali’ye seslenerek, “Sen hâlâ Allah’ın bir olduğunu mu söylüyorsun?” dedi
29.05.2023 08:12:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





6- Adamın biri Cemel Savaşı sırasında Hz. Ali'ye seslenerek, "Sen hâlâ Allah'ın bir olduğunu mu söylüyorsun?" dedi.
Oradakiler hemen o adama saldırarak yakalayıp haddini bildirmek istediler, "Konuşma! İmam'ın orduyu düzenlemekle meşgul olduğunu görmüyor musun?" dediler.
Hz. Ali, adamı yakalayanlara seslendi ve "Bırakın onu. Benim bu kavimden istediğim şeyi o da Benden istiyor" dedi.
Sonra adama dönüp dedi ki, "Ey Arap! Allah birdir demek dört türlüdür. Bunun iki türlüsü revâdır. İki türlüsü revâ değildir. Revâ olmayanlar şöyledir:
Bir'den maksat rakam ve adet olursa bu revâ değildir. Çünkü ikisi olmayan hiçbir bir rakam yoktur.
Eğer bir'den maksat tür ise bu da revâ değildir. Çünkü bu da teşbihi gerektirir ki Allah her türlü teşbihten uzaktır.
Revâ olanlara gelince, onlar da şunlardır:
Allah birdir, hem de öylesine birdir ki düşünce, akıl ve varlıkta bölüştürülemez.
Allah birdir, hem de öylesine birdir ki, nesnelerde ve eşyalarda benzeri ve emsali yoktur."
7- Hz. Ali'ye bir şahıs soruyor, "Adalet nedir?"
Hz. Ali cevaben diyor ki, "Her şeyin yerli yerinde olmasıdır."
Aynı şahıs tekrar soruyor, "Ya zulüm nedir?"
Hz. Ali buyuruyor ki, "Cevap verdim ya!"
8- Adamın biri Hz. Ali'ye kaza ve kader hakkında soruyor. Hz. Ali diyor ki, "Kader derin bir okyanustur, ona dalmamanı tavsiye ederim."
Adam isteğini tekrarlıyor ve "Bana kaderi anlat" diyor.
Hz. Ali diyor ki, "Madem Beni dinlemiyorsun, o halde sana soracağım sorulara cevap ver. Söyle bakalım Allah'ın rahmeti kullarından daha önce midir, yoksa daha sonra mıdır?"
Adam diyor ki, "Allah'ın rahmeti mahlûkatın amelinden daha öncedir."
Hz. Ali bu cevap üzerine orada bulunanlara diyor ki, "Bu adama saygı gösterin, çünkü bu sözüyle Müslümanlığını ispatladı."
Adam oradan ayrılmak üzere uzaklaşıyor ama bir müddet sonra tekrar geriye dönerek şunu soruyor: "Benim oturmam, kalkmam, memnun veya rahatsız olmam da Allah'ın takdiriyle midir?"
Hz. Ali bu sefer diyor ki: "Sana üç soru soracağım, bu üç soruyla takdirin ve kaderin ne olduğunu anlayacaksın. Göreceksin ki soracağım bu üç konunun hiç birinde kendi iraden yoktur aslında."
Sonra aralarında şu konuşma geçiyor:
"Allah, yarattıklarını kendi istediği şekilde mi yaratmıştır, onların istediği şekilde mi?"
"Allah kendi istediği şekilde yaratmıştır."
Allah yarattıkların kendi istediği için mi yaratmıştır, yoksa onların istediği için mi?"
"Allah kullarını kendi istediği bir şey için yaratmıştır."
"Mahşer günü kullar kendi istekleriyle mi gelirler, yoksa Allah'ın isteğiyle mi?"
"Allah'ın isteğiyle."
"Hadi git işine. Görüyorsun ki kader ve istek sana bırakılmış değildir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)
Oradakiler hemen o adama saldırarak yakalayıp haddini bildirmek istediler, "Konuşma! İmam'ın orduyu düzenlemekle meşgul olduğunu görmüyor musun?" dediler.
Hz. Ali, adamı yakalayanlara seslendi ve "Bırakın onu. Benim bu kavimden istediğim şeyi o da Benden istiyor" dedi.
Sonra adama dönüp dedi ki, "Ey Arap! Allah birdir demek dört türlüdür. Bunun iki türlüsü revâdır. İki türlüsü revâ değildir. Revâ olmayanlar şöyledir:
Bir'den maksat rakam ve adet olursa bu revâ değildir. Çünkü ikisi olmayan hiçbir bir rakam yoktur.
Eğer bir'den maksat tür ise bu da revâ değildir. Çünkü bu da teşbihi gerektirir ki Allah her türlü teşbihten uzaktır.
Revâ olanlara gelince, onlar da şunlardır:
Allah birdir, hem de öylesine birdir ki düşünce, akıl ve varlıkta bölüştürülemez.
Allah birdir, hem de öylesine birdir ki, nesnelerde ve eşyalarda benzeri ve emsali yoktur."
7- Hz. Ali'ye bir şahıs soruyor, "Adalet nedir?"
Hz. Ali cevaben diyor ki, "Her şeyin yerli yerinde olmasıdır."
Aynı şahıs tekrar soruyor, "Ya zulüm nedir?"
Hz. Ali buyuruyor ki, "Cevap verdim ya!"
8- Adamın biri Hz. Ali'ye kaza ve kader hakkında soruyor. Hz. Ali diyor ki, "Kader derin bir okyanustur, ona dalmamanı tavsiye ederim."
Adam isteğini tekrarlıyor ve "Bana kaderi anlat" diyor.
Hz. Ali diyor ki, "Madem Beni dinlemiyorsun, o halde sana soracağım sorulara cevap ver. Söyle bakalım Allah'ın rahmeti kullarından daha önce midir, yoksa daha sonra mıdır?"
Adam diyor ki, "Allah'ın rahmeti mahlûkatın amelinden daha öncedir."
Hz. Ali bu cevap üzerine orada bulunanlara diyor ki, "Bu adama saygı gösterin, çünkü bu sözüyle Müslümanlığını ispatladı."
Adam oradan ayrılmak üzere uzaklaşıyor ama bir müddet sonra tekrar geriye dönerek şunu soruyor: "Benim oturmam, kalkmam, memnun veya rahatsız olmam da Allah'ın takdiriyle midir?"
Hz. Ali bu sefer diyor ki: "Sana üç soru soracağım, bu üç soruyla takdirin ve kaderin ne olduğunu anlayacaksın. Göreceksin ki soracağım bu üç konunun hiç birinde kendi iraden yoktur aslında."
Sonra aralarında şu konuşma geçiyor:
"Allah, yarattıklarını kendi istediği şekilde mi yaratmıştır, onların istediği şekilde mi?"
"Allah kendi istediği şekilde yaratmıştır."
Allah yarattıkların kendi istediği için mi yaratmıştır, yoksa onların istediği için mi?"
"Allah kullarını kendi istediği bir şey için yaratmıştır."
"Mahşer günü kullar kendi istekleriyle mi gelirler, yoksa Allah'ın isteğiyle mi?"
"Allah'ın isteğiyle."
"Hadi git işine. Görüyorsun ki kader ve istek sana bırakılmış değildir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.