"Tarih tekerrürden ibarettir" cümlesi aslında çok hadiseye kapı aralamaktadır. Bilindiği üzere tarihin en kanlı vahşetlerinden biri Kerbela'dır. Kerbela mert ile namerdin, hak ile bâtılın savaşıdır. Kerbela'yı anlamak yaradılışın özünü idrak etmektir.
Allah, Adem'in çamurdan kalıbı ile Zat'ının tecellisini gizleyerek melekleri denemiştir, melekler bu nükteyi kavrayarak Adem'e secde etmeleri aslında Allah'a secde etmek olduğunu bilmiş ve emre itaat etmişlerdir. İblis ise Adem kalıbına takılıp, ondaki eli görmemiştir.
İşte bu noktayı Kerbela'da da görmekteyiz. Beşerin onu sevmekle vacip olduğu İmam Hüseyin'e biat edenler, İmam Hüseyin'in elinin üstündeki kudreti idrak ettiler. Ona kılıç çekenler ise şeytanın Hz. Adem'deki beden kalıbına takılması gibi olayın özünü anlayamayıp o mübarek bedeni kendi kanıyla boyadılar.
İmam Hüseyin'in karşısında olanlar nefislere hoş gelip Allah'ın razı olduğu dininden yüz çeviren insanlardır. Şeytan, Allah'ın onu yaratığını kabul ediyor. Lakin şeytan, kuralları kendisinin koymasını istiyordu. İmam Hüseyin'in zamanında da itikat temelden yıkılmış İslam değerleri yerle bir olmuştu. İşte İmam'ın kıyamı bunu değiştirdi. 124 bin peygamberin gayesi olan tevhid, nübüvvet ve velayet davasını, İmam Hüseyin canıyla ve kanı ile korumuştur.
Allah-u Teala, hak ile bâtılın savaştığı meydana en yiğit adamını gönderdi. Cesaretini ve yiğitliğini miras almıştı ceddi Resûlullah'tan. Bu kıyamdan Allah da razı idi, Ehl-i Beyt'i de. "Eğer ceddim Resûlullah'ın dini benim kıyamımla yaşayacaksa durmayın kılıçlar doğrayın beni" diyerek davasının bizlerin ıslahı için olduğunu işaret ederek bu kıyamdan razı olduğunu buyurmuştur cennet gençlerinin efendisi. İmam Hüseyin Efendimiz Kerbela'da öyle bir iş gördü ki eliyle ve kanı ile İslam dinini korudu. Bütün zulümler ve çirkinliklere Hak için başkaldırdı.
İmam Hüseyin meydanda "Sizin benim yanımda olmanızı engelleyen en önemli etken haram ve günaha bulaşmış olmanızdır" buyurdu. Kerbela hadisesini günümüze taşıyacak olursak; insanlık o kadar haktan hakikatten, Ehl-i Beyt nefesinden uzak düşmüş ki; dünyanın muhtaç olduğu Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i anlamaktan aciz.
Hak ile bâtıl her devirde savaşacaktır. Kerbela'ya olaydan ziyade olgu olarak bakmamız gerekir. Bizim yanında olduğumuz kişi bizim safımızı belli etmektedir. Ehl-i Beyt ve 12 İmam ömür boyu hesap günü şuuru ile yaşadı. Hz. Hüseyin Efendimizin duruşunu aynı mesuliyet duygusu ile bunca eserler ortaya koyan Prof. Dr. Haydar Baş Bey Hüseynî ruha sahip olduğunu, İslam'a, devletine, milletine sahip çıkarak bir kez daha bizlere gösterdi. O'nun gönlü Kerbela'da istikameti Kâbe'dedir. Bizim işlemiş olduğumuz her günah ve yanlış seçim İmam Hüseyin'in mübarek ruhuna ve bedenine değen bir ok gibidir adeta. Bizlerin hak ile mi yoksa hak gibi gözüken ama Ehl-i Beyt'ten uzak bâtıl ile mi olduğumuzu çok iyi tahlil edip en iyi şekilde belli etmemiz gerekir.
Rabbim Prof. Dr. Haydar Baş Hocamdan razı olsun.
Allah, Adem'in çamurdan kalıbı ile Zat'ının tecellisini gizleyerek melekleri denemiştir, melekler bu nükteyi kavrayarak Adem'e secde etmeleri aslında Allah'a secde etmek olduğunu bilmiş ve emre itaat etmişlerdir. İblis ise Adem kalıbına takılıp, ondaki eli görmemiştir.
İşte bu noktayı Kerbela'da da görmekteyiz. Beşerin onu sevmekle vacip olduğu İmam Hüseyin'e biat edenler, İmam Hüseyin'in elinin üstündeki kudreti idrak ettiler. Ona kılıç çekenler ise şeytanın Hz. Adem'deki beden kalıbına takılması gibi olayın özünü anlayamayıp o mübarek bedeni kendi kanıyla boyadılar.
İmam Hüseyin'in karşısında olanlar nefislere hoş gelip Allah'ın razı olduğu dininden yüz çeviren insanlardır. Şeytan, Allah'ın onu yaratığını kabul ediyor. Lakin şeytan, kuralları kendisinin koymasını istiyordu. İmam Hüseyin'in zamanında da itikat temelden yıkılmış İslam değerleri yerle bir olmuştu. İşte İmam'ın kıyamı bunu değiştirdi. 124 bin peygamberin gayesi olan tevhid, nübüvvet ve velayet davasını, İmam Hüseyin canıyla ve kanı ile korumuştur.
Allah-u Teala, hak ile bâtılın savaştığı meydana en yiğit adamını gönderdi. Cesaretini ve yiğitliğini miras almıştı ceddi Resûlullah'tan. Bu kıyamdan Allah da razı idi, Ehl-i Beyt'i de. "Eğer ceddim Resûlullah'ın dini benim kıyamımla yaşayacaksa durmayın kılıçlar doğrayın beni" diyerek davasının bizlerin ıslahı için olduğunu işaret ederek bu kıyamdan razı olduğunu buyurmuştur cennet gençlerinin efendisi. İmam Hüseyin Efendimiz Kerbela'da öyle bir iş gördü ki eliyle ve kanı ile İslam dinini korudu. Bütün zulümler ve çirkinliklere Hak için başkaldırdı.
İmam Hüseyin meydanda "Sizin benim yanımda olmanızı engelleyen en önemli etken haram ve günaha bulaşmış olmanızdır" buyurdu. Kerbela hadisesini günümüze taşıyacak olursak; insanlık o kadar haktan hakikatten, Ehl-i Beyt nefesinden uzak düşmüş ki; dünyanın muhtaç olduğu Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i anlamaktan aciz.
Hak ile bâtıl her devirde savaşacaktır. Kerbela'ya olaydan ziyade olgu olarak bakmamız gerekir. Bizim yanında olduğumuz kişi bizim safımızı belli etmektedir. Ehl-i Beyt ve 12 İmam ömür boyu hesap günü şuuru ile yaşadı. Hz. Hüseyin Efendimizin duruşunu aynı mesuliyet duygusu ile bunca eserler ortaya koyan Prof. Dr. Haydar Baş Bey Hüseynî ruha sahip olduğunu, İslam'a, devletine, milletine sahip çıkarak bir kez daha bizlere gösterdi. O'nun gönlü Kerbela'da istikameti Kâbe'dedir. Bizim işlemiş olduğumuz her günah ve yanlış seçim İmam Hüseyin'in mübarek ruhuna ve bedenine değen bir ok gibidir adeta. Bizlerin hak ile mi yoksa hak gibi gözüken ama Ehl-i Beyt'ten uzak bâtıl ile mi olduğumuzu çok iyi tahlil edip en iyi şekilde belli etmemiz gerekir.
Rabbim Prof. Dr. Haydar Baş Hocamdan razı olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Fatıma Anteplioğlu / diğer yazıları