Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Av. Hüseyin Baş, göreve geldiği günden bu yana alışılmış siyasi anlayışların dışında bir siyasetle ezberleri bozmaya devam ediyor.
Av. Hüseyin Baş sosyal medyayı çok iyi kullanıyor, ülkemizdeki ve dünyadaki gelişmeleri yakından takip ediyor. Yetişmiş, genç ve dinamik kadrosuyla gece gündüz birlikte toplantılar düzenliyor, Milli Ekonomi Modeli eksenli çözümler üretiyor. Teknolojiye ayak uyduruyor ve insanları düşünmeye teşvik ediyor. Sosyal medya üzerinden paylaştığı mesajlarla korkusuz bir şekilde yanlışların üzerine gidiyor. Önceden Milletimize yani bize ait olan özelleştirme adıyla başkalarına peşkeş çekilen mallarımıza sahip çıkıyor.
Sayın Hüseyin Baş, hatırlarsanız BTP Kayseri il kongresinde çok çarpıcı bir tespit yapmıştı: "Çorum'un girişinde kocaman bir şeker fabrikası var. Çorumlularla sohbet ederken 'Bu fabrika kimin' dedim, '2018'de özelleştirildi' dediler. Peki daha önce kimindi, devletin, devlet kimin, bizim... Sen kimin malını kimseye sormadan özelleştiriyorsun… Şimdi sen kalktın her şeyi özelleştirdin. Bunu buradan yetkililere de soruyorum, bu devlet hangi özelleştirmeden kâr etti? Hep zarar etti, niye özelleştirdin? Birini yaptın baktın zarar ediyor, ikisini yaptın baktın zarar ediyor, yahu üçüncüyü yapma! Bütün devlet özelleştirilir mi? Bu kadar borçlu bir ülke haline getirilir mi?"
BTP lideri bu tespitle kalmayıp daha önce milletimizin yani bizim olduğu halde farkında olmadığımız madenlerimizin, kamu kurumlarımızın göz göre göre nasıl elimizden çıktığını, yapılan ihalelerde devletin yani milletin nasıl zarara uğratıldığını attığını Twettir mesajlarıyla gündeme taşımaya devam etmektedir.
Av. Hüseyin Baş'ın yapığı bu çalışmayla birkaç hayırlı iş gerçekleşecektir.
Birincisi; özelleştirme adı altında elden çıkartılan kurumların aslında millete ait olduğu fikriyatı oluşacak ve bu sayede bundan sonra yapılacak özelleştirmelere karşı vatandaşın daha duyarlı olması sağlanacaktır.
İkincisi; yapılan haksızlıklara karşı durulabileceği, hatta geri alabilmenin hukuki yollarının mevcut olduğu, özelleştirilen işletmelerin tekrar kamulaştırılarak devletin yani milletimizin istifadesine sunulabileceği fikriyatı uyanacaktır.
Üçüncüsü; senelerdir iktidar yanlılarının Lozan'da var olduğunu iddia ettikleri sözde gizli bir maddede "madenlerimizi 2023 yılına kadar işletme yetkimizin olmadığı" yalanının meydana çıkartılması sağlanacaktır.
Av. Hüseyin Baş 2003 yılından bu yana yapılan özelleştirmelerde yüzlerce maden arama ruhsatının yerli yabancı şirketlere (devleti yani milleti zarara sokmak pahasına) verildiğini belgelerle kamuoyuyla paylaşıyor. Demek ki cambaza bak metoduyla sokakta vatandaşa yalan yanlış ifadeler söyletilip madenlerimiz ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarımız yok pahasına satılmıştır.
Milletin malının, millettin anlamayacağı yollardan özelleştirilmesi; şu an yaşadığımız pahalılık ve yoksulluğun artması sonucunu doğurmuştur. Özelleştirme sebebiyle kasası boşaltılan, geliri azalan devletin bütçesi, inanılmaz derecede vergi ve ceza ile doldurulmaya çalışılmaktadır.
Milletimizin, malımıza sahip çıkan Av. Hüseyin Baş ve kadrosuna sahip çıkmaktan başka da çözümü yoktur. Çünkü başkalarının böyle bir derdi de yoktur.
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025