Resulullah Efendimizin yabancı devlet başkanlarına gönderdiği tebliğ mektuplarını irdelemeye devam ediyoruz.
Resulullah'ın (sav), mektuplarına başlarken selam verme nüktesi enterasan bir incelik taşımaktadır. Devlet başkanları, kendilerine selam veriliyor, saygı ve tazimde bulunuluyor zannetse de aslında, selama layık olmanın Müslüman olmakla mümkün olduğu hakikatini anlamış oluyor. Zira; "Allah'ın selamı, hidayet yoluna girmiş bulunan kimse üzerine olsun" cümlesinde bu incelik bariz biçimde görülmektedir. Hem Allah'ın hükmüne uymayan gayrimüslime asla taviz verilmediği gibi, onun kalbini kazanmaya yönelik bu ifade ile ona bir ders bildirmeyi de içeriyor. Hz. Peygamberin burada iletmek istediği "selam"; nazar, tecelli, şefkat, rahmet, merhamet manalarındadır. Resulullah, Allah'ın selamı, hidayetteki kimselere, yani, Müslümanlar üzerine olsun buyuruyor. Aslında mektubun her cümlesi, kendi başına bir davet ve tebliğ niteliğindedir. Allah'ın selamının herkesten evvel, Müslümanlar üzerine olması dileği, müminlerin bu şerefe herkesten evvel layık olmaları sebebiyledir. Çünkü onlar, daha önce de anlatıldığı gibi, Allah'a itaat eden hakiki kullardır. Resulullah, hidayet yoluna girenlere ve üstünlüklerine işaret buyurarak, mektuba giriyor ve hükümdarları da bu kutlu yola girmeye davet ediyor.
Resulullah'ın (sav), mektuplarına başlarken selam verme nüktesi enterasan bir incelik taşımaktadır. Devlet başkanları, kendilerine selam veriliyor, saygı ve tazimde bulunuluyor zannetse de aslında, selama layık olmanın Müslüman olmakla mümkün olduğu hakikatini anlamış oluyor. Zira; "Allah'ın selamı, hidayet yoluna girmiş bulunan kimse üzerine olsun" cümlesinde bu incelik bariz biçimde görülmektedir. Hem Allah'ın hükmüne uymayan gayrimüslime asla taviz verilmediği gibi, onun kalbini kazanmaya yönelik bu ifade ile ona bir ders bildirmeyi de içeriyor. Hz. Peygamberin burada iletmek istediği "selam"; nazar, tecelli, şefkat, rahmet, merhamet manalarındadır. Resulullah, Allah'ın selamı, hidayetteki kimselere, yani, Müslümanlar üzerine olsun buyuruyor. Aslında mektubun her cümlesi, kendi başına bir davet ve tebliğ niteliğindedir. Allah'ın selamının herkesten evvel, Müslümanlar üzerine olması dileği, müminlerin bu şerefe herkesten evvel layık olmaları sebebiyledir. Çünkü onlar, daha önce de anlatıldığı gibi, Allah'a itaat eden hakiki kullardır. Resulullah, hidayet yoluna girenlere ve üstünlüklerine işaret buyurarak, mektuba giriyor ve hükümdarları da bu kutlu yola girmeye davet ediyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.