Bilginizi tazeleyin diye "Tarihi Hicaz Demiryolu" konusunu bir daha okuyun, eğer daha önce okumuşsanız.Geçmişin dehası Osmanlıyı, bugünün "da ha Osman emmisi" ile kıyaslayın bu sayede.Nerden nereye gelmişiz.1891'de Hicaz Komutanı Osman Nuri Paşa, Cidde'den Mekke'ye kadar döşenecek bir şimendifer/ray hattının bölge üzerindeki önemi hakkında Padişaha bir mektup göndermişti. Ancak bu konuda en önemli çalışma zamanın Cidde Evfak Müdürü olan 'Arap İzzet Paşa' lakaplı Ahmet İzzet Efendi'ye aitti. İzzet efendi 1891 yılında sunduğu layihasında, Şam'dan Medine'ye kadar getirilecek bir demiryolunun Hicaz'a yönelik dış saldırılar ile bölgede çıkabilecek iç isyanlara karşı önemli bir savunma vasıtası olacağını, aynı zamanda da Hac ibadetini büyük ölçüde kolaylaştıracağını yazmaktaydı. Padişahın ilgisini çeken bu mektup görüşülmek üzere Komisyon-ı Askeri üyesi Korgeneral Mehmet Şakir Paşa'ya havale edilmiş. Paşa kendisine gönderilen layihayı yalnız tetkik etmekle kalmayıp, demiryolu hattının fizibilitesini de çıkararak, güzergahı gösterir bir harita ile birlikte padişaha sunmuştu. Sultan II. Abdülhamit Almanlara 'Bağdat Demiryolu' anlaşmasının yapılmasının ardından, çok uzun zamandan beri hayal ettiğini söylediği 'Hicaz Demiryolu'na ait iradesini 2 Mayıs 1900 tarihinde yayınlandı. Hicaz Demiryolu, bir bakıma Bağdat Demiryolu hattının devamı niteliğinde idi. Her iki demiryolunun birleştirilmesi ile İmparatorluğun başkenti olan İstanbul, Şam üzerinden kutsal Mekke ve Medine kentine bağlanacaktı. Yapılan hesaplamalara göre İstanbul'dan Medine'ye demiryolu ile ulaşım 120 saatte gerçekleşebilecekti. Diğer Osmanlı Demiryollarının aksine Hicaz Hattı, Yabancı şirketlere ihale edilmeyecek, tamamen iç kaynaklardan finanse edilecekti. İleride Bağdat hattıyla birleşmesi de düşünülen bu demiryolu, Şam'dan başlayarak önce Medine ve ardından da Mekke ve Cidde'ye uzatılacak, daha sonra Yemen ve Orta Arabistan üzerinden Bağdat ve Basra'ya doğru götürülecek ve İslam dünyasını gurur kaynağı olacaktı. Sultanın açıklaması başlangıçta tüm Avrupalı güçlerce müstehzi bir eda ile karşılanmıştı. Sultana yakınlığı ile bilinen Alman Büyükelçisi Marshall Von Bierberstein Dışişlerine gönderdiği raporda 'aklı başında olan hiçbir insan, bu dinsel amaçlı 1200 kilometrelik demiryolunun yapılabileceğine inanmaz' diyordu. Hicaz Demiryolu projesi, İslam dünyasında ise coşkuyla karşılandı, Osmanlı, İran, Hindistan ve Arap basınında aylarca en ağırlıklı konu olarak yer aldı. İstanbul'da yayınlanan Sabah Gazetesi, demiryolundan kutsal hat ve halifenin en muhteşem eseri olarak bahsediyordu.'Söz konusu olan bir Osmanlı yolu değil bir inanç yolu idi.' Hicaz Demiryolu'nun tahmini maliyeti 4 milyon lira olarak hesaplanmıştı. Bu rakam, 1901 yılındaki harcamaların %18'ini teşkil ediyordu. Üstelik hazineden ek ödenek ayırmak imkansızdı. Bu sıkıntılı devirde bu kadar büyük maliyeti olan bu projeyi yapmak için bağışların etkili olacağına karar verildi. Padişah, Hicaz Demiryolu'na 50.000 lira bağışta bulunarak bağış kampanyasını başlattı. Onu diğer devlet erkanı, üst seviyedeki bürokratlar ve askerler izledi. Çok sayıda memur kendi arzularıyla birer maaşını Hicaz hattına bağışladı. Ayrıca halkta bu yola bağış yaptı. En büyük bağışı yapan ülkelerin başında Hindistan'da geliyordu ve yaptığı bağış 40.000 lira idi. Bunun dışında kurban derileri vb. kazançlar sayesinde 1 eylül 1900 tarihinde fiilen inşa edilmeye başladı. Medine'ye 31 Ağustos 1908 tarihinde varıldı. Abdülhamit'in tahta çıkışının 33. yıldönümü 1 Eylül 1908 yılında resmi bir törenle açıldı. Hicaz hattındaki trenler her gün Şam'dan Amman'a, Medine'ye ise haftada üç günde gidiliyordu. İleriki yıllarda alınan yataklı ve yemekli ekspres trenler sayesinde Şam'dan Medine'ye 48 saatte gidiyordu. 1 Eylül 1900'da Şam'dan başlayıp 1 Eylül 1908'de Medine'de noktalanan Hicaz Demiryolu'nun maliyeti 3,357,819 lirayı bulmuştur. Yapılan ilave hatlar ve yan bağlantılarla 1916'da 1,766 km'yi bulan demiryolunun toplam maliyeti 4,558,000 lira olmuştur. Bu maliyet o gün 86,602,000 Alman Markı'na eşitti. Yani bugünün parası ile 64,5 trilyon Türk lirasıdır. Yani o zamana göre 4,5 milyon lira şimdi 64,5 trilyona eşittir. Bu da 14,250,000 katıdır. Medine Komutanı Fahrettin Paşa'nın,Mondros Mütarekesi'nin 16. maddesi gereğince 7 Ocak 1919'da imzaladığı şartname gereği Medine'yi teslim ve tahliye etmesi ile birlikte Hicaz Demiryolu üzerindeki Osmanlı hakimiyeti sona erdi. Binlerce sivil halkın Suriye'ye gönderilmesinde ve kutsal emanetlerin İstanbul'a getirilmesi bu demiryolu sayesinde oldu. 1908'den 1913'e kadar toplam 968,000 sivil yolcu taşındı. Senede ortalama 16,000 hacı Hicaz Demiryolunu kullanmakta idi. 2 lira olan Şam Medine arası Hac yolculuğu 72 saat sürüyordu."Hicaz demiryolu hikayesi böylece devam eder gider.Şu ecdadın uğraştığı boş işlere bakın diyesi geliyor insanın.Bize ne hicaz ile acemaşirandan.ABD ile Bush varken niye uğraşalım.Üç bin kilometre uzaktan yorgun argın gelip uğraşıyor adamlar.Biz şimdi burnumuzun dibinde, hiçbir zahmet ve meşakkate uğramadan bu bölgeyle zaman ayırırsak ayıp olmaz mı "medeniyetler ittifakı" masalına?Anlaşılan bu "gericilik" bize dedelerimizden kalmış.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024