Fenerbahçe Galatasaray derbisi hem heyecan olarak hem de futbol dışındaki olaylar ile tarihe geçen derbilerden biri oldu.
Maç içinde gerek Fenerbahçe'nin gerekse de Galatasaray'ın bölüm bölüm birbirlerine üstün oldukları dönemler oldu.
Her iki takımın da birbirine bariz üstün olduğunu söylemek mümkün olmasa da Galatasaray özellikle ikinci yarının 60. dakikasından sonraki oyunu ile maçı kazanma ihtimaline sahipti.
Üstün oynadığı dakikalarda Galatasaray tehlikeler yaratsa da organize olamamaktan dolayı maçı koparamadı.
Fakat bunların ötesinde maç baştan sona gergin bir ortamda oynandı.
Her iki takımın puan kaybına tahammülü olmaması maçın mücadele yönünün taktik yönüne ağır basması sonucunu doğurdu.
Hal böyle olunca maçta sıklıkla gergin anlar yaşandı. İlk olaylar Fenerbahçe beraberlik golünü bulduktan birkaç dakika sonra başladı.
35. dakika civarında Galatasaray taraftarı lüzumsuz yere sahaya yabancı maddeler atmaya başlayınca Fenerbahçeli futbolcular maça motive oldular.
Halbuki Galatasaraylı futbolcular maça daha motive başlamışlardı. Galatasaray taraftarı bir bakıma ters motivasyon yapmış oldu.
Gerginliklerin artmasında iki tarafın da hatası vardı. Fatih Terim'in lüzumsuz yere gördüğü ilk sarı kart da maçtaki gerginliği artıran unsurdu.
Pereira Terim'e nazire yaparcasına devre arasında sarı kart gördü.
Ben hakemin çok kötü bir yönetim gösterdiğini düşünmüyorum. Gösterdiği kartlar doğruydu.
Gerginliklere hakemin katkısı olduğunu söylemek pek haklı olmaz.
Bütün bunlar olurken maçın 84. dakikasında Diagne'nin ağlara gönderdiği top VAR incelemesi sonucu gol değeri kazanmadı. Bu golün iptali doğruydu.
Ne var ki bu vesileyle belirtmek isterim ki VAR uygulaması futbolun tadını kaçıran bir unsur.
VAR biraz da futbolda insan unsurunun geri plana atılmasına neden olan bir faktör olarak ortaya çıkıyor.
Galatasaraylıların son anda kullandıkları korner atışında Serdar Dursun Berkan'ı iter gibi gözüküyor. Burada VAR incelemesine rağmen penaltı kararı çıkmadı. Burada penaltı verilebilirdi.
Maçtan sonra alınan galibiyete Fenerbahçeli futbolcuların anormal sevinç gösterileri günü kurtarmaktan başka anlamı olmayan bu galibiyet için oldukça anlamsızdı.
İşin açıkçası bu sevinç boşalması maçta ne tür bir gerginlik yaşandığını gösteriyor.
Maçın genel bir değerlendirmesini yaparsak eğer yukarıda söylediğim gibi mücadele yönü ağır basan ve temposu ligimizin standartlarına göre oldukça yüksek olan bir maç seyrettik.
Genel olarak böyle mücadele yönü yüksek maçlarda takımların organize olmaları zordur.
Fakat pasla oynama çabası gösteren taraf Fenerbahçeydi.
Galatasaray ise hızlı oyuncuları ile dikine ilerleyerek pas seçeneklerini kullanmadan oynamayı tercih etti.
İlk tehlikeyi bulan taraf Galatasaraydı. Feghouli'nin şutunda Berke başarılıydı. İlk golü bulan taraf da Galatasaraydı.
Kerem'in attığı golde Morutan ile yaptığı işbirliği dikkat çekiciydi.
Fenerbahçe golü yemesine rağmen maça oyun olarak ortak oldu ve 31'de golü de buldu.
Fenerbahçe'nin golünde İrfan Can'ın topu Kerem'den söküp alması ve Mesut'un yaptığı muazzam koşu dikkat çekti. Fenerbahçe ilk yarının sonuna kadar oyunda hakimiyet kurdu.
Fenerbahçe'nin iyi oynadığı bu bölümde öne çıkan futbolcuları: İrfan Can, Mert Hakan ve Ferdi’ydi.
İkinci yarıya da iyi başlayan Fenerbahçe’ydi.
Ne var ki 60. dakika civarı gibi işler tersine döndü. Galatasaray bu dakikadan sonra oyunun sonuna kadar üstün taraftı.
Fakat bu periyotta defansta Kim ve kalede Berke Fenerbahçe'yi oyunda tuttu.
Cicaldau'nun iki şutundan birini Berke diğerini Kim çıkarırken. Diagne ile karşı karşıya pozisyonda yüzde yüz bir golü yine Berke çıkarttı.
Kim ayrıca van Aanholt'un pasında Halil'den önce araya girip müdahale ederek yüzde yüz bir golü önledi.
Galatasaray bu bölümde daha organize olmaya çalıştı. Oyuna sonradan giren Taylan bu bölümde nispeten etkili olmaya çalıştı.
Galatasaray bulduğu pozisyonları değerlendirememesinin bedelini ise ağır ödedi.
90+4'te Fenerbahçe'nin galibiyet golü geldi. Bu golde önce Marcao rakibinden topu sökemedi sonra Taylan Crespo'yu kaçırdı.
Maçtan sonra Burak Elmas'ın yaptığı açıklamalar arasında bir iddia vardı ki yenilir yutulur cinsten değildi.
Elmas bazı kulüp başkanlarının hakem raporlarını elde ettiklerini söyledi ve buna kendi gözleri ile de şahit olduğunu belirtti.
Bu doğruysa savcılıklara suç duyurusunda bulunulması gerekir. Önümüzdeki günlerde bu konu muhakkak ki çok tartışılacak.
Bir derbi daha sonuçlanırken Fenerbahçe günü kurtardı.
Sadece maçtaki gerginlikler ile değil Elmas'ın açıklamaları ile saha dışında bu derbinin daha sonuçları olacak gibi gözüküyor.
Maç içinde gerek Fenerbahçe'nin gerekse de Galatasaray'ın bölüm bölüm birbirlerine üstün oldukları dönemler oldu.
Her iki takımın da birbirine bariz üstün olduğunu söylemek mümkün olmasa da Galatasaray özellikle ikinci yarının 60. dakikasından sonraki oyunu ile maçı kazanma ihtimaline sahipti.
Üstün oynadığı dakikalarda Galatasaray tehlikeler yaratsa da organize olamamaktan dolayı maçı koparamadı.
Fakat bunların ötesinde maç baştan sona gergin bir ortamda oynandı.
Her iki takımın puan kaybına tahammülü olmaması maçın mücadele yönünün taktik yönüne ağır basması sonucunu doğurdu.
Hal böyle olunca maçta sıklıkla gergin anlar yaşandı. İlk olaylar Fenerbahçe beraberlik golünü bulduktan birkaç dakika sonra başladı.
35. dakika civarında Galatasaray taraftarı lüzumsuz yere sahaya yabancı maddeler atmaya başlayınca Fenerbahçeli futbolcular maça motive oldular.
Halbuki Galatasaraylı futbolcular maça daha motive başlamışlardı. Galatasaray taraftarı bir bakıma ters motivasyon yapmış oldu.
Gerginliklerin artmasında iki tarafın da hatası vardı. Fatih Terim'in lüzumsuz yere gördüğü ilk sarı kart da maçtaki gerginliği artıran unsurdu.
Pereira Terim'e nazire yaparcasına devre arasında sarı kart gördü.
Ben hakemin çok kötü bir yönetim gösterdiğini düşünmüyorum. Gösterdiği kartlar doğruydu.
Gerginliklere hakemin katkısı olduğunu söylemek pek haklı olmaz.
Bütün bunlar olurken maçın 84. dakikasında Diagne'nin ağlara gönderdiği top VAR incelemesi sonucu gol değeri kazanmadı. Bu golün iptali doğruydu.
Ne var ki bu vesileyle belirtmek isterim ki VAR uygulaması futbolun tadını kaçıran bir unsur.
VAR biraz da futbolda insan unsurunun geri plana atılmasına neden olan bir faktör olarak ortaya çıkıyor.
Galatasaraylıların son anda kullandıkları korner atışında Serdar Dursun Berkan'ı iter gibi gözüküyor. Burada VAR incelemesine rağmen penaltı kararı çıkmadı. Burada penaltı verilebilirdi.
Maçtan sonra alınan galibiyete Fenerbahçeli futbolcuların anormal sevinç gösterileri günü kurtarmaktan başka anlamı olmayan bu galibiyet için oldukça anlamsızdı.
İşin açıkçası bu sevinç boşalması maçta ne tür bir gerginlik yaşandığını gösteriyor.
Maçın genel bir değerlendirmesini yaparsak eğer yukarıda söylediğim gibi mücadele yönü ağır basan ve temposu ligimizin standartlarına göre oldukça yüksek olan bir maç seyrettik.
Genel olarak böyle mücadele yönü yüksek maçlarda takımların organize olmaları zordur.
Fakat pasla oynama çabası gösteren taraf Fenerbahçeydi.
Galatasaray ise hızlı oyuncuları ile dikine ilerleyerek pas seçeneklerini kullanmadan oynamayı tercih etti.
İlk tehlikeyi bulan taraf Galatasaraydı. Feghouli'nin şutunda Berke başarılıydı. İlk golü bulan taraf da Galatasaraydı.
Kerem'in attığı golde Morutan ile yaptığı işbirliği dikkat çekiciydi.
Fenerbahçe golü yemesine rağmen maça oyun olarak ortak oldu ve 31'de golü de buldu.
Fenerbahçe'nin golünde İrfan Can'ın topu Kerem'den söküp alması ve Mesut'un yaptığı muazzam koşu dikkat çekti. Fenerbahçe ilk yarının sonuna kadar oyunda hakimiyet kurdu.
Fenerbahçe'nin iyi oynadığı bu bölümde öne çıkan futbolcuları: İrfan Can, Mert Hakan ve Ferdi’ydi.
İkinci yarıya da iyi başlayan Fenerbahçe’ydi.
Ne var ki 60. dakika civarı gibi işler tersine döndü. Galatasaray bu dakikadan sonra oyunun sonuna kadar üstün taraftı.
Fakat bu periyotta defansta Kim ve kalede Berke Fenerbahçe'yi oyunda tuttu.
Cicaldau'nun iki şutundan birini Berke diğerini Kim çıkarırken. Diagne ile karşı karşıya pozisyonda yüzde yüz bir golü yine Berke çıkarttı.
Kim ayrıca van Aanholt'un pasında Halil'den önce araya girip müdahale ederek yüzde yüz bir golü önledi.
Galatasaray bu bölümde daha organize olmaya çalıştı. Oyuna sonradan giren Taylan bu bölümde nispeten etkili olmaya çalıştı.
Galatasaray bulduğu pozisyonları değerlendirememesinin bedelini ise ağır ödedi.
90+4'te Fenerbahçe'nin galibiyet golü geldi. Bu golde önce Marcao rakibinden topu sökemedi sonra Taylan Crespo'yu kaçırdı.
Maçtan sonra Burak Elmas'ın yaptığı açıklamalar arasında bir iddia vardı ki yenilir yutulur cinsten değildi.
Elmas bazı kulüp başkanlarının hakem raporlarını elde ettiklerini söyledi ve buna kendi gözleri ile de şahit olduğunu belirtti.
Bu doğruysa savcılıklara suç duyurusunda bulunulması gerekir. Önümüzdeki günlerde bu konu muhakkak ki çok tartışılacak.
Bir derbi daha sonuçlanırken Fenerbahçe günü kurtardı.
Sadece maçtaki gerginlikler ile değil Elmas'ın açıklamaları ile saha dışında bu derbinin daha sonuçları olacak gibi gözüküyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025