Dünyada Hepatit B hastalığını geçirmiş 2 milyar kişi bulunuyor ve halen tüm dünyada 350 milyon kişi kronik taşıyıcı durumunda.
Türkiye'de ise bu rakam 36 milyon arasında...
Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) verilerine göre, dünyada Hepatit B hastalığını geçirmiş 2 milyar kişi bulunuyor. Dünyada 350 milyon kişi ise kronik taşıyıcı durumunda. Türkiye'de nüfusun yüzde 510'nun taşıyıcı olduğu tahmin ediliyor. Dolayısıyla halen Türkiye'de 36 milyon kişi kronik Hepatit B virüsü taşıyıcısı.
HASTALIK KANSERE DÖNÜŞÜYOR
WHO, kronik Hepatit B taşıyıcılığını, karaciğer kanserinin en önemli nedeni olarak açıklarken, kronik taşıyıcılarda bu kanserin görülme riskinin taşıyıcı olmayanlara kıyasla 200 kat daha fazla olduğunu belirtti. WHO, tüm bu nedenlerle Hepatit B virüsünü sigaradan sonra 2. en önemli kanserojen olarak kabul ediyor.
Yine WHO'ya göre, kronik Hepatit B taşıyıcısı bir kişi yeterince uzun yaşarsa karaciğer kanserine yakalanma riski kaçınılmaz.
WHO verilerine göre, Hepatit B hastalığının seyri sırasında, her bin kişiden 5'inde "fulminan hepatit" adı verilen ağır karaciğer yetmezliği tablosu ortaya çıkıyor ve "Fulminan Hepatit"e yakalanan kişilerin yüzde 75'i bu nedenle hayatını kaybediyor.
EN HIZLI YAYILAN HASTALIK
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgi notuna göre, Hepatit B, aynı adı taşıyan virüsün karaciğere yerleşip orada çoğalarak karaciğeri tahrip etmesiyle ortaya çıkan bir hastalık. Dünyada, cinsel temasla bulaşan hastalıkların en hızlı yayılanı olarak bilinen Hepatit B'nin tek kaynağı insan.
Bakanlık'tan alınan bilgilere göre, Hepatit B virüsü, kan, tükürük, idrar, ter, vajinal salgı gibi tüm vücut sıvılarında bulunuyor ve sağlıklı kişilere bu vücut sıvılarının temas etmesiyle bulaşıyor.
TEMİZLİK ÇOK ÖNEMLİ
Hastalık, kan ve kan ürünlerinin, enjektörlerin kullanımı, cinsel temasla veya taşıyıcı anneden doğum sırasında bebeğine geçiyor. Kuaför ve berberlerdeki iyi sterilize edilmemiş manikürpedikür setleri, tıraş bıçakları, makaslar ve diş fırçalarının ortak kullanılması, derideki bir çatlak veya açık yara ile temas eden infekte vücut sıvısı, iyi sterilize edilmemiş aletlerle kulak delme ve sünnet etme de bulaşması için etkili faktörler arasında.
Virüs, insana bulaştıktan sonra hastalığın ortaya çıkmasına kadar 6 hafta ile 6 ay arasında değişen bir kuluçka süresine sahip.Hastaların yüzde 90'ında tamamen iyileşme sağlanıyor. İyileşen kişiler yaşamlarının sonuna kadar hastalığa karşı bağışık kalıyor. Geriye kalanlarda ise virüs kandan temizlenmiyor. Bu kişiler kronik Hepatit B taşıyıcısı olarak adlandırılıyor.
KORUNMANIN EN ETKİLİ YOLU AŞI
Bakanlık verilerinde, Hepatit B'den korunmanın en etkili yolunun hastalığa karşı aşılanmak olduğunu vurgularken, Hepatit B virüsünü taşıyan kişilerin dikkat etmesi gereken konular şöyle sıralanıyor:
"Hastalar, öncelikle kan bağışı yapmaktan kaçınmalıdırlar. Kanlarının, başkalarının kanlarıyla temasına izin vermemelidirler. Aile fertleri, aynı evi paylaşanların Hepatit B aşısı olmaları sağlanmalıdır. Üzerinde önemle durduğumuz bir konu da yeni doğan bebeklerin doğar doğmaz ya da en kısa sürede aşılanmalıdır. Özellikle taşıyıcı annelerle bebeklerin doğar doğmaz aşılanması zorunludur."
Türkiye'de ise bu rakam 36 milyon arasında...
Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) verilerine göre, dünyada Hepatit B hastalığını geçirmiş 2 milyar kişi bulunuyor. Dünyada 350 milyon kişi ise kronik taşıyıcı durumunda. Türkiye'de nüfusun yüzde 510'nun taşıyıcı olduğu tahmin ediliyor. Dolayısıyla halen Türkiye'de 36 milyon kişi kronik Hepatit B virüsü taşıyıcısı.
HASTALIK KANSERE DÖNÜŞÜYOR
WHO, kronik Hepatit B taşıyıcılığını, karaciğer kanserinin en önemli nedeni olarak açıklarken, kronik taşıyıcılarda bu kanserin görülme riskinin taşıyıcı olmayanlara kıyasla 200 kat daha fazla olduğunu belirtti. WHO, tüm bu nedenlerle Hepatit B virüsünü sigaradan sonra 2. en önemli kanserojen olarak kabul ediyor.
Yine WHO'ya göre, kronik Hepatit B taşıyıcısı bir kişi yeterince uzun yaşarsa karaciğer kanserine yakalanma riski kaçınılmaz.
WHO verilerine göre, Hepatit B hastalığının seyri sırasında, her bin kişiden 5'inde "fulminan hepatit" adı verilen ağır karaciğer yetmezliği tablosu ortaya çıkıyor ve "Fulminan Hepatit"e yakalanan kişilerin yüzde 75'i bu nedenle hayatını kaybediyor.
EN HIZLI YAYILAN HASTALIK
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgi notuna göre, Hepatit B, aynı adı taşıyan virüsün karaciğere yerleşip orada çoğalarak karaciğeri tahrip etmesiyle ortaya çıkan bir hastalık. Dünyada, cinsel temasla bulaşan hastalıkların en hızlı yayılanı olarak bilinen Hepatit B'nin tek kaynağı insan.
Bakanlık'tan alınan bilgilere göre, Hepatit B virüsü, kan, tükürük, idrar, ter, vajinal salgı gibi tüm vücut sıvılarında bulunuyor ve sağlıklı kişilere bu vücut sıvılarının temas etmesiyle bulaşıyor.
TEMİZLİK ÇOK ÖNEMLİ
Hastalık, kan ve kan ürünlerinin, enjektörlerin kullanımı, cinsel temasla veya taşıyıcı anneden doğum sırasında bebeğine geçiyor. Kuaför ve berberlerdeki iyi sterilize edilmemiş manikürpedikür setleri, tıraş bıçakları, makaslar ve diş fırçalarının ortak kullanılması, derideki bir çatlak veya açık yara ile temas eden infekte vücut sıvısı, iyi sterilize edilmemiş aletlerle kulak delme ve sünnet etme de bulaşması için etkili faktörler arasında.
Virüs, insana bulaştıktan sonra hastalığın ortaya çıkmasına kadar 6 hafta ile 6 ay arasında değişen bir kuluçka süresine sahip.Hastaların yüzde 90'ında tamamen iyileşme sağlanıyor. İyileşen kişiler yaşamlarının sonuna kadar hastalığa karşı bağışık kalıyor. Geriye kalanlarda ise virüs kandan temizlenmiyor. Bu kişiler kronik Hepatit B taşıyıcısı olarak adlandırılıyor.
KORUNMANIN EN ETKİLİ YOLU AŞI
Bakanlık verilerinde, Hepatit B'den korunmanın en etkili yolunun hastalığa karşı aşılanmak olduğunu vurgularken, Hepatit B virüsünü taşıyan kişilerin dikkat etmesi gereken konular şöyle sıralanıyor:
"Hastalar, öncelikle kan bağışı yapmaktan kaçınmalıdırlar. Kanlarının, başkalarının kanlarıyla temasına izin vermemelidirler. Aile fertleri, aynı evi paylaşanların Hepatit B aşısı olmaları sağlanmalıdır. Üzerinde önemle durduğumuz bir konu da yeni doğan bebeklerin doğar doğmaz ya da en kısa sürede aşılanmalıdır. Özellikle taşıyıcı annelerle bebeklerin doğar doğmaz aşılanması zorunludur."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.