Milletvekili olup Ankara'ya gitmeden önce Erzurum'da gazetecilik yapardın, dişe dokunur, ele-avuca gelir yazılar da yazardın, görünen o ki Ankara pek iyi gelmemiş sana.
Hemşerim sen iyi misin?
Her ne zaman haber bültenlerinde, sosyal medya mecralarında; "Erzurum milletvekili İbrahim Aydemir…" cümlesi ile başlayan bir haber kulağıma çalınsa, gözüme ilişse, gayri ihtiyari 'Eyvah, yine nasıl bir pot kırdı hemşerimiz' demekten kendimi alamam.
Gündem olduğu her haberde adı Erzurum ile beraber zikredilince ister istemez dikkatimiz o tarafa doğru yoğunlaşıyor.
Geriye doğru dönüp, şimdiye kadar kırdığı potların listesini yapacak değilim, en son söylediklerini hatırlatıp bırakacağım.
Kayıtlara 'Kara Salı' diye geçen ve paramızın değer kaybının bir günde yüzde yirmilere ulaştığı o malum günden sonra, bilindiği üzere peş peşe akaryakıta çok yüklü zamlar geldi, daha önce 'kuruş kuruş' gelen zamlar bu sefer 'lira lira' şeklinde gelmeye başladı.
Ülkemiz için, geleceğimiz için oldukça vahim olan bu gelişmelerden haberdar olan vatandaşlar, tüm ülkede zamlı fiyatlara saatler kala akaryakıt istasyonlarına akın edince haliyle kilometrelerce kuyruklar oluştu, hatta bazı istasyonların 'şu kadardan fazla' vermedikleri de basına yansıdı.
İktidar partisinden Erzurum milletvekili olan hemşerimiz bu kuyruklar hakkında ne dese beğenirsiniz:
"Zamlarla ilgili benzin istasyonlarında bir kuyruk yok arkadaşlar. Kuyruk nereden kaynaklanıyor biliyor musun? Bunu ben Plan Bütçe Komisyonunda bir iki defa daha altını çizerek söyledim. Araç sayısı fazla ondan kaynaklı...".
Buyur buradan yak desek, gençlere kötü örnek teşkil edecek, neyse…
Eskiden okullarda öğrencilerin bilgilerini ölçmek, bildiklerini nasıl savunduklarını görmek için gruplar arasında 'münazaralar' yapılırdı.
En meşhur konulardan biri 'çok gezen mi çok bilir yoksa çok yaşayan mı?'
Bir grup 'çok gezen' tezini alır, diğeri 'çok yaşayan' tezini, kıyasıya tartışmalar olur, tarafların da heyecanlı tezahüratları ile adeta sınıfta ise sınıfta, okul çapında yapılıyorsa konferans salonunda şenlik olurdu.
Şimdi ilkokul ya da ortaokul seviyesinde iki öğrenci grubuna sayın vekilimizin bu cümlesi anlatılsa ve 'bu kuyrukların sebebi zamlar mıdır yoksa araba fazlalığı mıdır' tezlerini çalışın ve tartışın dense, iddia ediyorum ki, ülkenin hiçbir okulunda, hiçbir öğrenci grubu sayın hemşerimizin tezine sahip çıkmaz ve asla savunmaz, savunamaz.
Sayın hemşerim! Milletvekili olmak, milletin dertleri ile dertlenmeyi, milletin dertlerini saklamak değil de dile getirmeyi gerektirmiyor mu?
Beş kuruş daha ucuza alabilmek için, iki büklüm olmuş dedelerimizin ve ninelerimizin oluşturduğu ekmek kuyruklarına da bir yorumun olur mu sayın hemşerim?
Bu kuyrukların sebebi acaba neyin fazlalığı olabilir?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Et kokarsa tuz dökerler, tuz kokarsa… / 06.02.2025
- Ay bitmeden buharlaşan artışlar / 05.02.2025
- Neden karanlıkta kaldı dünyamız? / 02.02.2025
- Doymayan gözler ve ürpermeyen kalpler / 01.02.2025
- Ne işe yarar? / 31.01.2025
- Makamdan istifa yok ama insanlıktan istifalar çok / 30.01.2025
- Başkentin başucunda çığlıklar duyulmadı / 29.01.2025
- Duydun mu? / 26.01.2025
- Yüreklerin yangını nasıl söndürülecek? / 24.01.2025
- İnsanca paylaşılsa… / 23.01.2025
- Ay bitmeden buharlaşan artışlar / 05.02.2025
- Neden karanlıkta kaldı dünyamız? / 02.02.2025
- Doymayan gözler ve ürpermeyen kalpler / 01.02.2025
- Ne işe yarar? / 31.01.2025
- Makamdan istifa yok ama insanlıktan istifalar çok / 30.01.2025
- Başkentin başucunda çığlıklar duyulmadı / 29.01.2025
- Duydun mu? / 26.01.2025
- Yüreklerin yangını nasıl söndürülecek? / 24.01.2025
- İnsanca paylaşılsa… / 23.01.2025