3 Kasım 2002 seçimlerinden itibaren yapılan tüm yerel ve genel seçimlere katılan, teşkilatlanmasını tamamlayarak seçimlere katılma hakkını kazanan Bağımsız Türkiye Partisi, elbette ve hiç tartışmasız, milletimiz için sığınılacak çok önemli bir liman olmuştur.
Eğer Haydar Hoca olmasaydı ve BTP'yi kurmasaydı, belki büyük çoğunluğumuz mevcut iktidar partisine oy verecekti.
Yirmi seneden beri iktidar partisine oy vermiş olmanın hangi büyük veballere, hangi büyük yıkımlara ortak olmak anlamına geldiğini düşünürsek, BTP'nin ne büyük bir liman olduğunu ve isteyenleri hangi musibetlerden uzak tuttuğunu daha iyi anlarız.
İktidar partisine oy verenler, sorgusuz-sualsiz destek olanlar, böyle bir muhasebe yaparlar ya da yapmazlar, elbette bu kendilerinin bileceği bir iştir.
Bir yangına, herhangi bir yangına odun taşıyanlarla, söndürmek için su taşıyanlar elbette ve kesinlikle bir tutulamazlar ve zinhar eşit sayılamazlar.
3 litre benzin-mazot 90 TL… Bu durum korkunç bir yangın mı değil mi?
Yıllık enflasyon, daha yılın ilk yarısında yüzde yüz yetmiş… Bu vaziyet korkunç bir yangın mı değil mi?
"Bütün dünyada böyle" yalanına kimse kanmıyor, herkes bir-iki tuşa dokunarak tüm dünya ülkelerindeki enflasyon oranlarını artık görebiliyor.
Hazine ve Maliye Bakanı'nın, daha dün, daha yeni söylediği; "Dar gelirlilerin dışında herkesin çarkı dönüyor" itirafı, nüfusun yüzde doksanı için büyük bir yangının fotoğrafı mı değil mi?
Sormak lazım; çarkını döndürdüğünüz bir avuç mutlu azınlığın genel nüfusa oranı ne kadardır?
Yine sormak lazım; çarkını durdurduğunuz, dolayısıyla umutlarını söndürdüğünüz büyük çoğunluktan sizler sorumlu değil misiniz?
Nüfusun yüzde doksanının, en temel gıda maddelerinden olan, eti, sütü, peyniri, zeytini, domatesi, biberi ve patatesi sadece vitrinlerde seyreder hale gelmiş olması tüm ülkeyi sarıp-sarmalayan yangından da öte, büyük bir afat mı, değil mi?
Ülke nüfusunun büyük bir çoğunluğunun yoksullaşmasına, yeterli beslenme kabiliyetini ve imkânını kaybetmesine rağmen, ülkede zenginlerin, günden güne zenginleşenlerin artıyor olması, toplum huzuru ve sosyolojisi açısından büyük bir felaket mi değil mi?
Dünkü yazımızda kısmen değindiğimiz, Irak işgaline verdikleri desteği, Suriye'de 'muhalefet icad edilmesindeki' rollerini ve milyonlarca mültecinin ülkenin başına ekşitilmesini sadece hatırlayarak geçelim.
Bütün bu yangınları, bütün bu felaketleri, yirmi yıllık iktidarı süresince getirip toplumun önüne koymuş olan bir partinin destekçisi ve şakşakçısı olmak, kişinin hem dünyası hem de ukbası açısından ne anlama geldiğini vicdanlara havale ediyoruz.
Sadece ucundan-kulağından çizmeye çalıştığımız bu korkunç fotoğrafa bakarak, Haydar Baş'ın ve kurup milletin hizmetine sunduğu Bağımsız Türkiye Partisi'nin, gönül ve oy verenlerini ne büyük veballerden, ne büyük suç ortaklıklarından kurtardığını rahatlıkla anlamak mümkün.
Haydar Baş olmasaydı ve BTP'yi kurmasaydı…
- Hüzün Irmağı / 30.11.2024
- Çayırhan’da bir Genel Başkan: Hüseyin Baş / 27.11.2024
- Malum parti gruplarının oylarıyla reddedildi / 26.11.2024
- Yılından ne anladık ki gününden ne anlayalım? / 24.11.2024
- Duyurun her yana bu feryadımı / 23.11.2024
- Enflasyona ezdirilmeyenlerden misiniz? / 22.11.2024
- Kâr muhafızlarının iktidarı / 21.11.2024
- Kimsesizler çığ gibi… / 20.11.2024
- Söyleyecek sözü mü kaldı? / 19.11.2024