Yazımızın başlığı bildiğiniz üzere son seçimlerde AKP'nin sloganlarından biriydi.
Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim:
AKP hükümeti sayesinde dışarda ABD ve İsrail'in, içerde de PKK'nın hayalleri bir bir gerçek oluyor.
Bu yazımızda terör örgütü PKK'nın gerçek olan hayallerine bakacağız.
Hükümetin açılım-saçılım politikasıyla Öcalan terörist başı sıfatından, PKK da terör örgütü sıfatından kurtulmuş oldu.
Artık bunlar için terörist ifadesini kullanmak neredeyse haline geldi.
***
Bu noktaya gelişimizde 3 kırılma noktası olduğunu düşünüyorum.
Bunlardan ilki Başbakan Erdoğan'ın 2005 yılında Diyarbakır'da yaptığı konuşmada dış kaynaklı PKK terörünü Kürt sorunu ilan etmesiydi.
Terörün en üst seviyeden Kürt sorunu ilan edilmesi, ona etnik bir kimlik yüklenmesi PKK'nın ekmeğine yağ sürdü.
Bu açıklama ile Kürt kardeşlerimiz adeta örgütün kucağına itildi, bölücü örgüt bu kesimin temsilcisi gibi lanse edildi.
Erdoğan'ın sözleriyle bölge halkının örgüte mesafeli duruşu değişti, terör örgütü halk nezdinde rağbet görmeye başladı.
Bu ilk kırılma noktasıydı.
Sayın başbakanımız Kürt sorunu çıkışını alt kimlik-üst kimlik çıkışlarıyla da destekledi.
Gerçek maksadını bilmem ama böylece zihinlere ayrılık tohumları ekildi.
***
İkinci kırılma noktası ise 2009'daki Habur rezaleti oldu.
PKK ve terörist Öcalan ile yapılan gizli görüşmeler sonucunda varılan mutabakatın bir sonucu olarak bir grup terörist Habur'dan Türkiye'ye giriş yaptı.
Hem de ne giriş!
Adamlar sanki terörist değil, zafer kazanmış asker (gerçi birileri bu durumu aynen böyle ifade ediyor ama).
Çadır mahkemeleri, hukukun, devlet itibarının yerle bir edilmesi vs...
***
Ve 2013...
"Terörle müzakere" adı verilen görüşmeler artık alenen yapılıyor. "PKK ile görüştüğümüzü ispat etmeyen şerefsizdir" sözleri ise artık mazide kaldı.
Müzakereler neredeyse canlı yayınlanacak.
(Muhterem Abdullah Öcalan hocaefendinin mübarek ağızlarından çıkacak hikmetli cümle-i şerifler merakla, hasretle beklenir oldu!)
Daha önce kaçırılan 8 kamu görevlisinin serbest bırakılması sırasında yaşanan manzara sürecin finali niteliğinde.
Artık devleti ayağına kadar getiren terör örgütü kameralar önünde şov yapıyor ve adeta zaferini ilan ediyor.
Bu manzaraya başbakanımızın yorumu" güzel şeyler oluor" şeklinde.
Evet...Başbakan "güzel şeyler oluyor" diyor ama bu güzel şeyler bu ülke için değil, bu ülkeyi lime lime etmek hesabı yapanlar için oluyor.
***
Şimdi yazımızda 3 kırılma noktasından bahsetmiştik.
Bu kırılma noktalarının tarihlerine dikkatinizi çekmek istiyorum.
2005, 2009 ve 2013.
Yani her 4 yılda büyük bir darbe yiyoruz. Bu veriler ışığında bir sonraki kırılma noktası 2017 yılında olacak. Burada kritik konu ise yeni anayasa çalışmaları.
Türkiye Cumhuriyeti'nin yapısını belirleyen ilk 3 maddenin bile tartışmaya açıldığı bir ortamda bizleri nelerin beklediğini tahmin ediyorsunuzdur.
Bizi ne yazık ki bölünme bekliyor!
Nasıl ki Osmanlı'yı paramparça ettiler şimdi aynı oyun Türkiye için sahnede. Üsteliğk epey de mesafe katettiler, hedefe çok yakınlar.
Şimdi yazımızın başında ifade ettiğimizi "PKK'nın hayalleri gerçek oluyor" sözü yanlış mı?
DÜNKÜ AÇILIM-SAÇILIM TESTİ’NİN CEVAP ANAHTARI
1-B, 2-D, 3-D, 4-C, 5-C, 6-B, 7-B, 8-E, 9-B, 10-C
Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim:
AKP hükümeti sayesinde dışarda ABD ve İsrail'in, içerde de PKK'nın hayalleri bir bir gerçek oluyor.
Bu yazımızda terör örgütü PKK'nın gerçek olan hayallerine bakacağız.
Hükümetin açılım-saçılım politikasıyla Öcalan terörist başı sıfatından, PKK da terör örgütü sıfatından kurtulmuş oldu.
Artık bunlar için terörist ifadesini kullanmak neredeyse haline geldi.
***
Bu noktaya gelişimizde 3 kırılma noktası olduğunu düşünüyorum.
Bunlardan ilki Başbakan Erdoğan'ın 2005 yılında Diyarbakır'da yaptığı konuşmada dış kaynaklı PKK terörünü Kürt sorunu ilan etmesiydi.
Terörün en üst seviyeden Kürt sorunu ilan edilmesi, ona etnik bir kimlik yüklenmesi PKK'nın ekmeğine yağ sürdü.
Bu açıklama ile Kürt kardeşlerimiz adeta örgütün kucağına itildi, bölücü örgüt bu kesimin temsilcisi gibi lanse edildi.
Erdoğan'ın sözleriyle bölge halkının örgüte mesafeli duruşu değişti, terör örgütü halk nezdinde rağbet görmeye başladı.
Bu ilk kırılma noktasıydı.
Sayın başbakanımız Kürt sorunu çıkışını alt kimlik-üst kimlik çıkışlarıyla da destekledi.
Gerçek maksadını bilmem ama böylece zihinlere ayrılık tohumları ekildi.
***
İkinci kırılma noktası ise 2009'daki Habur rezaleti oldu.
PKK ve terörist Öcalan ile yapılan gizli görüşmeler sonucunda varılan mutabakatın bir sonucu olarak bir grup terörist Habur'dan Türkiye'ye giriş yaptı.
Hem de ne giriş!
Adamlar sanki terörist değil, zafer kazanmış asker (gerçi birileri bu durumu aynen böyle ifade ediyor ama).
Çadır mahkemeleri, hukukun, devlet itibarının yerle bir edilmesi vs...
***
Ve 2013...
"Terörle müzakere" adı verilen görüşmeler artık alenen yapılıyor. "PKK ile görüştüğümüzü ispat etmeyen şerefsizdir" sözleri ise artık mazide kaldı.
Müzakereler neredeyse canlı yayınlanacak.
(Muhterem Abdullah Öcalan hocaefendinin mübarek ağızlarından çıkacak hikmetli cümle-i şerifler merakla, hasretle beklenir oldu!)
Daha önce kaçırılan 8 kamu görevlisinin serbest bırakılması sırasında yaşanan manzara sürecin finali niteliğinde.
Artık devleti ayağına kadar getiren terör örgütü kameralar önünde şov yapıyor ve adeta zaferini ilan ediyor.
Bu manzaraya başbakanımızın yorumu" güzel şeyler oluor" şeklinde.
Evet...Başbakan "güzel şeyler oluyor" diyor ama bu güzel şeyler bu ülke için değil, bu ülkeyi lime lime etmek hesabı yapanlar için oluyor.
***
Şimdi yazımızda 3 kırılma noktasından bahsetmiştik.
Bu kırılma noktalarının tarihlerine dikkatinizi çekmek istiyorum.
2005, 2009 ve 2013.
Yani her 4 yılda büyük bir darbe yiyoruz. Bu veriler ışığında bir sonraki kırılma noktası 2017 yılında olacak. Burada kritik konu ise yeni anayasa çalışmaları.
Türkiye Cumhuriyeti'nin yapısını belirleyen ilk 3 maddenin bile tartışmaya açıldığı bir ortamda bizleri nelerin beklediğini tahmin ediyorsunuzdur.
Bizi ne yazık ki bölünme bekliyor!
Nasıl ki Osmanlı'yı paramparça ettiler şimdi aynı oyun Türkiye için sahnede. Üsteliğk epey de mesafe katettiler, hedefe çok yakınlar.
Şimdi yazımızın başında ifade ettiğimizi "PKK'nın hayalleri gerçek oluyor" sözü yanlış mı?
DÜNKÜ AÇILIM-SAÇILIM TESTİ’NİN CEVAP ANAHTARI
1-B, 2-D, 3-D, 4-C, 5-C, 6-B, 7-B, 8-E, 9-B, 10-C
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Bayram Çoşgun / diğer yazıları
- Teröriste kravat taktırınca! / 01.03.2025
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024