Harikasın şampiyon

Beşiktaşlılar öyle bir futbol oynadı ki sanki lige hiç ara verilmemiş de daha geçen hafta maç oynamışlar gibi diri ve istekli gözüktüler.

Oynadıkları futbol her şeyden önce istikrarın futbolda ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu.

Ghezzal olmasa Rosier olmasa, bunlar takıma kazandırılmamış olsa, Atiba'nın mücadelesi bu kadar anlamlı olabilir miydi?

Atiba tam bir hücum makinesi olmuş sağda solda her yerde gözüktü.

Peki onu rahatlatan kim? Tabii ki Josef. Savunma yükünü Atiba'nın omzundan fazlasıyla alıyor.

Josef'in 90+3'te savunma yaparken rakibinden topu kapıp ileriye attığı pas üçüncü golü yarattı.

Rosier ikinci golden önce topu kapmak için öyle bir efor sarf etti ki transfer sürecinde gösterdiği fedakarlık isteğini sahaya da yansıttı.

Topu kapayım derken sakatlanabilirdi ama kendisini sakınmaması ben Beşiktaş'ın evladıyım tavrıydı.

Yeniler Salih ve Kenan biraz tutuk gibiydiler ama bu çok doğal daha ilk maç.

Kenan sıklıkla topla buluştu. İlk golün asistini de yaptı. Bu arada Kenan'a topu aktaran Wellinton'un bu goldeki katkısı da çok önemliydi.

Ghezzal da bıraktığı yerden devam etti. 76'da Kenan'dan gelen topun üzerinden atlayıp Rosier'e aktarması ne şık bir hareketti.

Teknik anlamda birkaç şey söylemek lazım. Bütün bu güzellikler dar alanda gerçekleşti.

Beşiktaş Rizespor boş alan bıraktığı için değil kendisi dar alanda bu aksiyonları yarattığı için üstündü.

Yani Beşiktaş ekmeğini taştan çıkardı. Diğer söylenmesi gereken husus ise Beşiktaş'ın temposu hızı ve hareketliliği.

Beşiktaş baştan sona kadar tempolu ve hareketliliği ile ön plana çıkan oyun oynadı.

Bu Şampiyonlar Ligi için umut vaat ediyor. Tabii ki bu oyunun daha da üstüne koymak lazım.

Sergen Yalçın maçtan önce ilk üç maç için bunlar hazırlık maçı dedi.

Beşiktaş için bu hazırlık maçı ise ve Sergen Yalçın takımın daha da üstüne koymasını sağlayacaksa Beşiktaşlılar rahat olsun bu takım daha çok iş yapar.