Kabil'in kuzeyindeki cephe hattında bulunan köylerini üç yıl önce terketmek zorunda kalan yaklaşık 200 aile, köylerine dönen ilk grubu oluşturdular.
Mülteciler, BM Yüksek Mülteciler Komiserliği'nin yardımıyla evlerine döndüler.
Taliban'la karşıt gruplar arasındaki çatışmalar yüzünden 1998'de köylerini terkedip 100 km ötedeki Pencşir vadisine sığınan ailelere, Avaringa kampını kuran BM örgütü barınma ve yiyecek yardımı sağladı.
Harabeye de dönse, kendi evine yeniden kavuşmaktan memnun olduğunu belirten 32 yaşındaki Serdar Ağa, "Hiç olmazsa Taliban'dan kurtulduk" diyerek duygularını dile getirdi.
Köyden nasıl kaçtıklarını ve yol aldıklarını anlatan Serdar Ağa, "Kampta yaşam çok zorluydu. Çok soğuktu, karnımız da açtı. Ama artık güzel günlerin bizi beklediğini düşünüyorum" dedi.
Komşusu Muhammed İslam ise, Serdar kadar mutlu olmadığını belirttive "Evimin halini görünce şoka uğradım" diye konuştu. 6 çocuk babasıİslam, "Çoluk çocuk hepimiz evimizin hayaliyle yaşadık. Ama evimizdenkalanları görünce neye uğradığımızı bilemedik" diyerek üzüntü ve düş kırıklığını dile getirirken parmağıyla kiremit ve toprak yığınına dönmüş evini gösteriyordu.
Mülteciler, BM Yüksek Mülteciler Komiserliği'nin yardımıyla evlerine döndüler.
Taliban'la karşıt gruplar arasındaki çatışmalar yüzünden 1998'de köylerini terkedip 100 km ötedeki Pencşir vadisine sığınan ailelere, Avaringa kampını kuran BM örgütü barınma ve yiyecek yardımı sağladı.
Harabeye de dönse, kendi evine yeniden kavuşmaktan memnun olduğunu belirten 32 yaşındaki Serdar Ağa, "Hiç olmazsa Taliban'dan kurtulduk" diyerek duygularını dile getirdi.
Köyden nasıl kaçtıklarını ve yol aldıklarını anlatan Serdar Ağa, "Kampta yaşam çok zorluydu. Çok soğuktu, karnımız da açtı. Ama artık güzel günlerin bizi beklediğini düşünüyorum" dedi.
Komşusu Muhammed İslam ise, Serdar kadar mutlu olmadığını belirttive "Evimin halini görünce şoka uğradım" diye konuştu. 6 çocuk babasıİslam, "Çoluk çocuk hepimiz evimizin hayaliyle yaşadık. Ama evimizdenkalanları görünce neye uğradığımızı bilemedik" diyerek üzüntü ve düş kırıklığını dile getirirken parmağıyla kiremit ve toprak yığınına dönmüş evini gösteriyordu.