Bazı başlıklar vardır ki partisi, ideolojisi, dini, mezhebi olmaz. Ama öyle bir savrulduk ki artık yağmurun yağmamasını, depremlerin olmasını bile partilere bağladık.
Kim savurdu bizi böylesine ve niçin savrulduk? Dış politikanın, terörle mücadelenin, doğal afetlerin partisi ideolojisi olur mu? Aklıselim memleketlerde olmaz.
Maalesef bizde terör iç politikaya malzeme oldu. 15 Temmuz hala iç politika gündeminde. Depremler, doğal afetler, ekonomik çalkantılar partilere göre yorumlanıyor hatta tedbirler bile ona göre alınıyor.
Ya dış politika? 'Mümin olan bir delikten iki defa ısırılmazdı' ama ABD tarafında delik deşik edildik.
Günlerdir ABD'ye karşı iktidar-muhalefet ve bütün parti liderleriyle ortak bir bildiri yayınlayıp, meclis kararı ile de ABD'ye karşı bir devlet duruşu gösterelim dedik.
Nihayetinde TBMM'den ortak kınama kararı çıktı. Ama en baştan beri ifade ediyoruz, dış politika kınama üzerine kurulmaz. Biz nasıl ki, aldığınız kararlar yok hükmündedir diyoruz onlar da senin kınaman beni tınlamaz diyor ve tehditlerine, iftiralarına devam ediyorlar.
ABD Dışişleri Bakanı, "Biden'ın 'Ermeni Soykırımı' açıklamasının sürpriz olmaması gerekir" dedi.
Başka? "Türkiye'yi S-400 için uyardık, yeni yaptırımlar gelebilir" dedi.
Başka? "S-400'ler ABD'nin güvenliğini tehdit ediyor" dedi.
Yeri gelmişken soralım; Bize ne ABD'nin güvenliğinden! Türkiye, 17 bin kilometre ötedeki ABD'nin jandarması mıdır?
Demek ki, ABD ile aynı dili konuşmuyoruz. Yapılması gereken nedir? Aynı dili konuşmak…
Örneğin vatandaşın soruyor, "İncirlik üssünü neden kapatmıyorsunuz?" diye. İktidar bu sorunun daha doğrusu tepkinin farkına varmış olacak ki, Milli Savunma Bakanlığı, "İncirlik Üssü, TSK'ya ait Hava Kuvvetleri üslerimizden biridir, Türk üssüdür, üzerindeki tüm tesislerle birlikte mülkiyeti Türkiye Cumhuriyeti devletine aittir" açıklamasını yaptı.
Demek ki, Ecevit ve Demirel kendi mülkümüze bayrak çekerek oyun oynamışlar!
Anlaşılacağı üzere iktidar da vatandaşın dilinden anlamıyor. Muhalefeti es geçmeyelim. İlk gün ifade ettim, iktidar adım atmıyor. Peki, muhalefet, Meclis'e ABD üslerini kapatalım, önerisini neden getirmiyor?
Milletimiz, ABD'nin soykırım kararının tarihi değil siyasi olduğunu anladı. Rusya da anladı ki, bizzat Rusya Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill ekranlara çıktı ve Osmanlı İmparatorluğu'nda hiç kimsenin Hristiyan azınlıkları yok etmediğini, dini toplulukların arasında bir ilişki düzeninin bulunduğunu ifade etti.
Bu kararın yüz yıllık bir siyasetin parçası olduğunu daha geçen hafta ülkemize gelen, Sayın Erdoğan'ın 'dostum' dediği, iki ülke ilişkilerini 'stratejik ortaklık' olarak açıkladığı Zelenskiy'nin (Ukrayna) İçişleri Bakanı Arsen Avakov, "Ermeni soykırımı, tek bir halkın trajedisi değil. Bu, tüm insanlık için korkunç ve maalesef incelenmemiş bir derstir. Bu yüzden Ermeni soykırımı, devlet seviyesinde tanımak çok önemlidir" dedi.
İktidar, neden siyasi bir adım atamıyor?
Bu sorunun muhatabı yok. Ama hükümet yetkilileri, iktidarlarının bölgede aldığı aktif rolden ötürü ABD'nin bu kararı aldığını ifade ediyorlar. Eski vekiller ise muhalefet yüzünden ABD'ye karşı bir siyasi karar alınamıyor iddiasındalar.
Büyük bir acziyet, hedef saptırma ve bir an önce konuyu gündemden düşürme gayreti var.
Örneğin sosyal medyada, 'göster tepkiyi gör etkiyi' diyerek Haziran'daki NATO toplantısına Sayın Erdoğan'ın gitmemesi gerektiği vurgulanıyor.
Ama bizzat Sayın Erdoğan bu toplantıya katılacağını ve "Biden ile Haziran ayında kararlaştırdığımız görüşmede bu konuları yüz yüze değerlendirerek yeni bir dönemin kapılarını aralayacağımıza inanıyorum" demişti.
Ama neden ve nasıl bir sahife açılacak?
Trump'ın alçakça ifadelerle dolu mektubunu hatırladınız mı? İktidara en sert muhalefet edenler bile o alçak mektuba gerekli karşılık verilsin, arkanızdayız demiştiler.
Biz zaten bırakın Cumhurbaşkanımızı bir bekçimizin tırnağını bile emperyalistlerin alayına değişmeyiz.
Ama mektuba cevap verilmedi, bizzat kendimiz iade edeceğiz, denildi ve bir daha mektup gündeme gelmedi.
Böyle olmaması lazımdı. Yerinde yapılmayan hamlenin sonucu mattır.
- Peygamberimiz ile ilk namaz ve Miraç / 26.01.2025
- Kişisel haklar, adalet ve AKP / 25.01.2025
- ‘Kürt sorunu’ tabiri kime aittir? / 24.01.2025
- Atatürk paydasından Kuva-yi Milliye ittifakı şarttır / 23.01.2025
- Tek adamı ayakta tutan tek adamlar / 22.01.2025
- Sayın Erdoğan ‘devletin dini adalettir’ dedi / 20.01.2025
- Neden BTP? / 19.01.2025
- Milletin derdine gelecek olursak! / 18.01.2025
- Soykırımda ikinci safha ve Suriye / 17.01.2025