Dün Trabzon Avni Aker Stadyumu Trabzonspor ile Gaziantepspor arasında Anadolu derbisi niteliğinde tatlı, zevk veren, heyecanlı bir karşılaşmaya tanık oldu. "Artık o eski şutlarını atamaz" denilen Hami Mandıralı, 80. dakikada 25 metreden önce sahanın en iyilerinden Batista'yı alt etti, ardından sol ayağıyla aynı zamanda Milli Takım'ın yedek kalecisi de olan Ömer'i yerine mıhlattı. Aynı Hami, maçın kader anında Gökdeniz'e nefis bir pas çıkartarak, bu zorlu maçı Trabzon'a getiren golün "ikinci imzacısı" oldu.
Trabzonspor bu galibiyetle böylece üstüste ikinci derbi maçı da kazanmış oldu. Derbi maç diyorum çünkü Gaziantepspor da artık büyük takım. Dünkü karşılaşmada bunu farketmemek elde değildi.
Geçen yılın lig üçüncüsü Gaziantepspor, başarılı Rus oyuncusu Krivov'un 36. dakikada kırmızı kartla oyun dışında kaldığı ana kadar kendi sahasındaymışcasına rahat bir karşılaşma çıkardı. Konuk ekip, ikinci yarının ilk 10 dakikası içinde yine Trabzon yarı sahasında etkili olmaya çalıştı. Ama o kadar... Ardından sahada Trabzonspor'un 'ayak sesleri' duyulmaya başlandı. Gerçi 65. dakikadan itibaren biraz da tez canlı seyircisinin ıslıklarıyla Trabzonspor'da gerilmeler başladı. Takım gerildikçe, uzun paslarla sonuca gitmeye çalıştı ama bu manevralar rakip kalede etkili pozisyonlar üretmekten uzaktı. Derken sahaya artık "emektar" lakabıyla vasıflandırabileceğimiz Hami Mandıralı adım attı. Trabzonspor'da o ana kadar eksik olan da zaten 'abi' pozisyonunda bir futbolcuydu. Takım iyi koşuyor; çok çalışıyor ama futbolcular yeterince deneyimli olmadıkları için rakip kale organize bir şekilde yoklanamıyordu. Hani işi bitirecek adam meselesi... İşte Hami Trabzonspor'un bu gediğini kapattı. Önce nefis şutuyla takımını öne geçirdi. Gaziantepspor'un beraberlik golünün ardından bu kez nefis pasıyla bir kez daha Trabzonsporluları sevinç çığlıklarına garketti...
İki takımı 'derlilik topluluk' açısından karşılaştırırsak, Gaziantepspor daha oturaklı bir takım. 9 kişi kalmalarına rağmen, gol atabilmeleri bunun bir tezahürü. Yiğidi öldür ama hakkını yeme.
Trabzonspor ise bu yıl geçen yıla oranla çok çok iyi. Takımda kazanma arzusu var. Bu bir takımda olması gereken en öncelikli özelliktir. İkinci olarak takım makine gibi işliyor. Sahada gezinen futbolcu yok. Herkes koşuyor, mücadele ediyor, pres yapıyor, kısaca kazanmak için didiniyor. Oyuncuların kazanma becerileri biraz daha geliştirilirse, neredeyse yarısı yenilenmiş bu takımın oyuncuları birbirlerine iyice ısınırsa, o zaman yeniden "şampiyonluğa koşan" bir Trabzonspor izleyeceğiz. Trabzonspor'a gönül verenler de böylece 18 yıl gibi uzun bir aradan sonra şampiyonluk mutluluğunu yaşayabilecekler.
Recep BAHAR
Trabzonspor bu galibiyetle böylece üstüste ikinci derbi maçı da kazanmış oldu. Derbi maç diyorum çünkü Gaziantepspor da artık büyük takım. Dünkü karşılaşmada bunu farketmemek elde değildi.
Geçen yılın lig üçüncüsü Gaziantepspor, başarılı Rus oyuncusu Krivov'un 36. dakikada kırmızı kartla oyun dışında kaldığı ana kadar kendi sahasındaymışcasına rahat bir karşılaşma çıkardı. Konuk ekip, ikinci yarının ilk 10 dakikası içinde yine Trabzon yarı sahasında etkili olmaya çalıştı. Ama o kadar... Ardından sahada Trabzonspor'un 'ayak sesleri' duyulmaya başlandı. Gerçi 65. dakikadan itibaren biraz da tez canlı seyircisinin ıslıklarıyla Trabzonspor'da gerilmeler başladı. Takım gerildikçe, uzun paslarla sonuca gitmeye çalıştı ama bu manevralar rakip kalede etkili pozisyonlar üretmekten uzaktı. Derken sahaya artık "emektar" lakabıyla vasıflandırabileceğimiz Hami Mandıralı adım attı. Trabzonspor'da o ana kadar eksik olan da zaten 'abi' pozisyonunda bir futbolcuydu. Takım iyi koşuyor; çok çalışıyor ama futbolcular yeterince deneyimli olmadıkları için rakip kale organize bir şekilde yoklanamıyordu. Hani işi bitirecek adam meselesi... İşte Hami Trabzonspor'un bu gediğini kapattı. Önce nefis şutuyla takımını öne geçirdi. Gaziantepspor'un beraberlik golünün ardından bu kez nefis pasıyla bir kez daha Trabzonsporluları sevinç çığlıklarına garketti...
İki takımı 'derlilik topluluk' açısından karşılaştırırsak, Gaziantepspor daha oturaklı bir takım. 9 kişi kalmalarına rağmen, gol atabilmeleri bunun bir tezahürü. Yiğidi öldür ama hakkını yeme.
Trabzonspor ise bu yıl geçen yıla oranla çok çok iyi. Takımda kazanma arzusu var. Bu bir takımda olması gereken en öncelikli özelliktir. İkinci olarak takım makine gibi işliyor. Sahada gezinen futbolcu yok. Herkes koşuyor, mücadele ediyor, pres yapıyor, kısaca kazanmak için didiniyor. Oyuncuların kazanma becerileri biraz daha geliştirilirse, neredeyse yarısı yenilenmiş bu takımın oyuncuları birbirlerine iyice ısınırsa, o zaman yeniden "şampiyonluğa koşan" bir Trabzonspor izleyeceğiz. Trabzonspor'a gönül verenler de böylece 18 yıl gibi uzun bir aradan sonra şampiyonluk mutluluğunu yaşayabilecekler.
Recep BAHAR
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.