Kur'an-ı Kerim'de: "Allah, bir kimse için hidayet dilememiş ise, onun hidayet bulması mümkün olmaz" buyruluyor (Nur,40)
Ebu Ümâme el-Bâhilî bir cenaze defnedildikten sonra şunları söyledi:"Ey insanlar! Şu anda sizler iyilikleri ve kötülükleri paylaştığınız bir konakta yaşıyorsunuz. Yakında buradan başka bir konağa taşınacaksınız ki -eliyle kabri gösterecek- işte o konak şurasıdır. Burası yalnızlık ve karanlıklar ve böcekler evidir. Burası darlık yurdudur. Daha sonra buradan mahşer yerine gönderileceksiniz. Mahşer yerinde Allah'ın dilediği bir süre ve emri gelinceye kadar kalınır. Bu sırada bazı yüzler ağarır bazıları ise kararır. Sonra buradan başka bir konağa götürüleceksiniz ki burası zifiri karanlıktır. Burada mü'minlere birer nur verilir. Kafir ve münafıklarsa bundan mahrum kalırlar. Bu durum Allah'ın kitabında şöyle temsil edilmektedir: "Kafirlerin küfürleri ve küfre bağlı amelleri) üzerini yığın yığın dalgalar kaplayan, daha üstüne bulut çöken, engin deryadaki karanlıklar gibi karanlıklar üzerine çökmüş karanlıklara benzer. Öyle ki (böyle zulmete düşen) insan o zifiri karanlıkta elini kaldıracak olsa neredeyse onu bile göremez. Allah bir kimse için nur (hidayet) kılmadıktan sonra onun nuru (hidayete ermesi) olamaz" (Nur: 24/40). O gün kafirler ve münafıklar mü'minlerin nurlarından faydalanamazlar. "O gün münafık erkeklerle kadınlar mü'minlere "Bize bakın (veya bizi bekleyin)! Nurunuzdan bir parça ışık alalım" diyeceklerdir. (Ancak onlara) "Arkanıza dönün ve orada nur arayın" denilir". "Ve arkalarını döndüklerinde de aralarına kapısı bulunan bir duvar çekilecektir; bu duvarın iç tarafında rahmet, dış tarafında da azap vardır" (Hadid: 57/13)"
Ebu Ümâme el-Bâhilî bir cenaze defnedildikten sonra şunları söyledi:"Ey insanlar! Şu anda sizler iyilikleri ve kötülükleri paylaştığınız bir konakta yaşıyorsunuz. Yakında buradan başka bir konağa taşınacaksınız ki -eliyle kabri gösterecek- işte o konak şurasıdır. Burası yalnızlık ve karanlıklar ve böcekler evidir. Burası darlık yurdudur. Daha sonra buradan mahşer yerine gönderileceksiniz. Mahşer yerinde Allah'ın dilediği bir süre ve emri gelinceye kadar kalınır. Bu sırada bazı yüzler ağarır bazıları ise kararır. Sonra buradan başka bir konağa götürüleceksiniz ki burası zifiri karanlıktır. Burada mü'minlere birer nur verilir. Kafir ve münafıklarsa bundan mahrum kalırlar. Bu durum Allah'ın kitabında şöyle temsil edilmektedir: "Kafirlerin küfürleri ve küfre bağlı amelleri) üzerini yığın yığın dalgalar kaplayan, daha üstüne bulut çöken, engin deryadaki karanlıklar gibi karanlıklar üzerine çökmüş karanlıklara benzer. Öyle ki (böyle zulmete düşen) insan o zifiri karanlıkta elini kaldıracak olsa neredeyse onu bile göremez. Allah bir kimse için nur (hidayet) kılmadıktan sonra onun nuru (hidayete ermesi) olamaz" (Nur: 24/40). O gün kafirler ve münafıklar mü'minlerin nurlarından faydalanamazlar. "O gün münafık erkeklerle kadınlar mü'minlere "Bize bakın (veya bizi bekleyin)! Nurunuzdan bir parça ışık alalım" diyeceklerdir. (Ancak onlara) "Arkanıza dönün ve orada nur arayın" denilir". "Ve arkalarını döndüklerinde de aralarına kapısı bulunan bir duvar çekilecektir; bu duvarın iç tarafında rahmet, dış tarafında da azap vardır" (Hadid: 57/13)"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.