Haluk Ulusoy federasyonu, geldiği günden bugüne akıl almaz yanlış icraatlarıyla Türk Hakemliğini sonunda iflas noktasına getirdi. İflasın eşiğine gelinmesinde en büyük pay sahiplerinden biri de Haluk Ulusoy'un emireri MHK'nın başı Bülent Yavuz'dur. Bugün ülkede hakemlik bitmiş ve moralsizdir. Peki bu cenazeyi şimdi kim ayağa kaldıracak? Bu cenaze mevcut MHK ile zaten ölü. Hayatında bir kez birincilik maçı yönetmemiş hakem eğitmenleriyle, torpilli sıradan gözlemci kadrosu ve toplasan asla biraraya getiremeyeceğin yeteneksiz MHK kadrosu ile Türk Hakemliği göz göre göre iflas ettirildi.
Hatalar korkunç
Hakemlerin ilk yarı maçlarında neticeleri değiştiren hataları korkunç rakamlara ulaştı. Üç büyük kulübün egemen olduğu futbol alemine lobize olan bazı kulupler de istedikleri hakemi maçlarına tayin ettirdiler. Film de zaten burada koptu. Bu durumu bütün hakem camiası biliyor. Ve ne acıdır ki, hiçbiri sesini çıkaramıyor. Zira bir maç yöneten hakemin aldığı ücret milyar sınırında.
Bakıyorum da ilk yarı sonunda 'şu hakem başarılıdır' diyebileceğimiz hakem yok. Maç tekrarına gidilen kural hataları dahil en büyük hatalar, göğüslerine FIFA kokartı takılan hakemler tarafından yapıldı. Haluk Ulusoy'un geçenlerde hiç sıkılmadan "biz federasyon olarak hakemlere her türlü maddi ve manevi desteği verdik, ancak onlar ligin ilk yarısı itibariyle yaptıkları büyük hatalarla bizi çok zor durumda bıraktılar" beyanatı timsah gözyaşlarından öteye geçmedi.
Kondisyonları yeterli değil
Hakemlerin yaptıkları hatalar nerelerde yoğunlaştı? Öncelikle hakemlerin kondisyonları 90 dakikayı tamamlayacak düzeyde değil. 70'inci dakikalardan sonra büyük hatalar yaparak maç neticelerini değiştirdiler. Disiplin olayları tümüyle gözardı edildi. Öyle ki her hakem kararlarından sonra oyuncuların el kol hareketleriyle yaptıkları çirkinlikler görmezden gelinerek hakemin kişiliği saha içerisinde çok zedelendi. Faul ve fena hareketlerin pek çoğu yerinde tespit edilemedi. Hele gizli faullerin hemen hiçbiri değerlendirilemedi. Sarı ve kırmızı kartlardaki standardizasyon bozukluğu hat safhalara ulaşıp kafa karıştırdı. Bir hakemin kırmızı kart gösterdiği pozisyona diğer hakem kart bile çıkarmadı. Kondisyon yetersizliğinden uzak kalınan pozisyonlarda açık penaltılar "es" geçildi, ceza alanı içersindeki aleni smaçlar tespit edilemedi. Orta hakem-yardımcı hakem işbirliğinden çoğunlukla yanlış kararlar çıktı. Ofsayttan atılan goller geçerli sayıldı, ofsayt olmayan gollük ataklar da ne yazık ki yardımcı hakemlerin bayraklarıyla kesildi.
Atamalar çok özenli!
Ligin ilk yarısında Beşiktaş haricinde hemen her takım hakemlerin hatalı kararlarından dolayı puan kaybetti. Beşiktaş ise tam tersi, lehine gelişen hakem hatalarıyla puanlar, yani maçlar kazandı. Burada Beşiktaş'ın başarısını küçültmek istemiyorum, ne varki gerçek bu. Beşiktaş'ın neredeyse maçlarının tamamı FIFA hakemleri tarafından yönetilmiş, yani hakem atamalarında çok özel bir özen gösterilmiş. Örneğin ilk yarıda Beşiktaş'ın 4 maçını İsmet Arzuman, 3 maçını Ali Aydın, 2 maçını Serdar Tatlı, 2 maçını Selçuk Dereli, Kuddusi Müftüoğlu, Mustafa Çulcu gibi FIFA'lar yönetmişler.
Bu bir tesadüf mü? Bence hayır. Bu MHK ve federasyonun bazı takımlara gösterdiği aşırı titizlik! yani bir nevi koruma altına almasından kaynaklanmıştır.
Ligin ikinci yarısı büyük olaylara gebe...
Ligin ikinci yarısında bu MHK ve başarısız hakemlerin neler yapacaklarına dair kahin olmaya gerek yok. Bence yine büyük haksızlık ve tutarsızlıklar takımların canlarını fena halde yakmaya devam edecek. İkinci yarının telafisi olmayan maçlarındaki hakem hataları büyük olaylara gebe. Futbolumuz her geçen gün yoğun hakem hatalarıyla geri gitmekte. Bu federasyon, bu MHK ve yine bu hakemlerle ligin ikinci yarısının nasıl geçeceğini ben de sizin gibi çok merak ediyorum!..
Hatalar korkunç
Hakemlerin ilk yarı maçlarında neticeleri değiştiren hataları korkunç rakamlara ulaştı. Üç büyük kulübün egemen olduğu futbol alemine lobize olan bazı kulupler de istedikleri hakemi maçlarına tayin ettirdiler. Film de zaten burada koptu. Bu durumu bütün hakem camiası biliyor. Ve ne acıdır ki, hiçbiri sesini çıkaramıyor. Zira bir maç yöneten hakemin aldığı ücret milyar sınırında.
Bakıyorum da ilk yarı sonunda 'şu hakem başarılıdır' diyebileceğimiz hakem yok. Maç tekrarına gidilen kural hataları dahil en büyük hatalar, göğüslerine FIFA kokartı takılan hakemler tarafından yapıldı. Haluk Ulusoy'un geçenlerde hiç sıkılmadan "biz federasyon olarak hakemlere her türlü maddi ve manevi desteği verdik, ancak onlar ligin ilk yarısı itibariyle yaptıkları büyük hatalarla bizi çok zor durumda bıraktılar" beyanatı timsah gözyaşlarından öteye geçmedi.
Kondisyonları yeterli değil
Hakemlerin yaptıkları hatalar nerelerde yoğunlaştı? Öncelikle hakemlerin kondisyonları 90 dakikayı tamamlayacak düzeyde değil. 70'inci dakikalardan sonra büyük hatalar yaparak maç neticelerini değiştirdiler. Disiplin olayları tümüyle gözardı edildi. Öyle ki her hakem kararlarından sonra oyuncuların el kol hareketleriyle yaptıkları çirkinlikler görmezden gelinerek hakemin kişiliği saha içerisinde çok zedelendi. Faul ve fena hareketlerin pek çoğu yerinde tespit edilemedi. Hele gizli faullerin hemen hiçbiri değerlendirilemedi. Sarı ve kırmızı kartlardaki standardizasyon bozukluğu hat safhalara ulaşıp kafa karıştırdı. Bir hakemin kırmızı kart gösterdiği pozisyona diğer hakem kart bile çıkarmadı. Kondisyon yetersizliğinden uzak kalınan pozisyonlarda açık penaltılar "es" geçildi, ceza alanı içersindeki aleni smaçlar tespit edilemedi. Orta hakem-yardımcı hakem işbirliğinden çoğunlukla yanlış kararlar çıktı. Ofsayttan atılan goller geçerli sayıldı, ofsayt olmayan gollük ataklar da ne yazık ki yardımcı hakemlerin bayraklarıyla kesildi.
Atamalar çok özenli!
Ligin ilk yarısında Beşiktaş haricinde hemen her takım hakemlerin hatalı kararlarından dolayı puan kaybetti. Beşiktaş ise tam tersi, lehine gelişen hakem hatalarıyla puanlar, yani maçlar kazandı. Burada Beşiktaş'ın başarısını küçültmek istemiyorum, ne varki gerçek bu. Beşiktaş'ın neredeyse maçlarının tamamı FIFA hakemleri tarafından yönetilmiş, yani hakem atamalarında çok özel bir özen gösterilmiş. Örneğin ilk yarıda Beşiktaş'ın 4 maçını İsmet Arzuman, 3 maçını Ali Aydın, 2 maçını Serdar Tatlı, 2 maçını Selçuk Dereli, Kuddusi Müftüoğlu, Mustafa Çulcu gibi FIFA'lar yönetmişler.
Bu bir tesadüf mü? Bence hayır. Bu MHK ve federasyonun bazı takımlara gösterdiği aşırı titizlik! yani bir nevi koruma altına almasından kaynaklanmıştır.
Ligin ikinci yarısı büyük olaylara gebe...
Ligin ikinci yarısında bu MHK ve başarısız hakemlerin neler yapacaklarına dair kahin olmaya gerek yok. Bence yine büyük haksızlık ve tutarsızlıklar takımların canlarını fena halde yakmaya devam edecek. İkinci yarının telafisi olmayan maçlarındaki hakem hataları büyük olaylara gebe. Futbolumuz her geçen gün yoğun hakem hatalarıyla geri gitmekte. Bu federasyon, bu MHK ve yine bu hakemlerle ligin ikinci yarısının nasıl geçeceğini ben de sizin gibi çok merak ediyorum!..
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İhsan Türe / diğer yazıları
- Futbolumuz / 28.12.2004
- Fırsat teptik! / 15.10.2004
- Kazakistan'ı bırak Danimarka'ya bak / 12.10.2004
- Futbolumuzda kayıp yıllar / 09.10.2004
- Kartali Parçaladilar / 05.10.2004
- Yalan Rüzgârı / 28.09.2004
- Yukarıdakiler ve aşağıdakiler / 24.09.2004
- Kartal'ın gözyaşları / 31.08.2004
- Kaçan Balık!.. / 27.08.2004
- Süper Lig'in havası ısınıyor / 17.08.2004
- Fırsat teptik! / 15.10.2004
- Kazakistan'ı bırak Danimarka'ya bak / 12.10.2004
- Futbolumuzda kayıp yıllar / 09.10.2004
- Kartali Parçaladilar / 05.10.2004
- Yalan Rüzgârı / 28.09.2004
- Yukarıdakiler ve aşağıdakiler / 24.09.2004
- Kartal'ın gözyaşları / 31.08.2004
- Kaçan Balık!.. / 27.08.2004
- Süper Lig'in havası ısınıyor / 17.08.2004