"Afrin'den sonra Menbiç'teyiz, şimdi onlar düşünsün, bakarsınız biz gece ansızın Menbiç'e girmişiz, Fırat'ın doğusunu da, batısını da terör örgütlerinden temizleyeceğiz, Kandil'e gireceğiz, gerekirse mücadelemiz Irak içlerine kadar uzanacak" türü açıklamalarını duyamıyoruz. Baskın seçim kararı iktidara her şeyi unutturdu.
Oysa BOP tehdidi kapıyı daha hızla çalmaya başladı. BOP sahipleri, Suriye'deki savaşı daha geniş coğrafyaya yayma planlarını uygulamaya geçiriyor. Mezhep savaşı her an çıkabilir.
Sadece Nisan ayının ortasından bugüne ABD, İsrail ve ABD'nin baş tetikçisi Suud yönetiminin açıklamaları bu yönde.
Bizzat ABD Savunma Bakanı Jim Mattis, "Suriye'den çekilmiyoruz. Savaşı sürdürüyoruz, savaşı genişleteceğiz ve daha fazla bölgesel destek getireceğiz" diyerek bu hedeflerini açıkladı.
Artı, açıkça ABD, biz buradayız, Müslümanları katletmeye devam edeceğiz, terör örgütlerini güçlendireceğiz ama bunun bir maliyeti var ve o maliyeti sizler (Suud, Katar, Mısır, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri gibi Sünni(!) ülkeler) ödeyeceksiniz, dedi.
Kabul ettiler. Suud hükümeti adeta ABD vahşetine yardım toplama kampanyası başlattı. Artı bu ABD, emrinde asker de istedi.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el Cubeyr; "Katar, ABD'nin askeri güvencesini kaybetmek istemiyorsa, Suriye'ye asker göndermek zorunda." dedi.
İslam ülkelerinin değil de Müslümanların az da olsa hassas noktası Filistin ve İsrail. Suud Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bu konuya da nokta koydu.
Selman; "Filistin meselesinin Suudi Arabistan'ın birinci gündem maddesini oluşturmuyor. İran gibi ele alınması gereken çok daha önemli ve acil konular var. Filistinliler çenelerini kapatıp masaya oturmalı ya da şikâyet etmeyi kesmeli." dedi.
Yani emperyalistlerin hedefi artık İran? Bu hedefi ise neye inandıkları bilinmeyen Sünni ülke yönetimleri ile gerçekleştirmek istiyorlar.
Fransız lider Macron, "Suriye'den çekilmenin, meydanı İran'a bırakmak anlamına gelir" derken, ABD'nin yeni Dışişleri Bakanı Pompeo, ilk yurtdışı gezisini Suudi Arabistan'a yaptı ve "İran'ın bölgede istikrarı bozduğunu ve teröre destek verdiğini" söyledi.
İsrail Savunma Bakanı Avigdor Liberman ise İran'ın bölge güvenliğini tehdit ettiğini ve buna izin vermeyeceklerini, açıkladı. Ve şu açıklamayı yaptı; "Geçmişte meslektaşlarımdan birinin de dediği gibi, üç sorunumuz var ve bunlar; İran, İran ve İran'dır."
Tablo net. Haçlı ve Siyonistler bölgede Müslüman'ı Müslüman'a kırdırmak istiyor. İslam dünyası bu alçaklığı tarihte birçok kez yaşadı. Adına mezhep savaşı, Şii-Sünni savaşı, dediler.
Bu savaşlarda kazanan olmadı. Topyekûn Sünniler de, Şiiler de kaybetti. Devletlerini kaybettiler, bağımsızlıklarını kaybettiler, topraklarını kaybettiler, zenginliklerini kaybettiler. En önemlisi ise imanlarını kaybettiler. Bu savaşların hiç kaybetmeyeni ise ABD, AB ve İsrail oldu.
Biz bu oyuna gelmeyelim. Türkiye sakın Haçlı safında durmasın. Sandık derdi milli ve manevi değerlerimizin önüne geçmesin.
Türk milleti bilmelidir ki, Müslümanlar kardeştir. Prof. Dr. Haydar Baş'ın dediği gibi "MÜSLÜMANI ÖLDÜRMEK KÂFİR İŞİDİR." Bu gerçeği anlayalım ve anlatalım.
Oysa BOP tehdidi kapıyı daha hızla çalmaya başladı. BOP sahipleri, Suriye'deki savaşı daha geniş coğrafyaya yayma planlarını uygulamaya geçiriyor. Mezhep savaşı her an çıkabilir.
Sadece Nisan ayının ortasından bugüne ABD, İsrail ve ABD'nin baş tetikçisi Suud yönetiminin açıklamaları bu yönde.
Bizzat ABD Savunma Bakanı Jim Mattis, "Suriye'den çekilmiyoruz. Savaşı sürdürüyoruz, savaşı genişleteceğiz ve daha fazla bölgesel destek getireceğiz" diyerek bu hedeflerini açıkladı.
Artı, açıkça ABD, biz buradayız, Müslümanları katletmeye devam edeceğiz, terör örgütlerini güçlendireceğiz ama bunun bir maliyeti var ve o maliyeti sizler (Suud, Katar, Mısır, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri gibi Sünni(!) ülkeler) ödeyeceksiniz, dedi.
Kabul ettiler. Suud hükümeti adeta ABD vahşetine yardım toplama kampanyası başlattı. Artı bu ABD, emrinde asker de istedi.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el Cubeyr; "Katar, ABD'nin askeri güvencesini kaybetmek istemiyorsa, Suriye'ye asker göndermek zorunda." dedi.
İslam ülkelerinin değil de Müslümanların az da olsa hassas noktası Filistin ve İsrail. Suud Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bu konuya da nokta koydu.
Selman; "Filistin meselesinin Suudi Arabistan'ın birinci gündem maddesini oluşturmuyor. İran gibi ele alınması gereken çok daha önemli ve acil konular var. Filistinliler çenelerini kapatıp masaya oturmalı ya da şikâyet etmeyi kesmeli." dedi.
Yani emperyalistlerin hedefi artık İran? Bu hedefi ise neye inandıkları bilinmeyen Sünni ülke yönetimleri ile gerçekleştirmek istiyorlar.
Fransız lider Macron, "Suriye'den çekilmenin, meydanı İran'a bırakmak anlamına gelir" derken, ABD'nin yeni Dışişleri Bakanı Pompeo, ilk yurtdışı gezisini Suudi Arabistan'a yaptı ve "İran'ın bölgede istikrarı bozduğunu ve teröre destek verdiğini" söyledi.
İsrail Savunma Bakanı Avigdor Liberman ise İran'ın bölge güvenliğini tehdit ettiğini ve buna izin vermeyeceklerini, açıkladı. Ve şu açıklamayı yaptı; "Geçmişte meslektaşlarımdan birinin de dediği gibi, üç sorunumuz var ve bunlar; İran, İran ve İran'dır."
Tablo net. Haçlı ve Siyonistler bölgede Müslüman'ı Müslüman'a kırdırmak istiyor. İslam dünyası bu alçaklığı tarihte birçok kez yaşadı. Adına mezhep savaşı, Şii-Sünni savaşı, dediler.
Bu savaşlarda kazanan olmadı. Topyekûn Sünniler de, Şiiler de kaybetti. Devletlerini kaybettiler, bağımsızlıklarını kaybettiler, topraklarını kaybettiler, zenginliklerini kaybettiler. En önemlisi ise imanlarını kaybettiler. Bu savaşların hiç kaybetmeyeni ise ABD, AB ve İsrail oldu.
Biz bu oyuna gelmeyelim. Türkiye sakın Haçlı safında durmasın. Sandık derdi milli ve manevi değerlerimizin önüne geçmesin.
Türk milleti bilmelidir ki, Müslümanlar kardeştir. Prof. Dr. Haydar Baş'ın dediği gibi "MÜSLÜMANI ÖLDÜRMEK KÂFİR İŞİDİR." Bu gerçeği anlayalım ve anlatalım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025