Hacet dilenecek en iyi yer
İmam Rıza (a.s) umre yaptı, Beyt'e veda edip çıkmak için Hennatin kapısına doğru yürüdü. Mescidin içinde Kâbe'nin arkasında durdu ve şöyle buyurdu: "Burası insanın Allah'tan hacetini dileyeceği en iyi yerdir. Burada kılınan namaz başka yerde altmış yıl veya ay yapılan ibadetten daha faziletlidir"
16.12.2023 10:00:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş





Mûsa b. Sellam'dan şöyle rivayet edilmiştir:
İmam Rıza (a.s) umre yaptı, Beyt'e veda edip çıkmak için Hennatin kapısına doğru yürüdü. Mescidin içinde Kâbe'nin arkasında durdu. Ellerini dua için kaldırdı ve bize şöyle buyurdu: "Burası insanın Allah'tan hacetini dileyeceği en iyi yerdir. Burada kılınan namaz başka yerde altmış yıl veya ay yapılan ibadetten daha faziletlidir." İmam (a.s) kapıya yaklaşınca şöyle dua etti: "Allah'ım, ben senden başka ilahın olmadığına inanarak evinden dışarı çıkıyorum."
Ali b. Abdurrezzak, Abdula- zim Hasenî'den o da İmam Cevad (a.s)'dan şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Babam babalarından, onlar da Hz. Ali (a.s)'dan şöyle buyurduğunu nakletmektedir: Ben ve Fâtıma, Resûlullah (s.a.a)'in yanına gittik. Peygamber, şiddetle ağlıyordu, ben şöyle dedim: 'Annem babam sana feda olsun ya Resûlallah, neden böyle ağlıyorsunuz?' Peygamber şöyle buyurdu: 'Ey Ali! Beni miraca götürdükleri gece ümmetimin kadınlarının şiddetli bir şekilde azap içinde olduğunu gördüm, bu bana çok ağır geldi, onların durumunu gözlerimle gördüm, onların şiddetli azabına ağlıyorum. Bir kadını saçlarından asmışlardı, beyni kaynıyordu, başka bir kadını gördüm; dilinden asılmıştı, boğazına ateş döküyorlardı, başka bir kadını gördüm; memelerinden asmışlardı, başka bir kadını gördüm; bedeninin etini yiyordu, altından ateşler alevleniyordu, başka bir kadını gördüm; ayaklarını ellerine zincirlemişlerdi, yılanlar ve akreplerin istilasına uğramıştı. Bir kadın gördüm; kör, dilsiz ve sağır idi, ateşten bir tabuta konmuş, beyni burnundan dökülüyordu, tüm bedeni cüzzam ve pisi hastalığından parça parça olmuştu. Başka bir kadını gördüm; ateşten bir tandıra ayaklarından asılıydı. Bir kadın gördüm; bedeninin etini yiyor, önünden ve arkasından ateşten makaslarla kesiyorlardı. Başka bir kadın gördüm; el ve yüzü ateşte yanıyor, kendi bağırsaklarını yemekle meşguldü. Bir kadın gördüm; başı domuz başı, bedeni eşek bedeniydi, milyonlarca çeşit azap görüyordu. Köpek sûretinde bir kadın gördüm; arkadan karnına ateş döküyorlardı, ağzından dışarı boşalıyordu. Melekler ateşten topuzlarla başına ve bedenine vuruyorlardı.'
Hz. Fatıma (a.s) babasına şöyle arz etti: 'Ey habibim, ey göz nurum, bunların ne yaptığını ve neden bu azaba çarptırıldıklarını bana söyle!'
Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: 'Ey kızım, saçlarından asılan kadın, saçlarını namahrem karşısında örtmeyen kadındı. Dilinden asılan kadın, diliyle eşine eziyet eden kadındı. Memelerinden asılan kadın ise eşiyle ilişkide bulunmaktan çekinen kadındı. Ayaklarından asılan kadın ise eşinin izni olmadan evinden dışarı çıkan kadındı. Bedninin etini yiyen kadın ise kendini namahrem için süsleyen kadındı. Elleri ayaklarına zincirlenen, yılan ve akreplerin istilasına uğrayan kadın ise doğru dürüst abdest almayan, necis olan elbisesini temizlemeyen, cenabet ve hayız guslünü almayan, kendini temiz tutmayan ve namaza önem vermeyen kadındı. Kör, sağır ve dilsiz olan kadın ise eşinden başkasından çocuk sahibi olan ve çocuğunu eşine isnat eden kadındı. Bedeni ateşten makaslarla kesilen kadın ise kendini yabancı erkeklere teslim eden kadındı. Başı ve yüzü ateşler içinde yanan ve bağırsaklarını yiyen kadın ise kadın tüccarlığı yapan kadındı. Başı domuz başı ve bedeni eşek olan kadın ise laf taşıyan, yalancı kadındı. Köpek yüzlü olan, arkasından ateş dökülen ve ağzından boşaltılan kadın ise şarkıcı ve hasetçi kadındı.'
Peygamber (s.a.a) daha sonra, 'Kocasını gazaplandıran kadına eyvahlar olsun! Ne mutlu kocası kendinden razı olan kadına' buyurdu."
İmam Rıza (a.s) umre yaptı, Beyt'e veda edip çıkmak için Hennatin kapısına doğru yürüdü. Mescidin içinde Kâbe'nin arkasında durdu. Ellerini dua için kaldırdı ve bize şöyle buyurdu: "Burası insanın Allah'tan hacetini dileyeceği en iyi yerdir. Burada kılınan namaz başka yerde altmış yıl veya ay yapılan ibadetten daha faziletlidir." İmam (a.s) kapıya yaklaşınca şöyle dua etti: "Allah'ım, ben senden başka ilahın olmadığına inanarak evinden dışarı çıkıyorum."
Ali b. Abdurrezzak, Abdula- zim Hasenî'den o da İmam Cevad (a.s)'dan şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Babam babalarından, onlar da Hz. Ali (a.s)'dan şöyle buyurduğunu nakletmektedir: Ben ve Fâtıma, Resûlullah (s.a.a)'in yanına gittik. Peygamber, şiddetle ağlıyordu, ben şöyle dedim: 'Annem babam sana feda olsun ya Resûlallah, neden böyle ağlıyorsunuz?' Peygamber şöyle buyurdu: 'Ey Ali! Beni miraca götürdükleri gece ümmetimin kadınlarının şiddetli bir şekilde azap içinde olduğunu gördüm, bu bana çok ağır geldi, onların durumunu gözlerimle gördüm, onların şiddetli azabına ağlıyorum. Bir kadını saçlarından asmışlardı, beyni kaynıyordu, başka bir kadını gördüm; dilinden asılmıştı, boğazına ateş döküyorlardı, başka bir kadını gördüm; memelerinden asmışlardı, başka bir kadını gördüm; bedeninin etini yiyordu, altından ateşler alevleniyordu, başka bir kadını gördüm; ayaklarını ellerine zincirlemişlerdi, yılanlar ve akreplerin istilasına uğramıştı. Bir kadın gördüm; kör, dilsiz ve sağır idi, ateşten bir tabuta konmuş, beyni burnundan dökülüyordu, tüm bedeni cüzzam ve pisi hastalığından parça parça olmuştu. Başka bir kadını gördüm; ateşten bir tandıra ayaklarından asılıydı. Bir kadın gördüm; bedeninin etini yiyor, önünden ve arkasından ateşten makaslarla kesiyorlardı. Başka bir kadın gördüm; el ve yüzü ateşte yanıyor, kendi bağırsaklarını yemekle meşguldü. Bir kadın gördüm; başı domuz başı, bedeni eşek bedeniydi, milyonlarca çeşit azap görüyordu. Köpek sûretinde bir kadın gördüm; arkadan karnına ateş döküyorlardı, ağzından dışarı boşalıyordu. Melekler ateşten topuzlarla başına ve bedenine vuruyorlardı.'
Hz. Fatıma (a.s) babasına şöyle arz etti: 'Ey habibim, ey göz nurum, bunların ne yaptığını ve neden bu azaba çarptırıldıklarını bana söyle!'
Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: 'Ey kızım, saçlarından asılan kadın, saçlarını namahrem karşısında örtmeyen kadındı. Dilinden asılan kadın, diliyle eşine eziyet eden kadındı. Memelerinden asılan kadın ise eşiyle ilişkide bulunmaktan çekinen kadındı. Ayaklarından asılan kadın ise eşinin izni olmadan evinden dışarı çıkan kadındı. Bedninin etini yiyen kadın ise kendini namahrem için süsleyen kadındı. Elleri ayaklarına zincirlenen, yılan ve akreplerin istilasına uğrayan kadın ise doğru dürüst abdest almayan, necis olan elbisesini temizlemeyen, cenabet ve hayız guslünü almayan, kendini temiz tutmayan ve namaza önem vermeyen kadındı. Kör, sağır ve dilsiz olan kadın ise eşinden başkasından çocuk sahibi olan ve çocuğunu eşine isnat eden kadındı. Bedeni ateşten makaslarla kesilen kadın ise kendini yabancı erkeklere teslim eden kadındı. Başı ve yüzü ateşler içinde yanan ve bağırsaklarını yiyen kadın ise kadın tüccarlığı yapan kadındı. Başı domuz başı ve bedeni eşek olan kadın ise laf taşıyan, yalancı kadındı. Köpek yüzlü olan, arkasından ateş dökülen ve ağzından boşaltılan kadın ise şarkıcı ve hasetçi kadındı.'
Peygamber (s.a.a) daha sonra, 'Kocasını gazaplandıran kadına eyvahlar olsun! Ne mutlu kocası kendinden razı olan kadına' buyurdu."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.