Yakınlarımız tarafından haccın farziyeti, fazileti, nasıl ve ne tür duygular içinde ifa edilmesi gerektiği, umre farz mıdır yoksa nafile bir ibadet midir ve umrenin mahiyeti hakkında sorular yöneltiliyor. Yine ayet ve hadisler ve İslam âlimlerinin görüşleri doğrultusunda bu tür sorulara cevap vermeye çalışacağım. Öncelikle şunu belirtelim ki; bu sorulara cevap vermek için, Prof. Dr. Haydar Baş'ın Hac, Hac Arafat'tır ve Dua ve Zikir kitaplarından istifade ettim.İbâdetler Allah'ı anmak, hatırlamak, tanımak, rızasına kavuşmak için yapılır. Bu nedenle bütün ibâdetler zikirdir. Namazı Allah'ı hatırlamak için kılıyoruz, orucu Cenab-ı Hakk'ı bilmek, hatırlamak için tutuyoruz. Haccı Cenab-ı Hakk'ı hatırlamak, O'nun beytini tavaf etmek, ziyaret etmek için yapıyoruz. Yani ibâdetlerin temelinde olan nükte Allah'ı tanımaktır, unutmamaktır.İslam'ın beş şartından biri de haccetmektir. Hac ziyarettir. Geniş anlamda mukaddes olan belirli yerlerin ziyaret edilmesidir. Mesela; Cenab-ı Hakk'ın emriyle Hz. İbrahim tarafından inşa edilen Beytullah'ın, Safa ve Merve'nin, Arafat'ın, Müzdelife'nin, Mina'nın ziyareti manasına gelir. Hac, esas olarak Beytullah'ı Allah'ın evini ziyaret etmektir. Hacda diğer ibâdetler gibi Allah'ı bilmek, O'nu zikretmek içindir.Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:"Beyt'i tavaf etmek, Safâ ile Merve arasında sa'y etmek ve şeytanı taşlamak ancak Allah'ın şânını yüceltmek ve adını anmak için meşrû kılınmıştır." (Ebû Dâvud, no: 1888 ve Tirmizî, no: 902). Cenab-ı Hakk buyuruyor ki: "İnsanlar arasında haccı ilân et ki, gerek yaya olarak, gerekse nice uzak yoldan gelen yorgun argın develer üzerinde, kendilerine ait birtakım yararları yakînen görmeleri, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günlerde Allah'ın ismini anmaları (kurban kesmeleri için) sana (Kâbe'ye) gelsinler. Artık ondan hem kendiniz yiyin, hem de yoksula, fakire yedirin." (Hacc: 22/27,28).Müfessirlere göre, âyetin birinci cümlesinde işaret edilen faydalar, hem dünyevî, hem de uhrevîdir. Dünyevî olanı, haccın insan üzerinde meydana getirdiği ahlâkî tesirler ile ticarî ve ictimaî faydalardır. Uhrevî olanları ise, Allah'ın hoşnutluğu ve O'nun mü'minlere olan af ve mağfiretidir. Hac edenin üzerine Allah'ın lutfu ihsanı sınırsızdır.İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Cahiliye devrinde, Ukâz, Mecenne ve Zû'l-Mecâz birer çarşı idiler. İslâm gelince, insanlar hac mevsiminde oralarda ticaret yapmayı günah saydılar. Bunun üzerine, '(Hac mevsiminde) Rabbinizin lutfunu talep etmenizde sizin üzerinize hiçbir sakınca yoktur' meâlindeki âyet (Bakara, 2/198) indi. İbn Abbâs âyeti bu şekilde okudu." (Ebû Dâvud, 1734).Ayrıca seyahat etmek övülmüştür:Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:"Yolculuk yapın ki, sağlıklı ve güven içinde olun!" (Taberânî, el-Mu'cemu'l-Evsat).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yeliz Yücel / diğer yazıları
- Üç aylar iklimi-4 / 20.03.2017
- Üç aylar iklimi-3 / 19.03.2017
- Üç aylar iklimi-2 / 18.03.2017
- Üç aylar iklimi-1 / 17.03.2017
- Muharrem'in onuncu günü: Aşura / 11.10.2016
- Bayram namazı ve kılınışı / 11.09.2016
- Haccın tamam olmasının şartları / 10.09.2016
- 'Hac Arafat'tır' / 09.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?III / 08.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?II / 07.09.2016
- Üç aylar iklimi-3 / 19.03.2017
- Üç aylar iklimi-2 / 18.03.2017
- Üç aylar iklimi-1 / 17.03.2017
- Muharrem'in onuncu günü: Aşura / 11.10.2016
- Bayram namazı ve kılınışı / 11.09.2016
- Haccın tamam olmasının şartları / 10.09.2016
- 'Hac Arafat'tır' / 09.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?III / 08.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?II / 07.09.2016