Güzel ahlâklı cömert, Allah'ın sığınağındadır
İmam Kazım (a.s) buyuruyor; “Güzel ahlâklı cömert, Allah'ın sığınağındadır; Allah onu cennete dâhil etmedikçe ondan vazgeçmez. Allah cömert olmayan hiçbir peygamber göndermemiştir. Babam vefat edinceye kadar daima cömert ve güzel ahlâklı olmayı bana tavsiye ediyordu
28.03.2025 00:16:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





İmam Kazım (a.s) buyuruyor; "Güzel ahlâklı cömert, Allah'ın sığınağındadır; Allah onu cennete dâhil etmedikçe ondan vazgeçmez. Allah cömert olmayan hiçbir peygamber göndermemiştir. Babam vefat edinceye kadar daima cömert ve güzel ahlâklı olmayı bana tavsiye ediyordu.
İmam aleyhi's-selâm iki kişinin birbirlerine sövdüğünü görünce şöyle buyurdular: "Sövmeyi ilk başlatan daha zalimdir; kendi günahı ve arkadaşının günahı -mazlum olan kendi haddini aşmadıkça- onun üzerinedir."
Kıyamet günü bir münadi şöyle nida eder: "Ey insanlar, mükâfatı Allah'a ait olan kimse ayağa kalksın."
Başkalarını af ve kendisini ıslah eden kimseden başka hiç kimse ayağa kalkmaz; işte böyle bir kimsenin mükâfatı Allah'a aittir.
Sindi İbn Şahik, İmam aleyhi's-selâm'ın vefat vakti ulaşınca: "Müsaade edin ben sizi (kendi malımdan) kefenleyeyim." dedi.
İmam aleyhi's-selâm buyurdular ki: Biz öyle bir Ehlibeyt'iz (öyle bir ailedeniz) ki yaptığımız ilk hac (masrafları), hanımlarımızın mihrleri ve kefenlerimiz en temiz mallarımızdan olmalıdır.
İmam Musa Kâzım aleyhi's-selâm Fazl İbn Yunus'a şöyle buyurdular: "Hayır ulaştır, hayır söz söyle ve taklitçi olma."
"Taklitçi ne demektir?" dediğinde buyurdular ki:
"Ben, bu insanlarlayım ve onlardan biriyim, deme. (Yani müstakil düşünmeye çalış.) Resulullah şöyle buyurmuştur: Ey insanlar, iki yol vardır: Hayır yolu ve şer yolu; şer yolu, senin nazarında hayır yolundan daha sevimli olmamalıdır.
Rivayet olunmuştur ki, İmam Kâzım aleyhi's-selâm (bir gün), çirkin ve siyah bir köleyle karşılaştı, ona selâm verip yanında oturdu ve bir müddet onunla konuşmaya daldı. Ayağa kalkıp ayrılmak istediğinde ondan, bir ihtiyacı olduğunda kendisine müracaat etmesini istedi.
Bir adam, İmam'a: "Ey Resulullah'ın oğlu, siz böyle bir adamın yanında oturup onun ihtiyacını mı soruyorsunuz? Oysaki o size daha muhtaçtır (yani onun, sizin yanınıza gelmesi gerekir)." dedi.
İmam şöyle buyurdu: "O adam da Allah'ın kullarından bir kuldur, Allah'ın kitabında bir kardeştir, Allah'ın mülkünde bir komşudur, biz onunla, babaların en iyisi olan Hz. Âdem ve dinlerin de en üstünü olan İslâm dininde ortağız.
Zamanın, bir gün de bizi ona muhtaç etmesi ve ona tekebbür ettikten sonra karşısında boyun eğmeyi bize göstermesi mümkündür." Sonra şöyle buyurdu: "Biz, bizimle ilişki kurmaya layık olmayan bir kimseyle, arkadaşsız kalmayalım diye ilişki kurarız.''
Üç şeyin dışında diğerine ağız açmak uygun değildir: "Ödenilmeyecek kan parası, ağır borç, zelil ve perişan olmaya sebep olan ihtiyaç."
Güçsüze yardım etmen en iyi sadakadır.
Akıllının cahile şaşırmasından daha çok cahil akıllıya şaşırır (ve onun davranışlarına hayret eder).
Musibet, sabreden kimseye birdir, sabretmeyen kimseye ise ikidir.
Zulmün zorluğunu, (ancak) zulme uğrayan kimse anlar." (Hasan B. Ali el-Harranî Tuheful Ukul eserinden)
İmam aleyhi's-selâm iki kişinin birbirlerine sövdüğünü görünce şöyle buyurdular: "Sövmeyi ilk başlatan daha zalimdir; kendi günahı ve arkadaşının günahı -mazlum olan kendi haddini aşmadıkça- onun üzerinedir."
Kıyamet günü bir münadi şöyle nida eder: "Ey insanlar, mükâfatı Allah'a ait olan kimse ayağa kalksın."
Başkalarını af ve kendisini ıslah eden kimseden başka hiç kimse ayağa kalkmaz; işte böyle bir kimsenin mükâfatı Allah'a aittir.
Sindi İbn Şahik, İmam aleyhi's-selâm'ın vefat vakti ulaşınca: "Müsaade edin ben sizi (kendi malımdan) kefenleyeyim." dedi.
İmam aleyhi's-selâm buyurdular ki: Biz öyle bir Ehlibeyt'iz (öyle bir ailedeniz) ki yaptığımız ilk hac (masrafları), hanımlarımızın mihrleri ve kefenlerimiz en temiz mallarımızdan olmalıdır.
İmam Musa Kâzım aleyhi's-selâm Fazl İbn Yunus'a şöyle buyurdular: "Hayır ulaştır, hayır söz söyle ve taklitçi olma."
"Taklitçi ne demektir?" dediğinde buyurdular ki:
"Ben, bu insanlarlayım ve onlardan biriyim, deme. (Yani müstakil düşünmeye çalış.) Resulullah şöyle buyurmuştur: Ey insanlar, iki yol vardır: Hayır yolu ve şer yolu; şer yolu, senin nazarında hayır yolundan daha sevimli olmamalıdır.
Rivayet olunmuştur ki, İmam Kâzım aleyhi's-selâm (bir gün), çirkin ve siyah bir köleyle karşılaştı, ona selâm verip yanında oturdu ve bir müddet onunla konuşmaya daldı. Ayağa kalkıp ayrılmak istediğinde ondan, bir ihtiyacı olduğunda kendisine müracaat etmesini istedi.
Bir adam, İmam'a: "Ey Resulullah'ın oğlu, siz böyle bir adamın yanında oturup onun ihtiyacını mı soruyorsunuz? Oysaki o size daha muhtaçtır (yani onun, sizin yanınıza gelmesi gerekir)." dedi.
İmam şöyle buyurdu: "O adam da Allah'ın kullarından bir kuldur, Allah'ın kitabında bir kardeştir, Allah'ın mülkünde bir komşudur, biz onunla, babaların en iyisi olan Hz. Âdem ve dinlerin de en üstünü olan İslâm dininde ortağız.
Zamanın, bir gün de bizi ona muhtaç etmesi ve ona tekebbür ettikten sonra karşısında boyun eğmeyi bize göstermesi mümkündür." Sonra şöyle buyurdu: "Biz, bizimle ilişki kurmaya layık olmayan bir kimseyle, arkadaşsız kalmayalım diye ilişki kurarız.''
Üç şeyin dışında diğerine ağız açmak uygun değildir: "Ödenilmeyecek kan parası, ağır borç, zelil ve perişan olmaya sebep olan ihtiyaç."
Güçsüze yardım etmen en iyi sadakadır.
Akıllının cahile şaşırmasından daha çok cahil akıllıya şaşırır (ve onun davranışlarına hayret eder).
Musibet, sabreden kimseye birdir, sabretmeyen kimseye ise ikidir.
Zulmün zorluğunu, (ancak) zulme uğrayan kimse anlar." (Hasan B. Ali el-Harranî Tuheful Ukul eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.