Nihat Sami Banarlı'nın "Türkçe'nin Sırları" adlı eserinden hatırlıyorum; çok şaheser cinas örnekleri vardı. Bilindiği gibi aynı kelimenin farklı anlamlarda kullanılmasına edebi sanatlar cümlesinden olmak üzere cinas deniyor.
Gidiyorum işte görHayalde gör düşte görSen beni dost bilmedinBir zalime düş de gör Geçti bendenOk değdi geçti bendenBen merde köprü oldumNamert de geçti benden Merhum Reyhani'nin şu şiiri de konumuzun en güzel örneklerindendir:
Cümlesine yardım eyle YaradanTürkü yazdım sevdiceğim yar adanKurtulamam ben bu dertten yaradanOnun için gece gündüz ağlarım
Müzik bilmez nota bilmez es gidenModacılar hoşlanmazlar eskidenSırma saçlı bir genç idim eskidenEyvah çıktı saçımdaki ağlarım
Reyhani'ye kader yürü der yayaKemancılar dertlerini der yayaAvcı oldum bir tor attım deryayaBalık tutmaz parça parça ağlarım
Kıymetini pek bilemediğimiz, her biten günle beraber onlarca kelimesini adeta çöpe attığımız, ecnebi kelimelerden levhalar, şirket isimleri yaptırarak, yazdırarak hakaret ettiğimiz güzelim dilimizin güzelliklerinden sadece bir demet bunlar.Bir de bir bağlama sanatçısının, bir halk ozanının sazını adeta konuşturduktan sonra ağzından şu sözlerin döküldüğünü düşünün:
GülüşürKar yağanda gül üşürİnsan varlıktan düşseDostlar bile gülüşür
Eski yıla elveda, yeni yıla merhaba dediğimiz şu günlerde bu şiire rastladığımda yine canım vatanımı ve canım milletimi düşündüm.Her geçen gün varlığını, milli servetini kaybeden bir ülkenin insanlarıyız. Uyku hali, gaflet hali bütün ağırlığı ile devam ediyor. Stratejik kurumlarımızın özelleştirme adı altında ezeli düşmanlarımızın eline geçmesinde hala hikmet arayanlar var, bir hikmet olduğunu yazıp yayanlar var.Hiçbir ülkede olmadığı boyutlarda yabancılara toprak satışının faydasından, getirisinden dem vuranlar ve onlara kulak verenler var. Bankacılık sektörünün yarıdan fazlasının yabancıların eline geçişini bir ekonomik gelişme olarak değerlendiren sözde ekonomistler var. Ülkemize çöreklenen Fransız, İngiliz, Yunan ve Amerikan bankalarına gırtlağına kadar borçlanmış ve borçlanmaya devam eden vatandaşlarımız var. Evinin arazisinin tapularını yabancılara kaptıran insanımız günden güne artmakta.Sayın başbakan her fırsatta; "borç yiğidin kamçısıdır" sözünü tekrarlıyor ama "borç yiyen kesesinden yer" diyen ecdad uyarısını hiç ağzından duymadık.Yeni yılın aziz milletimiz açısından bir uyanış, bir derleniş-toparlanış yılı olmasını temenni ediyoruz. Olayların perde arkasını, arka planını görme basireti dalga dalga yayılmazsa bu gidiş iyi bir gidiş değildir.Bir yiğit varlıktan düşerse, hele bir millet, özellikle de Türk milletli varlığından düşerse tahmin edemeyeceğimiz kadar gülüşenler olacaktır.Aman dikkat!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025