Yazıma İngiliz ajanı Humper'ın şu sözleriyle başlamak istiyorum:
"İslam'ın gerçek takipçileri hiçbir zaman esareti kabul etmez."
Dini ve milli bütünlüğümüzü bozmak için çocuk yaşında seçilip Osmanlı topraklarına gönderilen Humper'ın bu sözü aslında dünü ve bugünü anlayabilmemiz için yeterlidir.
Günümüzde "Ya Allah, Bismillah, Allahuekber" diyerek nara atan İslam takipçileri(!) Humper'ın bahsettiği İslam'ın tam tersini temsil ediyor. Besmeleyle kilise açıyorlar, zinayı serbest bırakıyorlar, domuz etini kasaplık hayvan statüsüne getiriyorlar. Humper'ın tam olarak görmek istediği Ortadoğu bu, lakin tarif ettiği İslam bu değil.
İslam'ı bilmeyen, onu dışarıdan gelen talimatlarla tahrife uğratmaya çalışan sözde din âlimleri bir zamanlar İngiliz Sömürge Bakanlığı'nın Osmanlı'ya gönderdiği ajanları anımsatmıyor değil. Böyle bir anlayış var olduğu müddetçe, milletimizin dini ve milli bütünlüğünün zedelenmesi kaçınılmaz oluyor.
"Milli bütünlüğümüz dini bütünlüğümüzün, dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzün teminatıdır" diyerek Prof. Dr. Haydar Baş, bulunduğumuz coğrafya üzerinde oynanan oyunları görmüş ve bunlara karşı çözümler üretmiştir. Fakat milletimiz bu sese kulak vermemiş ve bölünme noktasına kadar gelmiştir.
Kan verilerek, can verilerek kurtarılmış bu güzel vatanın elbette kurtarılmasını istiyoruz fakat bir sonun başlangıcındayız. Ve bundan mütevellit vatan mücadelesi veren tek siyasi topluluk olarak milletimizi tekrar necata davet ediyoruz. Tek kurtuluş yolu olan Milli Ekonomi Modeli'ne ve onu uygulayabilecek 'tek adres'e davet ediyoruz.
Biz Hz. Peygamberi rüyada gösteren terlik satarak değil, Hz. Peygamber'e kestirme yol olan Ehl-i Beyt yolunu gösteriyoruz.
İslam'ı anlamayanlara, anlamazdan gelenlere inat, Ehl-i Beyt Külliyatı sayesinde İslam'ın gerçek takipçilerini anlama saadetine kavuşuyoruz.
Sizce İslam'ın gerçek takipçileri kırk bin kilise evi mi açar yoksa Victor'u Ali Victor mu yapar?
Ya da İslam'ın gerçek takipçileri "Muaviye İslam'ın dayısıdır" mı der yoksa "Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt'tir" diyerek Muaviye ve Yezid'e lanet mi okur.
İslam'ın gerçek takipçileri aynı Humper'ın dediği gibi asla esareti kabul etmez, tıpkı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Amerikan Büyükelçisi'nin teklifini elinin tersiyle ittiği gibi.
Bu hakikatler karşısında milletimiz hâlâ uyanmamakta ısrar ettiği için, akıbetimizin hayrolmasını temenni ediyorum.
"İslam'ın gerçek takipçileri hiçbir zaman esareti kabul etmez."
Dini ve milli bütünlüğümüzü bozmak için çocuk yaşında seçilip Osmanlı topraklarına gönderilen Humper'ın bu sözü aslında dünü ve bugünü anlayabilmemiz için yeterlidir.
Günümüzde "Ya Allah, Bismillah, Allahuekber" diyerek nara atan İslam takipçileri(!) Humper'ın bahsettiği İslam'ın tam tersini temsil ediyor. Besmeleyle kilise açıyorlar, zinayı serbest bırakıyorlar, domuz etini kasaplık hayvan statüsüne getiriyorlar. Humper'ın tam olarak görmek istediği Ortadoğu bu, lakin tarif ettiği İslam bu değil.
İslam'ı bilmeyen, onu dışarıdan gelen talimatlarla tahrife uğratmaya çalışan sözde din âlimleri bir zamanlar İngiliz Sömürge Bakanlığı'nın Osmanlı'ya gönderdiği ajanları anımsatmıyor değil. Böyle bir anlayış var olduğu müddetçe, milletimizin dini ve milli bütünlüğünün zedelenmesi kaçınılmaz oluyor.
"Milli bütünlüğümüz dini bütünlüğümüzün, dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzün teminatıdır" diyerek Prof. Dr. Haydar Baş, bulunduğumuz coğrafya üzerinde oynanan oyunları görmüş ve bunlara karşı çözümler üretmiştir. Fakat milletimiz bu sese kulak vermemiş ve bölünme noktasına kadar gelmiştir.
Kan verilerek, can verilerek kurtarılmış bu güzel vatanın elbette kurtarılmasını istiyoruz fakat bir sonun başlangıcındayız. Ve bundan mütevellit vatan mücadelesi veren tek siyasi topluluk olarak milletimizi tekrar necata davet ediyoruz. Tek kurtuluş yolu olan Milli Ekonomi Modeli'ne ve onu uygulayabilecek 'tek adres'e davet ediyoruz.
Biz Hz. Peygamberi rüyada gösteren terlik satarak değil, Hz. Peygamber'e kestirme yol olan Ehl-i Beyt yolunu gösteriyoruz.
İslam'ı anlamayanlara, anlamazdan gelenlere inat, Ehl-i Beyt Külliyatı sayesinde İslam'ın gerçek takipçilerini anlama saadetine kavuşuyoruz.
Sizce İslam'ın gerçek takipçileri kırk bin kilise evi mi açar yoksa Victor'u Ali Victor mu yapar?
Ya da İslam'ın gerçek takipçileri "Muaviye İslam'ın dayısıdır" mı der yoksa "Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt'tir" diyerek Muaviye ve Yezid'e lanet mi okur.
İslam'ın gerçek takipçileri aynı Humper'ın dediği gibi asla esareti kabul etmez, tıpkı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Amerikan Büyükelçisi'nin teklifini elinin tersiyle ittiği gibi.
Bu hakikatler karşısında milletimiz hâlâ uyanmamakta ısrar ettiği için, akıbetimizin hayrolmasını temenni ediyorum.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Fatıma Hayır / diğer yazıları
- Hakikati anlamak / 01.03.2021
- İnsan ve sistem ilişkisi üzerine / 16.08.2018
- Görülemeyen gerçek / 13.11.2016
- Atatürk mü dinsiz! / 15.02.2016
- İnsan ve sistem ilişkisi üzerine / 16.08.2018
- Görülemeyen gerçek / 13.11.2016
- Atatürk mü dinsiz! / 15.02.2016