Muhammed RûciBöyle nurların bana göründüğü günlerde, birisi bana çok tevâzu gösteriyordu. Onun bana karşı tevâzuu artık haddini aşmıştı. Bunun üzerine ona; "Bana niçin bu kadar tevâzu gösteriyorsun?" diye sordum. O şahıs, şunları anlattı: "Karanlık bir gecede mescide bitişik dergâhta oturuyordum. Bu sırada kapıdan biri girdi. Bunun üzerine orası gündüz gibi aydınlanıverdi. Hâlbuki o şahsın, iyice baktığımda, siz olduğunuzu gördüm. Siz oradan gidince, yine orası eskisi gibi karardı."
Mevlânâ Sa'düddîn'in sohbetine kavuşmama rağmen, kalbimde bu yolun büyüklerine bağlılık hasıl olmadığı için, çok üzgün ve kederli idim. Karanlık gecelerde, câmide başımı yere vuruyordum. Gündüzleri sahrâya çıkıyor, oralarda ağlıyor, Allah-u Teâlâ'ya yalvarıp yakarıyordum. Bu hâl üzere, yaklaşık sekiz ay geçti. Bir gün Mevlânâ Sa'düddîn, bu halde ağlarken görünce; "Çok ağla ve yalvar. Böylece Allah-u Teâlâ'nın rahmetine kavuşmakta çok tesirli ve kıymetlidir. Ben de gençlik günlerimde senin gibi çok ağlardım" dedi. Bu sırada ona iltifat ve teveccüh ile baktı. Bunun üzerine onda, bu yolun büyüklerine bir anda bağlılık hâsıl oldu.
Bundan sonra camide murâkabe halinde idim. Gece yarısına doğru uyku bastırınca, uyku dağıtmak için kalktım. O sırada hocamın arka tarafta beni tâkib ettiğini fark ettim. Hemen arkasına oturmak istedim. O da başını kaldırarak; "Ey Muhammed, niçin kalktın?" buyurdu. "Uyku hâli meydana gelmişti. Onu gidermek için" dedim. O zaman bana lütuf ve merhamet buyurdular ve bende büyüklerin yoluna bağlılık tamâmen hâsıl oldu.
Mevlânâ Sa'düddîn Kaşgarî'nin Allah-u Teala'nın izniyle, istediği zaman kimseye, bu yolun büyüklerine bağlılığı verme gücü vardı. İstediği kimseyi, kendisinden geçirir, manevî alemlere daldırırdı. Bir gün onunla beraber mescidin kapısına gelmiştim. Akşam ezânı okundu. Mescide girip akşam namazını kıldık.
Mevlânâ Sa'düddîn'in sohbetine kavuşmama rağmen, kalbimde bu yolun büyüklerine bağlılık hasıl olmadığı için, çok üzgün ve kederli idim. Karanlık gecelerde, câmide başımı yere vuruyordum. Gündüzleri sahrâya çıkıyor, oralarda ağlıyor, Allah-u Teâlâ'ya yalvarıp yakarıyordum. Bu hâl üzere, yaklaşık sekiz ay geçti. Bir gün Mevlânâ Sa'düddîn, bu halde ağlarken görünce; "Çok ağla ve yalvar. Böylece Allah-u Teâlâ'nın rahmetine kavuşmakta çok tesirli ve kıymetlidir. Ben de gençlik günlerimde senin gibi çok ağlardım" dedi. Bu sırada ona iltifat ve teveccüh ile baktı. Bunun üzerine onda, bu yolun büyüklerine bir anda bağlılık hâsıl oldu.
Bundan sonra camide murâkabe halinde idim. Gece yarısına doğru uyku bastırınca, uyku dağıtmak için kalktım. O sırada hocamın arka tarafta beni tâkib ettiğini fark ettim. Hemen arkasına oturmak istedim. O da başını kaldırarak; "Ey Muhammed, niçin kalktın?" buyurdu. "Uyku hâli meydana gelmişti. Onu gidermek için" dedim. O zaman bana lütuf ve merhamet buyurdular ve bende büyüklerin yoluna bağlılık tamâmen hâsıl oldu.
Mevlânâ Sa'düddîn Kaşgarî'nin Allah-u Teala'nın izniyle, istediği zaman kimseye, bu yolun büyüklerine bağlılığı verme gücü vardı. İstediği kimseyi, kendisinden geçirir, manevî alemlere daldırırdı. Bir gün onunla beraber mescidin kapısına gelmiştim. Akşam ezânı okundu. Mescide girip akşam namazını kıldık.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.