Gelir sürünüyor, gider uçuyor

Ülke ekonomisini yöneten siyasilerin yanlış ekonomi politikaları neticesinde vatandaşların canı daha fazla yanmaya başladı. 

Vatandaşlar, bir taraftan ardı ardına yaşanan zamlar sebebiyle şok yaşarken; diğer taraftan bu harcamaları yapmak için ellerine geçen gelir, zamlar kadar artmıyor.

Gıdadan giyime, inşaattan sanayiye her sektörde yaşanan zam sağanağının altında, asgari ücretlilerin, memurların ve emeklilerin maaş zamları belirlenmeye çalışılıyor.

Asgari Ücret Komisyonu'nun üçüncü toplantısı, dün Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'nda (TİSK) gerçekleştirildi. İlk toplantı 1 Aralık'ta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda, ikinci toplantı ise 7 Aralık'ta Türk-İş'in ev sahipliğinde yapılmıştı.

Herkesin büyük bir umutla beklediği rakamlar, sonunda ortaya çıktı ama beklentileri karşılayacak düzeyde değildi. Çalışma Bakanlığı Müsteşarı Nurcan Önder, toplantı sonrası yaptığı açıklamada "TİSK asgari geçim tutarını 3 bin 100 TL, Türk-İş 3 bin 900 TL öngörüyor" dedi. Müsteşarın açıklamasına bakılırsa 4 bin liranın üzerinde oluşan beklentinin karşılanmayacağı görülüyor. İşçi temsilcisinin beklentisi bile en fazla 3 bin 900 TL.

Türk-İş Genel Sekreteri Nazmi Irgat işveren kesimiyle uzlaşmaların henüz sağlanmadığını belirterek yaşanan enflasyonu ve büyümeden payı dikkate alan asgari ücret beklediklerini dile getirdi. Resmi enflasyon rakamı dikkate alındığında elbette ki beklenti 4 bin liraya ulaşmıyor.

İşverenleri temsil eden TİSK Başkanı Özgür Burak Akkol ise, asgari ücret noktasında topu hükümete attı ve "Bu rakamları çözmede devletimizin işverenlere yapacağı teşvik ve çalışanlara yapılacak vergi indirimlerinin belirleyici olacağını düşünüyoruz. Bu destekleri alabilirsek biz üçlü imzayı alabileceğimizi düşünüyoruz" dedi. TİSK Başkanı'nın, "TÜİK'in enflasyon oranlarına güveniyoruz, bu oranlar üzerinden çalışanlar ezdirilmeyecek" ifadesi ise çalışanların yine yaşanan gerçek zamlar karşısında ezileceğini gösteriyor.

Asgari ücret görüşmeleri devam ederken, emeklilerden de feryatlar yükseliyor.

Türkiye Emekliler Derneği Bursa Şubesi Başkanı Ahmet Arif Tezbulur, emeklilerin de asgari ücret kadar zam beklentisi içinde olduğunu söyledi. Tezbulur, "Bizim yeni yıldan ve hükümetimizden beklentimiz, asgari ücretin yüzde 40 civarında artırılması ve emeklilere de bu oranda bir zam yapılmasıdır. Bütün beklentimiz, seyyanen (eşit bir şekilde) zamla, maaşların önümüzdeki yılda refah seviyesine yükseltilmesidir" dedi. Tezbulur, zammın dışında yerlerde sürünen emekli maaşlarının da iyileştirilmesini talep etti ve şunları söyledi: "Şu anda en düşük emekli maaşı, yeni emekli olan kişinin alacağı maaş 1580 lira civarında. Asgari ücretin yüzde 40 artırılması ile bu rakamın yani 1580 liranın emekliye ne kadar faydası olacaktır? Emeklilerin de en az asgari ücret kadar maaş almasını temenni ediyoruz."

İşin gelir boyutu böyle; asgari ücretliler ve emekliler yine açlığa, yokluğa ve yoksulluğa mahkum. Her markete ve pazara gittiklerinde daha az aldıkları ürünlerle, boş filelerle geri dönüyorlar. İşin zamlar kısmında ise artık güncel fiyatları takip etmekte zorlanıyoruz. Eskiden insanlar, dolar, borsa ne oldu diye takip edip bakarlardı, şimdi dükkan dükkan dolaşıp etiketlere bakıyorlar. Birkaç örnek...

Ulusal Süt Konseyi'nin 8 Aralık'tan itibaren çiğ süt tavsiye fiyatının yüzde 46,9 artırılarak 4,70 TL olacağını açıklamasının ardından süt ve süt ürünleri de zamlandı. Bloomberg HT'ye konuşan süt sanayicileri, süt, peynir, yoğurt, ayran ve tereyağı ürünlerine yüzde 45-60 arasında zam geleceğini açıkladı. Ucuzluk marketlerindeki market markalı sütler 5,25-7,5 TL aralığında satılırken, yaygın markalı bir litre sütü ise artık 10 liradan aşağı almak mümkün değil. En ucuzu 9,79 TL'den satılan bir litre süt, 10,99-13,99 TL'den satılmaya başladı.

Kağıt fiyatlarına son bir yılda yapılan yüzde 100'ü aşkın zamlar sadece yayıncılık sektörünü değil aynı zamanda vatandaşları da zorlamaya başladı. 32'li tuvalet kağıdının fiyatları 132 TL'lere kadar çıkarken, sosyal medyaya yansıyan bir paylaşımda 25.75 TL olan 6'lı havlu kağıdın fiyatının 53.90 TL'ye çıktığı görüldü. Yüzde 109'lara varan bu artışlar, 97.5 TL'den 131.5 TL'ye çıkan tuvalet kağıdında yüzde 34.8 olarak gerçekleşti.

Siyasilerimizin ihracat odaklı ekonomi anlayışı sebebiyle dolar artınca, yaşanan ihracat artışı da ayrıca yeni zamları getirdi. Örneğin, Türkiye'den İran'a beyaz et ihracatı artınca, beyaz et çeşitlerinden olan tavuk göğsünün fiyatı yüzde 30-40 zamlandı.

Aynı zamanda maliyet unsuru olan benzine mazota zam üstüne zam gelmeye devam ediyor. Mazota daha yeni 66 kuruş zam gelmişti, bir gün sonra 31 kuruş daha geldi. Her zaman diyorum, yakında sadece kokusuna para ödeyeceğiz!

Ekonominin gerçek tablosu bu. Sadece kendi gemisini kurtarmaya çalışanların ekonomiyi yönettiği bir ortamda, vatandaşların hala çözümsüzlükte ısrarı ise hayret verici.

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın dediği gibi, "Sistem değişmesi lazım ve Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli uygulanması lazım." Hem de acilen. Elbette bunun için millet olarak önce tercihlerimizin değişmesi lazım.

Milli Ekonomi Modeli'nin uygulanacağı BTP iktidarında, asgari ücret 10 bin lira olacak, ayrıca verilecek olan vatandaşlık maaşı, ev hanımı maaşı, doğum parası gibi sosyal devlet projeleriyle de vatandaşlar desteklenecek; yani gelir sorunu çözülecek.

Diğer taraftan, senyorajla sıfır faizli kredi imkanı, madenlerin işletilmesiyle yerli ve ucuz hammadde ve enerjinin devreye konulması ve daha nice projelerle üreticinin maliyet enflasyonu da ortadan kaldırılacak, yani zamlar duracak.

Daha ne istiyorsunuz? Bugün yaşadığımız tüm sorunların tek çözümü Milli Ekonomi Modeli'nde ve BTP'de. Çözüm ekelim, çözüm biçelim.