Geleceğe umutla bakıyoruz

Türkiye'de ve dünyada yaşanan tüm olumsuzluklar bir tarafa, gerçek çözümün ortaya çıkmış olması ve çözümü sunanların emin adımlarla, kararlı bir şekilde ileriye yürümesi gerçekten umut vericidir. Bugün dünyada yaşanan bütün ekonomik, siyasi, sosyal kargaşalara son verecek yegane model Milli Ekonomi Modeli ve onun pratik uygulamasını ortaya koyan Sosyal Devlet-Milli Devlet tezi güneş kadar gerçek ve ortada?Şu ana kadar dünyanın 52 ülkesi bu modelin bazı projelerini uyguladı ve tadını alanlar modelin diğer projelerini de devreye koymaya başladı.Çünkü Milli Ekonomi Modeli küresel ekonomik ve siyasi hastalıkların tek panzehiridir, tek ilacıdır. Onu kullananlar, kullanmayanlardan çok iyi bilir. Türk siyasiler, onların güdümündeki basın medya, bu eşsiz çözümün karşısında kör, sağır ve dilsiz olmaya devam ededursunlar, dünya artık bu gerçeğin farkında ve uygulayıp sonuç alıyor.Dünya krizlerin pençesinde debelenip dururken, düzlüğe çıkmak için tek çıkış yolu olarak karşısında Milli Ekonomi Modeli'ni buldu ve bu model konusunda artık geri dönüşü olmayan doğru bir yola girdi.Dedik ya, tadını alan bir daha bırakamıyor ve bırakamayacak da. Milli Ekonomi Modeli, insanlık tarihinde, insanların ulaşabileceği en mükemmel ekonomi tezidir. Çünkü modelin merkezinde, tarihin başından kıyamete kadar yaşayacak olan insan var.Tarihin başından kıyamete kadar insanların kullandığı her türlü malzeme değişebilir, fakat insanın yaradılıştan kaynaklanan fıtratı asla değişmez.İnsan insandır. Ata da binse, deveye de binse, helikopter, uçağa da binse, uzay gemileriyle gezegenleri de dolaşsa insan insandır.Bu sebeple Milli Ekonomi Modeli'nin insanın fıtratından yola çıkarak ortaya koyduğu çözüm projeleri sadece bugüne ait değildir, sadece Türkiye'ye ait değildir.İşte böyle eşsiz bir modelin bugün yeryüzünde olması, insanlığın hizmetine sunulması bence büyük bir hadisedir ve bunu bir Türk bilim adamının ortaya koyması ise bizler için büyük bir onurdur. En az bu eşsiz modelin gün yüzüne çıkması kadar önemli olan diğer bir husus ise bu modeli ortaya koyan Prof. Dr. Haydar Baş'ın siyasete girmeye karar vermesidir.Çünkü dünyadaki bütün problemleri çözebilecek nitelikte olan Milli Ekonomi Modelini, her ne kadar 52 ülke hayata geçirse de, gerçek boyutuyla ve her yönüyle uygulayabilecek ve örnek olacak tek kişi o modeli ortaya koyan, modelin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Tabii siyaset bir süreçtir. Mevlana der ki, "Siz ne anlatırsanız anlatın, anlattıklarınız karşıdakilerin anladığı kadardır."Doğru her ne kadar mükemmel olsa da, o doğrunun millet nezdindeki kabulü o milletin seviyesi nispetindedir. Millet her ne kadar tarihte destanlar yazanların nesli olsa da doğruyla buluşmaması için önüne her türlü engel konulmaktadır.Türkiye'deki siyaset doğruların ortaya çıkmasına engeldir.Türkiye'deki siyaset gerçek demokrasiden oldukça uzaktır.Türkiye'deki siyaset adil değildir.Ülkemizde siyaset, seçim adı altında, Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifadesiyle "Karunların mücadelesi" şeklinde yapılmaktadır.Yani kimin parası ve gücü varsa onun borusu ötmektedir.Türkiye'de siyaset gerçeklerin örtülmesi, çözümü olanların ise devre dışı bırakılmasıyla yürütülmektedir.Medya ve basın da bu çarpık ve faydasız siyasetin sözcülüğünü, çığırtkanlığını yapmaktadır.Böyle bir siyasi atmosferde, bütün dünyaya yön veren eşsiz bir modelin ve de sahibinin çoktan hak ettiği koltuğa oturması elbette ki kolay bir hadise değildir.Ama doğruyu ne kadar örtmeye kalkarsan kalk, bir gün mutlaka gün yüzüne çıkacaktır. Yalancıların mumu yatsıya kadardır. Tek çözüm sahibi Prof. Dr. Haydar Baş ve Bağımsız Türkiye Partisi kadroları oylarını da her geçen gün artırarak emin adımlarla, karanlığı da yırtarak ileriye doğru yürümektedir.Prof. Dr. Baş'ın yerel seçimler sonrası söylediği ifadesiyle, "Şimdi büyüme süreci başlamıştır. Tohum çatladı ve topraktan çıktı, yeşillik göründü. Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes, ey deli rüzgar artık ne yandan esersen es."