Hatırlarsanız, ayçiçek yağı fiyatları bir ara (15 gün önce) gündem oldu. 'Fahiş fiyat' tabiri altında bin bir haberler yapıldı. Hırsızlık envanterine 'sıvı yağ' başlığı eklendi. 14 Şubat'ın en anlamlı hediyesi 5 litrelik sıvı yağ oldu.
Ve hükümetimiz, fahiş fiyatlarla mücadele eylem planını açıkladı. Tabi eylem yapılabilmesi için zanlı veya zanlılar olması lazım.
Zincir marketler, zanlı olarak hedefe konuldu, 'halkımızı ezdirmeyeceğiz, haksız kazancın önüne geçeceğiz' cümleleriyle birkaç denetim haber ve görüntüsü paylaşıldı. Konu kapandı gitti!
Sahi 5 litrelik Ayçiçek yağının son fiyatını bilen var mı? Ben söyleyeyim; 80-85 TL bandından 70-75 TL bandına gerilemiş vaziyette. İnternetten alırsanız 5 TL daha ucuz. PTT ise sizin tercihiniz!
Bütün bu yaygara, gargara litrede 2 TL için miydi? Şimdi 70-75 TL olan yağın fiyatı 'fahiş' değil mi?
Bu tartışmaların başladığı günde yazdık; fahiş olan sadece ayçiçek yağı fiyatları mı?
Örneğin İstanbul'un arka sokaklarındaki marketlerde fasulyenin kilosu markalara göre 12 ile 18 lira arasında. Yani 5 kilosu 60 ile 90 TL. Fahiş değil mi? Emlak değeri yüksek semtlerde bu fiyata fasulyeyi kimse satın almaz zaten.
Yine arka sokaklarda nohutun kilosu 14 ile 22 TL arasında. Fahiş değil mi?
5 kiloluk pirinci 50 ile 60 TL'ye alırsınız. Ha! Baldo olacak derseniz 80 ila 100 TL vereceksiniz. Dediğim gibi bunlar emlak değeri düşük semtlerin yani arka sokakların rakamları.
Tarımda Avrupa'yı sollayan, hayvancılıkta çığır açan Türkiye'de tereyağı 80 ila 100 TL arasında. Fahiş değil mi? 60 TL peynirin kilosu. Fahiş değil mi?
Hani, 'adın çıkacağına, canın çıksın' derler ya! Ayçiçek yağının adı çıktı. Bakın! Zeytinyağını hiç kimse konuşmuyor. Oysa dünyanın en çok zeytin ve zeytinyağı üreticileri arasındayız. Ama vatandaşın gıda envanterinde zeytinyağı yok.
Gelelim hükümetin fahiş fiyatla mücadelesine
Taktik aynı. Hedef göster, sorumluluktan kurtul. Sonra gümrükleri sıfırla, yandaş kişilere ithalatı yaptır, piyasaya sür ve gıdım da olsa fiyatları düşür, vatandaşın gazını al.
Bir ara tereyağı 'fahişliğe' başlamıştı. 55 TL'den 85 TL'ye çıkmış ve hükümet anında gümrükleri açarak tereyağı getirmişti.
Bizim çiftçimiz iPone 6 ile artistlik yaparken hükümetimiz son iki yılda 19 bin ton tereyağı ithal edip, 74 milyon dolardan fazla parayı İrlanda, İngiltere, Polonya, Uruguay ve Belçika çiftçilerine verip ihya etti. İşe bakın ki, tereyağı hala 80-85 TL.
Ayçiçeği yağı ithalinde dünyada Çin üçüncü sırada. İkinci sırayı ise AB ülkeleri alıyor. Tahmin edin birinci sırada kim var? %37 ile Türkiye.
Birinciliğimiz sadece ayçiçeği ile sınırlı değil. Buğdayda da birincilik bize aitmiş; Geçen yıl 9 Milyon 750 bin ton buğday ithali ile birinci olmuşuz.
Şeker fabrikaları, 'zarar ediyor' diye satıldı. Diğer taraftan on binlerce tok şeker pancarı alıcı olmadığı için çürümeye terk edildi, haberleri çıkıyor. Bir diğer taraftan da Rusya'dan, 'ihraç edilecek ürünlerde kullanmak üzere şeker ithal edildiğini' bakanlık açıkladı.
Toprak dile gelse ağlamaktan, konuşamaz herhalde. Ekilecek arazimiz mi yok? O araziye atılacak tohumumuz mu yok? O tohumu sulayacak suyumuz mu yok? O tohumu yeşertecek güneşimiz mi yok? Hepsi var. O zaman bu tablo nedir?
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025