Antidemokratik bir seçim sonucu ülkemiz yetkisiz hükümetin kanunsuz kararları ile tıpkı 1982'de tenkit edilen askeri darbeye benzer bir şekilde uygulanan AKP darbesi ile ateş çemberinde kalan akrep durumuna düşürülmüştür. Nasıl olduğunu görmeyenlere en kestirme yöntemle anlatmak için bu örneği verdim. Bilindiği gibi ateşten çıkamayan akrep kendini zehirleyerek yok eder. ABD, BOP'u yürütürken elbet bazı zorlukları göreceğinden, tedbirlerini ona göre hazırlamak mecburiyetindedir. Aksi halde ortada kalma durumu ihtimal dahilindedir. ABD'nin bu projede eş başkanı olan ve bütün gücü ile bu projede etkili olmaya gayret eden bir yardımcıyı, ABD hiç bir şekilde kaybetmeyi göze alamaz. Danışıklı dövüşe, getirilen siz milletime hatırlatmak isterim. Parçalanma yolunda çeşitli taktiklerle karşılaşılacağı kaçınılmazdır. Şeytanın insan şeklindeki yardımcıları, aslında şeytanın da akıl hocaları haline dönüşüverir. İnsanoğlu dünya menfaatini bir kere tercih ederse bir daha asla geriye dönüş kolay olmaz. Hele topluluktan destek bulursa, tüm topluluğun sonu malumdur. Şu anda AKP iktidarı ortadan kalkmış olmasına rağmen, hala önemli kararlara büyük bir cesaretle devam etmektedir. Son on dört yıl kâbusunu gözden geçirdiğinizde sayılmakla bitmeyen yalan, dolan, riya, iftira, gaflet, dalalet, hatta ihanet gibi vasıfların her birinin sık ve devamlı olduğunu görmeyene ya da görmezden gelenlere bu son günler, aslında Allah'ın(c.c) son uyarıları gibi gözükmektedir. ABD ve Batı, BOP'un başından beri tüm İslam ülkelerine HAÇLI seferi başlattıklarını saklamadan açıklamasına rağmen, kimse bunu ciddiye almadı. Başından beri bu durumu ayarlayan ABD, İsrail ve onların uşakları, şu anda Ortadoğu'yu BOP'lamaya devam etmektedir. Halkımız kendilerini defalarca uyaran Bağımsız Türkiye Partisi'ne ve onun her türlü kurtuluş tekliflerine kulak asmadı. AKP'yi (Adalet ve Kalkınma Partisi'ni) AK Parti olarak kendisine empoze eden politik taktikle de, uzun süre oyalandı. Hâlâ da AKP'nin AK olduğu hayalini yaşamaktadır. Sözün kısası, Türkiye Cumhuriyeti parçalanana kadar gereken her türlü tedbir ABD ve İsrail tarafından alınmıştır. Sevr Antlaşması hortlatılmıştır. Ülke bir kişinin vasıtası ile ABD elinde oyuncak olmaktadır. Tersanelerine girilmiş hava meydanları ve tüm tesisleri ABD ve onların yardımcılarına teslim edilmiş. Ordusu nerede ise eli kolu bağlı, sadece dağı taşı bombalamakla meşgul edilmiş. Karşısındaki düşman uşaklarının mayın döşemesini seyredip, görmezliğe getirilmiş, arka yamaçlara, önceden boşaltılmış, içinde ne olduğu asla belli olmayan, hayali hedeflere, gece gündüz bomba atmakla görevlendirilmiştir. Millet, hükümetin kurulmasını beklediği bir ortamda, seçimden bu yana yapılması gereken hükümet kurulmasının geciktirilmesinin sebebini artık anlamalıdır. Bu arada terörün hızla başlatılmasının taktiğini de asla göz ardı etmemelidir. Suriye ve Irak olayları milletin gözü önündedir. Bunlar çok anlatıldı. Analiz edildi. BTP, bunların hakikatini anlatmaktan yorulmadı. Söylenmedik ve açıklanmadık hiç bir durum yok. Şimdi ne olacağı önemli. Bilinen tek şey var. Düşman dost kıyafeti ile Görünüşte bir kaç üsse, aslında kırkın üzerinde üsse el koymuştur. Daha doğrusu, düşman içimizde hem yedi düvel olarak, hem de içten PKK ve dıştan ABD ve İsrail menşeli ve hatta AKP destekli, onlarca isimdeki terör örgütleri, olarak faaliyettedir. Kürt açınımı yoktur demekle PKK teröre başlatılmış, hükümet ve de demokrasi yok oluvermiştir. Bundan böyle her şey vatan için olmaktan çıkmış, yaşasın BOP olmuştur. Bu ortamda erken seçim hayaldir. Kendimizi aldatmayalım. Terörün yüz misli olduğu görülecektir. Terörsüz yaptığımızı zannettiğimiz 7 Haziran seçimlerinin bile ne kadar demokratik olduğunu biliyoruz. Savcısı kalmamış adaleti bitmiş, seçim kurulunun sadece ismi seçime yetmiş. İsmi kalmış kendisi yok. Anayasada olmayan, Meclis'te dahi tartışılmayan seçim barajını kullanmaktan suçlu bir seçim kurulu ile yapılan seçim, ne kadar demokratik olabilir ki?.. Bu ortam zaten BOP için oluşturulmuş bir ortamdır. Dolayısı ile seçim yapma zorluğu bahanesi ile AKP iktidarı, BOP'lanıncaya kadar devam ettirilecektir. Soruyorum: Ülkenin askeri üstlerini ABD emrine vermenin yetkisi Sayın Cumhurbaşkanı'nın mı, yoksa TBMM'nin midir? Hükümet olmayabilir, koalisyon tamamlanmamış olabilir. Ancak seçilmiş bir Meclis ve de Başkanı vardır. Ben hukukçu değilim. Bu ülkede hukukçular vardır. Ülke dış güçlere terk edilmiştir. Bir savaş başlatılmak istenmiştir. Elbet bu da ABD projesidir. Sonuçta ne erken seçim olur ne de bu gidişle TÜRKİYE kalır. Çözüm: Bir an önce harekete geçerek. Suriye ve Irak'la anlaşarak, ABD ve NATO'yu devreden çıkarmak; ülkeyi ve bölgeyi en kısa yoldan temizlemektir. Güvenlik kuvvetlerinin görevi, içte oluşan terörle mücadele ve dıştan gelecek teröre mani olmaktır. Bu görevi tekrar güvenlik güçlerine tam yetki ile vermek şarttır. Allah(c.c) Türk milletini korusun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017