Merkez bankalarının emisyon hacmini arttırması yerine, bankaların kaydi para üretmesi veya kredi kartı dağıtması, piyasalardaki her türlü faaliyetten bankaların faiz geliri elde etmesini sağlamaktadır. Böylece piyasalarda elde edilen her türlü gelirin belli bir miktarı buralara aktarılmaktadır. Diğer yandan kaydi para üretimi, emisyon hacmini de kısıtlamaktadır.
Çünkü piyasada olması gereken belli bir parasal hacim vardır. Bunun büyük kısmı kaydi para ile karşılanınca, Merkez Bankası emisyon hacmini kısmak zorunda kalacaktır. Böylece devletin elde edeceği senyoraj gelirini, faiz yoluyla bankacılık sistemi elde etmektedir.Piyasanın ihtiyaç duyduğu paranın karşılanmasında kapitalist modellerin tavsiye ettiği ikinci anlayış ise yine faizle yabancı para almaktır. Bu ise yabancıların o devletten hem faiz, hem de senyoraj geliri elde etmesine sebep olur. Her iki anlayış da ekonomilerin gelişmesine değil, faizle para satan belli azınlık grupların çıkarlarına hizmet etmektedir. Bu konuda T.C. Merkez Bankası eski Başkanı Y. Törüner Milliyet gazetesinde yer alan makalesinde şunları söylüyor:"Dünyada hâkim düzen kapitalist sistemdir. SSCB'nin yıkılmasından sonra, yeni bir düzen yerleştirme olasılığı da kalmamıştır. Kapitalizmi, sadece ekonomik düzen olarak algılamak yeterli değildir. Kapitalizm bir dünya görüşüdür. Bu açıdan bakıldığında, kapitalizmin siyasi boyutu demokrasi, ekonomik boyutu piyasa ekonomisi ve sosyal boyutu da insan hakları olarak ifade edilir.Kapitalist sistem ve onun prensipleri, bu sistemden en çok yararlanan ülke ve gruplar tarafından hararetle savunulur ve savunulmak durumundadır. Kapitalist sistemden en büyük faydayı, gelişmiş ülkeler, çokuluslu şirketler ve AB gibi geniş ölçülü işbirliği anlaşmaları sağlarlar. Kapitalist sistem içinde bu güçlerin her istediklerini yapabilmeleri, her devletin oyunun kurallarına sıkı sıkıya uymaları sayesinde gerçekleşebilir. Oyunun kuralları arasında, demokratik rejimleri en geniş ölçüde yerleştirmek, insan haklarını yaygın biçimde uygulanır hale getirmek, piyasa ekonomisi uygulamalarını mümkün olduğu kadar yaygınlaştırmak, sermaye hareketlerinin ve para transferlerinin önündeki engelleri kaldırmak, kara parayla mücadele etmek, vergi ve diğer ekonomik sistemler arasında bir örneklik sağlamak vardır."
Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi /BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş
MİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Ashraf Humbatov / Almanya:Prof. Dr. Haydar Baş, modeliyle siyasetin de üzerine çıkıyorMevcut ekonomi modelleri insanlığın yaşamış olduğu bir çok probleme çözüm bulamamıştır. Örneğin insanlar arasındaki gelir dengesizliği her geçen gün sürekli artmaktadır. Azınlık bir grup dünyanın kaynaklarından istifade ederken, çoğunluk açlık ve sefalet içindedir. Bu gelişmiş ülkelerin halkları arasında da böyledir.Milli Ekonomi Modeli bu ve benzeri bütün problemleri kolaylıkla çözebilecek projelere sahiptir. Sunduğu orijinal çözümlerle Milli Ekonomi Modeli öyle bir ses ki, dünyadaki bütün modelleri kuvvetli bir rüzgar gibi kendi yönünde eğilmelerini sağlayacaktır.Milli Ekonomi Modeli'nde ifade edilen sosyal devlet projeleri insanlara hiç kimseye muhtaç olmadan yaşayabileceği sağlıklı bir hayat standardı sağlamaktadır. Milli Ekonomi Modeli insanların sosyal yapısını son derece güçlü bir tabana oturtuyor. Dünya ekonomilerini dize getirecek bilim adamının Türk dünyasından çıkması onur vericidir. Türk dünyası bu fikirlerle yeni bir dünyaya, yeni bir çağa girecektir. Kararları hep siyasiler belirler, ama bir bilim adamı siyasilerin de üzerine çıkıyor.
Çünkü piyasada olması gereken belli bir parasal hacim vardır. Bunun büyük kısmı kaydi para ile karşılanınca, Merkez Bankası emisyon hacmini kısmak zorunda kalacaktır. Böylece devletin elde edeceği senyoraj gelirini, faiz yoluyla bankacılık sistemi elde etmektedir.Piyasanın ihtiyaç duyduğu paranın karşılanmasında kapitalist modellerin tavsiye ettiği ikinci anlayış ise yine faizle yabancı para almaktır. Bu ise yabancıların o devletten hem faiz, hem de senyoraj geliri elde etmesine sebep olur. Her iki anlayış da ekonomilerin gelişmesine değil, faizle para satan belli azınlık grupların çıkarlarına hizmet etmektedir. Bu konuda T.C. Merkez Bankası eski Başkanı Y. Törüner Milliyet gazetesinde yer alan makalesinde şunları söylüyor:"Dünyada hâkim düzen kapitalist sistemdir. SSCB'nin yıkılmasından sonra, yeni bir düzen yerleştirme olasılığı da kalmamıştır. Kapitalizmi, sadece ekonomik düzen olarak algılamak yeterli değildir. Kapitalizm bir dünya görüşüdür. Bu açıdan bakıldığında, kapitalizmin siyasi boyutu demokrasi, ekonomik boyutu piyasa ekonomisi ve sosyal boyutu da insan hakları olarak ifade edilir.Kapitalist sistem ve onun prensipleri, bu sistemden en çok yararlanan ülke ve gruplar tarafından hararetle savunulur ve savunulmak durumundadır. Kapitalist sistemden en büyük faydayı, gelişmiş ülkeler, çokuluslu şirketler ve AB gibi geniş ölçülü işbirliği anlaşmaları sağlarlar. Kapitalist sistem içinde bu güçlerin her istediklerini yapabilmeleri, her devletin oyunun kurallarına sıkı sıkıya uymaları sayesinde gerçekleşebilir. Oyunun kuralları arasında, demokratik rejimleri en geniş ölçüde yerleştirmek, insan haklarını yaygın biçimde uygulanır hale getirmek, piyasa ekonomisi uygulamalarını mümkün olduğu kadar yaygınlaştırmak, sermaye hareketlerinin ve para transferlerinin önündeki engelleri kaldırmak, kara parayla mücadele etmek, vergi ve diğer ekonomik sistemler arasında bir örneklik sağlamak vardır."
Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi /BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş
MİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Ashraf Humbatov / Almanya:Prof. Dr. Haydar Baş, modeliyle siyasetin de üzerine çıkıyorMevcut ekonomi modelleri insanlığın yaşamış olduğu bir çok probleme çözüm bulamamıştır. Örneğin insanlar arasındaki gelir dengesizliği her geçen gün sürekli artmaktadır. Azınlık bir grup dünyanın kaynaklarından istifade ederken, çoğunluk açlık ve sefalet içindedir. Bu gelişmiş ülkelerin halkları arasında da böyledir.Milli Ekonomi Modeli bu ve benzeri bütün problemleri kolaylıkla çözebilecek projelere sahiptir. Sunduğu orijinal çözümlerle Milli Ekonomi Modeli öyle bir ses ki, dünyadaki bütün modelleri kuvvetli bir rüzgar gibi kendi yönünde eğilmelerini sağlayacaktır.Milli Ekonomi Modeli'nde ifade edilen sosyal devlet projeleri insanlara hiç kimseye muhtaç olmadan yaşayabileceği sağlıklı bir hayat standardı sağlamaktadır. Milli Ekonomi Modeli insanların sosyal yapısını son derece güçlü bir tabana oturtuyor. Dünya ekonomilerini dize getirecek bilim adamının Türk dünyasından çıkması onur vericidir. Türk dünyası bu fikirlerle yeni bir dünyaya, yeni bir çağa girecektir. Kararları hep siyasiler belirler, ama bir bilim adamı siyasilerin de üzerine çıkıyor.