Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, işinden memnun olan esnaf kalmadığına işaret ederek, "Esnaf yatırım için kredi alıyorsa, bu doğru. Bugün esnaf borçlarını ödemek için faizli kredi alıyor. Bu 'esnaf batıyor' demektir" dedi.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Başbakan Erdoğan'ın geçtiğimiz hafta yaptığı 'esnaf açılımı'nda belli miktarın altında geliri olan esnaftan vergi alınmayacağına ilişkin açıklamalarını değerlendirdi. Türkiye'de çok sayıda meseleyi ilk defa kendilerinin gündeme getirdiğini vurgulayan BTP Genel Başkanı, şunları kaydetti: "Ana muhalefet partisi, diğer muhalefet partileri, hatta Başbakan bizim ifade ettiklerimize geliyor. Ancak benim söylediklerim ile onların dedikleri arasında dağlar kadar fark var. 'Ben vergi almayacağım' ifadesi güzel bir söz ama bunun içini doldurması lazım. 'Bizim vergi almayacağız' sözünün içi çok dolu. Bu söz matematik üzerine söylenmiş. Başbakan'ın sonucu doğru, sonuca giderken yapılan işlemleri yanlış. Bu işler kopya çekmekle olmaz. Bir de Başbakan bugün bana 'soru sorun' demeyecek. 'Beni hesaba çekin' diyecek. Şunları da demesi lazım: 8 yıldır iktidardayım. Ey esnaf, geç karşıma, yapmadıklarımı yüzüme vur. Başbakan şimdi bir adım attı. Bundan sonra dersine iyi çalışırsa, bir şeyler yapacak."
Esnaf borcunu ödemek için kredi alıyorEsnafın faizli kredi kullanmasının işlerin iyiye gitmesi anlamına gelip gelmediği sorusu üzerine Prof. Dr. Baş, şu değerlendirmelerde bulundu: "Sayın Başbakan 'esnafa şu kadar kredi verdik' diyor. Bunlar ilk bakıldığında çok güzel şeyler gibi görünüyor ama sonuca baktığınızda hiç de güzel olmayan şeylerle karşılaşıyorsunuz. Niye? Ben size soruyorum. İçinizde esnaf vardır. Yaptığı ticaretten memnun olan bir arkadaşınız var mı? Hayır, memnun değilsiniz. Eğer esnaf işinden memnun, yatırım için kredi alıyorsa bu doğru. Bugün esnaf borçlarını ödemek için faizli kredi alıyor. Bu esnaf batıyor, demektir. Başbakan hesabı kaybetti. Sen buna bu krediyi vereceğine, yapacağın iş 'tüketen kesimi desteklemek; işçinin, memurun, emeklinin ve tarım kesiminin cebine para koymaktır. Onlar para görecek, esnaf kazanacak. Esnaf kazandığı ile borcunu ödeyecek. Yoksa esnaf bankadan aldığı faizli krediyle borcunu verdiği zaman, 2 ay sonra dükkanı kapatmak mecburiyetinde kalacaktır. Sayın Başbakan iktisat ilmi okudu. Bunu bu kadar bilmiyor mu? Eğer Başbakan esnafın aldığı faizli kredi miktarının artmasını başarı olarak ileri sürüyorsa, bana göre iktisat ilminden haberi yok. Sonra Başbakan'dan beni taklit etmesini değil, milletin huzurunda benimle hesaplaşmasını istiyorum. Şimdi 1-2 soru ben soracağım. Sayın Başbakan PETKİM, TEKEL, otoyollar, TÜPRAŞ, Türk Telekom vesaire elinden çıkardı. Bunların yıllık vergi girdisi 70 milyar TL idi. Bütün bunları sattı, kaç para aldı? Bunlar satılmadan önce Türkiye'nin borcu 220 milyar dolardı, şimdi 600 küsur milyar dolar. Yahu bunlar bastıkları yeri kurutuyor. Bu yolla Türkiye bir adım ileriye gidemez. Bunlar borçların faizini ödeyemiyor. Borçlarının faizini ödeyemeyen ülkenin durumu çok iyi gidiyor! Sen rüyada yaşıyorsun."
Vatandaş partilerde projeye bakmalıBatı ülkelerinde vatandaşların siyasi partileri 'bunun arkasında ABD var, şunun arkasında Avrupa var' şeklinde tasnif etmediğine işaret eden Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "Bu partinin tezi var mı? Benim hakkımda ne söylüyor. İşçi, emekli, memur, tarım kesimi hakkında ne düşünüyor? Ona bakar, eğer menfaatine uygunsa hangi partiden olursa olsun onu destekler. Sıra bize geldiğinde; projesi, programı, tezi olan konuşuyor, konuşuyor, kendi dinliyor. Millet arkasında ABD olanı, arkasında Avrupa olanı tercih ediyor. Yani milleti Avrupa'ya, ABD'ye satan tercih ediliyor; vatandaş da silleyi yedikten sonra aklı başına geliyor. Beyler, aklınız başınıza sille yemeden gelmesi lazım. Bir ev yaptırmak istediğinizde, proje hazırlıyorsunuz, bir de gidip tasdik ettiriyorsunuz. Bir parti ki, ekonomi tezi yok, eğitim ve sosyal projeleri yok; sırf arkasında ABD var diye işbaşına getiriliyor. Ondan sonra da mahvolup gidiyoruz."
Tarımın kurtuluşu BTP'deTarımın kurtuluşunun Bağımsız Türkiye Partisi'nin tezlerinde olduğunu dile getiren Prof. Dr. Baş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Arkadaş bana sordu, 'kayısı elimizden çıktı, sizin politikanız ne?' Zamanında bunu size anlattım. Sizin ürününüze değer veren bir tane parti var. O da Bağımsız Türkiye Partisi'dir. Faraza don oldu, sel oldu. Elinizdeki bütün ürün heba olup, gitti. Bizim politikamızda hangi tarım ürünü olursa olsun, devlet bunları bir kuruş almadan sigorta edecektir. Bunu vallahi de, billahi de hayata geçireceğiz. Çünkü tarım ürünleri stratejiktir. Attığın mermiden çok daha kıymetlidir. Asker aç savaşamaz ama kurşunsuz savaşır. Tarım toplum için de, uluslararası arenada da çok önemli yeri olan bir sahadır."
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Başbakan Erdoğan'ın geçtiğimiz hafta yaptığı 'esnaf açılımı'nda belli miktarın altında geliri olan esnaftan vergi alınmayacağına ilişkin açıklamalarını değerlendirdi. Türkiye'de çok sayıda meseleyi ilk defa kendilerinin gündeme getirdiğini vurgulayan BTP Genel Başkanı, şunları kaydetti: "Ana muhalefet partisi, diğer muhalefet partileri, hatta Başbakan bizim ifade ettiklerimize geliyor. Ancak benim söylediklerim ile onların dedikleri arasında dağlar kadar fark var. 'Ben vergi almayacağım' ifadesi güzel bir söz ama bunun içini doldurması lazım. 'Bizim vergi almayacağız' sözünün içi çok dolu. Bu söz matematik üzerine söylenmiş. Başbakan'ın sonucu doğru, sonuca giderken yapılan işlemleri yanlış. Bu işler kopya çekmekle olmaz. Bir de Başbakan bugün bana 'soru sorun' demeyecek. 'Beni hesaba çekin' diyecek. Şunları da demesi lazım: 8 yıldır iktidardayım. Ey esnaf, geç karşıma, yapmadıklarımı yüzüme vur. Başbakan şimdi bir adım attı. Bundan sonra dersine iyi çalışırsa, bir şeyler yapacak."
Esnaf borcunu ödemek için kredi alıyorEsnafın faizli kredi kullanmasının işlerin iyiye gitmesi anlamına gelip gelmediği sorusu üzerine Prof. Dr. Baş, şu değerlendirmelerde bulundu: "Sayın Başbakan 'esnafa şu kadar kredi verdik' diyor. Bunlar ilk bakıldığında çok güzel şeyler gibi görünüyor ama sonuca baktığınızda hiç de güzel olmayan şeylerle karşılaşıyorsunuz. Niye? Ben size soruyorum. İçinizde esnaf vardır. Yaptığı ticaretten memnun olan bir arkadaşınız var mı? Hayır, memnun değilsiniz. Eğer esnaf işinden memnun, yatırım için kredi alıyorsa bu doğru. Bugün esnaf borçlarını ödemek için faizli kredi alıyor. Bu esnaf batıyor, demektir. Başbakan hesabı kaybetti. Sen buna bu krediyi vereceğine, yapacağın iş 'tüketen kesimi desteklemek; işçinin, memurun, emeklinin ve tarım kesiminin cebine para koymaktır. Onlar para görecek, esnaf kazanacak. Esnaf kazandığı ile borcunu ödeyecek. Yoksa esnaf bankadan aldığı faizli krediyle borcunu verdiği zaman, 2 ay sonra dükkanı kapatmak mecburiyetinde kalacaktır. Sayın Başbakan iktisat ilmi okudu. Bunu bu kadar bilmiyor mu? Eğer Başbakan esnafın aldığı faizli kredi miktarının artmasını başarı olarak ileri sürüyorsa, bana göre iktisat ilminden haberi yok. Sonra Başbakan'dan beni taklit etmesini değil, milletin huzurunda benimle hesaplaşmasını istiyorum. Şimdi 1-2 soru ben soracağım. Sayın Başbakan PETKİM, TEKEL, otoyollar, TÜPRAŞ, Türk Telekom vesaire elinden çıkardı. Bunların yıllık vergi girdisi 70 milyar TL idi. Bütün bunları sattı, kaç para aldı? Bunlar satılmadan önce Türkiye'nin borcu 220 milyar dolardı, şimdi 600 küsur milyar dolar. Yahu bunlar bastıkları yeri kurutuyor. Bu yolla Türkiye bir adım ileriye gidemez. Bunlar borçların faizini ödeyemiyor. Borçlarının faizini ödeyemeyen ülkenin durumu çok iyi gidiyor! Sen rüyada yaşıyorsun."
Vatandaş partilerde projeye bakmalıBatı ülkelerinde vatandaşların siyasi partileri 'bunun arkasında ABD var, şunun arkasında Avrupa var' şeklinde tasnif etmediğine işaret eden Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "Bu partinin tezi var mı? Benim hakkımda ne söylüyor. İşçi, emekli, memur, tarım kesimi hakkında ne düşünüyor? Ona bakar, eğer menfaatine uygunsa hangi partiden olursa olsun onu destekler. Sıra bize geldiğinde; projesi, programı, tezi olan konuşuyor, konuşuyor, kendi dinliyor. Millet arkasında ABD olanı, arkasında Avrupa olanı tercih ediyor. Yani milleti Avrupa'ya, ABD'ye satan tercih ediliyor; vatandaş da silleyi yedikten sonra aklı başına geliyor. Beyler, aklınız başınıza sille yemeden gelmesi lazım. Bir ev yaptırmak istediğinizde, proje hazırlıyorsunuz, bir de gidip tasdik ettiriyorsunuz. Bir parti ki, ekonomi tezi yok, eğitim ve sosyal projeleri yok; sırf arkasında ABD var diye işbaşına getiriliyor. Ondan sonra da mahvolup gidiyoruz."
Tarımın kurtuluşu BTP'deTarımın kurtuluşunun Bağımsız Türkiye Partisi'nin tezlerinde olduğunu dile getiren Prof. Dr. Baş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Arkadaş bana sordu, 'kayısı elimizden çıktı, sizin politikanız ne?' Zamanında bunu size anlattım. Sizin ürününüze değer veren bir tane parti var. O da Bağımsız Türkiye Partisi'dir. Faraza don oldu, sel oldu. Elinizdeki bütün ürün heba olup, gitti. Bizim politikamızda hangi tarım ürünü olursa olsun, devlet bunları bir kuruş almadan sigorta edecektir. Bunu vallahi de, billahi de hayata geçireceğiz. Çünkü tarım ürünleri stratejiktir. Attığın mermiden çok daha kıymetlidir. Asker aç savaşamaz ama kurşunsuz savaşır. Tarım toplum için de, uluslararası arenada da çok önemli yeri olan bir sahadır."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.