AB Dışişleri Bakanları Toplantısı'na sürpriz bir şekilde Türkiye de davet edildi. Davet kadar davet fikrinin kaynağı da çok ilginç: Fransa yani Sarkozy. Türkiye'ye her platformda açıkça saldırmaktan utanmayan Sarkozy. Türkiye'nin AB'de asla yeri yoktur diye taraftar toplamaya çalışan Sarkozy. Bingazi düştüğünde, alelacele Libya'ya gidip, Türkiye yeni yapıda söz sahibi olamayacağını deklere eden Sarkozy. Evet, aynı Sarkozy, Suriye'nin görüşüleceği AB Dışişleri Bakanları Toplantısı'na, Türk Dışişleri Bakanı'nın katılmasını öneriyor. Libya konusunda NATO ve BM'yi beklemeden uçaklarıyla bomba yağdıran kahramanlar(!), Suriye konusunda niçin Türkiye'yi işin içine katıyorlar diye düşünmek lazım. Tabii bu gelişmelerin Rusya'nın üç savaş gemisini Suriye kıyılarına göndermesi ve Suriye'nin yanında açıkça taraf olmasından sonra gerçekleştiğini de hesaba katalım. Rusya'nın devreye girmesinden sonra, Suriye'nin Tunus ve Libya gibi halledilemeyeceğini anlayan batı, bu konuda bir maşa arayışına girmiştir. Gerek İngiltere, gerek ABD ve onlara bağlı çalışan uluslararası medya kuruluşları, uzun zamandır Türkiye'yi idare edenleri bu konuda cesaretlendirmekte, övgüler ve ödüller yağdırmaktaydı. Görülüyor ki, son dönemin hırçın batılısı Sarkozy de aynı yola başvurmak zorunda kalmış. Türk Hükümeti'nin, Suriye konusunda izlediği politika sonucunda gelinen noktaya da kısaca bakmakta fayda var. Bu hükümet bir süredir "komşularla sıfır problem" tezini savunuyordu. Bu kapsamda, Yunan Başbakanı'yla samimi pozlar veriliyor, karşılıklı aile ziyaretleri yapılıyor, her ne kadar onlar bizi incitecek demeçler verse de, bizden en stratejik konularda tavizkar açıklamalar arka arkaya geliyordu. Benzer bir durum yakın zamana kadar Suriye için de geçerliydi. Hele Ermenistan ve Gürcistan konusunda bizce hiçbir problem kalmamıştı(!). Kapıların açılması an meselesiydi. Ermenistan tarafından hırçın açıklamalar gelmeseydi, sıfır probleme ramak kalmıştı(!). Aniden Suriye konusunda bir makas değişikliği gerçekleşti. Öyle ki gerek cumhurbaşkanımız, gerek başbakanımız ve gerekse dışişleri bakanımız, Suriye konusunda "sözün bittiği" yere gelindiğini ifade ettiler. ABD, bir taraftan bu konuda Türk Hükümeti ile her seviyede görüşmeler yaparken, diğer taraftan "Türkiye Suriye konusunda sertleşti" gibi açıklamalar yapmaya başladı. Stratejik ortağın desteğiyle, Suriye'ye verip-veriştirmek, kabadayılık yapmak moda oldu. Öyle ki Türkiye, Ortadoğu'da "sözün bittiği" yerde "söz sahibi" olmaya başlamıştı. AB medyası, "Yeni Osmanlı" başlıkları atıyordu. Bütün bunlar olurken, Mavi Marmara operasyonunda vatandaşlarımızı katleden, aynı tarihlerde İskenderun'daki askeri üsse saldıran teröristlerin son uğrak yeri olduğu ortaya çıkan İsrail'e aynı sertlikte karşılık verilmiyordu. Şimdi işimiz(!) Suriye ileydi. Komşularımızla sıfır problem tezi, en azından Müslüman komşularımız için rafa kaldırılmış oldu.Rusya'nın Suriye meselesinde devreye girmesi, ABD'nin füze projesine açıkça meydan okuması, İran ve Suriye'den arka arkaya gelen açıklamalar, Türkiye'nin hedef ülke haline geldiğini gösteriyor. Hatta İsrail'e yönelmiş füzelerin hedefleri, Türkiye'ye doğru değiştiriliyor. Her türlü devlet tecrübesini ve geçmişten beri devam eden hayati stratejileri terk eden bu hükümet, Türkiye'yi ateşin içine atmış, global güçlerin elinde maşa haline dönüştürülmüştür.Bir de karanlık senaryoya bakalım: İran, nükleer çalışmalar yaparken ve uzun menzilli füzeler denerken, kuru gürültüden başka birşey yapmayan batı, işin bu tarafını da hesaba katmış olabilir mi? Yani, hedef tahtasında Suriye-İran gösterilirken, ani bir manevra ile Ortadoğu'da çanlar Türkiye çalmaya başlarsa, hele birkaç provokatif olayla Türkiye-İran-Irak-Suriye birbirine düşerse... Bu kadarı da olmaz demeyin.
Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu / diğer yazıları
- Reformun reformu / 04.03.2021
- Doğu Akdeniz neden problem oldu? / 25.02.2021
- Bir habis tümör: Kürecik ABD Üssü / 18.02.2021
- Yeni ABD yönetimiyle yeni bir dönem mi? / 11.02.2021
- Suriye-Kerbela analizi ile düşen maskeler / 03.12.2012
- Kuş beyni / 22.06.2012
- Kutup ayısı / 06.12.2011
- Elinde maşa, / 02.12.2011
- Doğu Akdeniz neden problem oldu? / 25.02.2021
- Bir habis tümör: Kürecik ABD Üssü / 18.02.2021
- Yeni ABD yönetimiyle yeni bir dönem mi? / 11.02.2021
- Suriye-Kerbela analizi ile düşen maskeler / 03.12.2012
- Kuş beyni / 22.06.2012
- Kutup ayısı / 06.12.2011
- Elinde maşa, / 02.12.2011