Ehl-i Beyt'i ne kadar tanıyoruz?

Asırlar öncesinden günümüze kadar bizlere Ehl-i Beyt'le ashab-ı kiram ya da sahabe-i kiram birbirinden ayırt etmeden anlatıldı ve bu şekilde kabullendirilip iman ettirildi. Günümüzde bu konuyla ilgili doğruyu tek anlatan, bizi aydınlatan, gönül adamı, üstadımız, baş tacımız Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızdan Rabbim razı olsun. Kendisi Ehl-i Beyt gerçeğini ortaya çıkaran tek insandır. Peki, Ehl-i Beyt kimdir; ashab, sahabe kimdir, görelim.Sahabe veya ashab kimdir? El-cevap; sahabe veya ashap Arapça'da İslam peygamberi Muhammed (s.a.a.) Efendimizi görmüş, O'nunla konuşmuş, arkadaşlık etmiş ve O'na inanmış olan Müslümanlara verilen isimdir. İbn Hacer, sahabi kelimesini şöyle anlatır: "Sahabi, Hz. Peygamber'e mü'min olarak mülaki olan (kavuşan) ve İslam üzere ölen kimsedir."İslam literatüründe bir saygı ifadesi olarak ashab-ı ikram yani yüce, soylu sahabeler şeklinde anılır. Allah (c.c.) sahabe hakkında dikkat çekici ayet-i kerimeler indirmiştir. Bunlardan bazıları şunlardır: Araf Suresi'nin 157. Ayetinde, "Onlar ki yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılı buldukları o elçiye, o ümmi peygambere uyarlar. O'na inanan, destekleyerek O'na saygı gösteren, O'na yardım eden ve O'nunla beraber indirilen nura uyarlar. İşte kurtuluşa erenler bunlardır." Tevbe Suresi'nin de 9. ve 88. ayetlerinde ise, "Fakat Resul ve O'nunla beraber inananlar; mallarıyla, canlarıyla cihad ettiler. İşte bütün hayırlar onlarındır ve murada erenler onlardır." Enfal suresi 8. 74.,75. ve 72. Ayetlerinde, "İman edenler, hicret edenler, Allah yolunda cihad edenler ve (muhacirleri) barındırıp yardım edenler; işte hakkıyla mü'min olanlar bunlardır. Bağışlanma ve hudutsuz rızık onlar içindir. Sonradan iman edenler, işte bunlar da sizdendir."Ehl-i Beyt kimdir? Ehl-i Beyt; Sevgili Peygamberimizin (s.a.a) abasının altında topladığı ve Hamse-i Âl-i Aba adıyla anılan 5 kişidir. Bu beş kişinin Ehl-i Beyt olduğuna dair Allah (c.c) birçok ayetle, Peygamberimiz de pek çok hadisle deliller sunmuşlardır.Bir gün Sevgili Peygamberimiz (s.a.a) Hz. Ümmü Seleme'nin evindeyken abasını üzerine alarak örtünün altına, "Fâtıma'yı çağırın, gelsin" buyurur. Hz. Fâtıma (a.s) gelir. Onu örtünün altına alır. Sonrasında sırasıyla Hz. Ali (a.s), Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Efendilerimizi de çağırıp abasının altında toplar. Efendimiz (s.a.a), "Bunlar, Benim Ehl-i Beyt'imdir" buyurur. Bunun üzerine Hz. Ümmü Seleme Validemiz, "Ya Resûlallah, ben de bu örtünün altında toplananlardan değil miyim?" deyince âlemlere rahmet Efendimiz, "Hayır, sen hayır üzeresin" buyurur. İşte Ehl-i Beyt'in tanımı, bu Hamse-i Âl-i Aba olayında mevcuttur. Ehl-i Beyt, Kur'an-ı Kerim'de Cenab-ı Hakk'ın doğru, temiz, sevilmesi şart olarak buyurduğu Peygamber ailesidir.Ehl-i Beyt hakkında Allah (c.c) tarafından indirilen ayetlerden bazılarını örnek verelim:1. Tahrir Ayeti: Ahzab suresinin 33. Ayetinde, "Yüce Allah, ancak ve ancak siz Ehl-i Beyt'ten her türlü pisliği gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister" buyurulur. Bu ayetle sabittir ki; Allah (c.c) Ehl-i Beyt'i tertemiz yaratmıştır.2. Meveddet Ayeti: Şûra Suresi'nin 23. ayetinde ise, "De ki: Ben bu (peygamberliğime, tebliğime) karşılık sizden yakınlarıma (Ehl-i Beyt'ime) sevgiden başka hiçbir ücret istemiyorum" buyrulur. İmam Şafi Hazretleri bu ayetin Ehl-i Beyt'i sevmenin farz olduğuna işaret ettiğini bildirmiştir. Allah (c.c) ve O'un Resûlü (s.a.a), ümmetten Ehl-i Beyt'i sevmemizi, onlara sahip çıkmamızı ve Ehl-i Beyt ölçüsüyle yaşamamızı açık ve net bir şekilde istemişlerdir.3. Mübahale Ayeti: Âl-i İmran Suresi'nin 61. ayetinde bakın nasıl ikazda bulunulmuş: "Kim Sana gelen ilimden sonra Seninle tartışmaya girişirse, de ki: Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım ve sonra dua edelim de Allah'ın laneti yalancıların üzerine olsun."4. Ebrar Ayetleri: İnsan suresinin 5. 8. ve 21. ayetlerinde ise yine Ehl-i Beyt anlatılmaktadır. Hz. Fâtıma ve Hz. Ali'nin oruçlu oldukları bir gün İmam Ali (a.s) Efendimiz iftar için biraz ödünç arpa getirmişti. Hz. Fâtıma'nın yapmış olduğu ekmeği tam iftar anında kapıya gelen bir fakire verdiler. Kendileri yalnız su ile iftar ettiler. Ertesi gün yine yiyeceklerini iftar vakti gelen yetime ikram ettiler. Diğer gün akşam olunca sofrayı önlerine koymuşlarken kapıya gelen esire ekmeklerinin tamamını hiç düşünmeden ikram ettiler. Ehl-i Beyt'in bu davranışı ile ilgili olarak İnsan suresi 8. ayeti nazil oldu: "Hakiki mü'minler, Allah'a olan muhabbetlerinden dolayı kendi yiyeceklerini miskine (fakire), yetime ve esire ikram ederler."Maalesef günümüzün inançlı insan deyip abdestli namazlı bildiğimiz insanları, haşa, "Ehl-i Beyt yoktur" diyerek inkâr yoluna gitmektedirler. Oysaki Allah (c.c), bu ayetlerde Ehl-i Beyt'in varlığını, önemini ve konumunu belirtmiştir. Bildiğimiz gibi İslam'da bir ayeti inkâr eden yahut yalanlayan dinden çıkar.Ehl-i Beyt'in varlığına ispat olarak en az 210 adet kudsi hadis de vardır. Ehl-i Beyt ile ilgili hadislerden bazıları; "Ehl-i Beyt'im Nuh'un gemisi gibidir, bu gemiye binen kurtulur. Binmeyen boğulur, helak olur." Yine Resûlullah (s.a.a), Veda Hutbesi'nde, "Size iki emanet bırakıyorum. Bunlara sımsıkı sarıldığınız sürece asla dalalete düşmezsiniz. Bunlardan biri Kur'an-ı Kerim ve diğeri benim Ehl-i Beyt'imdir" buyurmuştur.Çağımızın Ehl-i Beyt gemisinin kaptanı Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız, tüm İslam dünyasına gerçek Ehl-i Beyt'i öğretmiş ve anlatmıştır. Ehl-i Beyt'e sahip çıkarak onları sevmemiz ve bu gerçeği haykıran gönül üstadı Haydar Hoca'yı desteklememiz, ardından gitmemiz gerekmektedir. Rabbim Ehl-i Beyt'e layık olmayı, Ehl-i Beyt'i hakkıyla anlamayı ve anlatmayı nasip eylesin.