* HAZIR CEVAP
Münasebetsizin biri Mahmut Kemal'e gelir ve "Efendim siz çok hazır cevap bir insansınız. Bana da bu özelliğinizi öğretebilir misiniz?" diye sorar. Üstat da "Ya sabır" çekerek, "Evladım bu bir yaradılış meselesidir. Sonradan edinilecek bir haslet değildir" diye cevap verir. Ama genç ısrar eder. "İsterseniz öğretebilirsiniz. Mesela birisi şu anda buraya girse ve yahu ne laf anlamaz adamsın" dese ne söylemem gerekir." İbnülemin tebessümle karşılık verir: "Doğru söylüyorsunuz efendim öyledir demen icab eder."
* SELAM VERİŞ
Mahmut Kemal'in konağına bir genç gelir. İçeri girip oturduktan sonra içeridekileri selamlamak maksadıyla başını bir kaç kere emme basma tulumba gibi sallar. Üstad adının Mustafa olduğunu öğrendiği bu gence öğüt verir. "Bak oğlum adın tam bir Müslüman adı bizde selam Selamu Aleyküm diyerek verilir. Sonra sağ el kalbe götürülüp temenna çekilir. Ne o senin ananı, senin de der gibi başını sallıyorsun."
* ACELECİ KIZ
Mahmut Kemal, Midhat Cemal Kuntay'la beraber bir düğünde nikah şahitliği yapmaktadır. Gelinde damat da içeri girince üstadın kaşları çatılır. Gelin oldukça dekolte giyinmiştir zira. Çok sinirlenen üstat damada yaklaşarak "Burası plaj mı zifaf odası mı şu kızın hali ne böyle?" diye azarlar. Salondan ayrılırken de yüksek sesle bağırır "İnsanlar çıplanır çıplanır ama onun da yeri vardır. Bu kızcağız çok acele davranmış."
* HANGİ HANE
Mahmut Kemal, yakın dostu Prof. Kazım İsmail Gürkan'ın İstanbul Üniversitesi Rektörlüğüne seçilmesine sevinir. Arkadaşını kutlamak ister. Telefonla arar, ama bir türlü ulaşamaz. Sonunda şu mektubu yazıp gönderir: "Rektörlüğe tayininizi tebrik etmek için rektörhaneye telefon ettim bulamadım. Devlethaneye, hastaneye, muayenehaneye telefon ettim yine bulamadım. Acaba siz bu hanelerden gayrı hangi hanelerde bulunursunuz?"
* GÖRÜNÜR KAZA
İşinden çıkarılanlara ödenen maaşların geciktiği günlerde Süleyman Nazif İbnülemin'e "Ben maaşımı bir kazaya havale ettirdim. Muntazam alıyorum, siz de öyle yapsanız?" deyince Mahmut Kemal cevap verir: "Sen maaşını kazaya havale ettirdiğinden dolayı değil, görünür kaza ve bela olduğun için veriyorlar."
Edebiyatımızın Güleryüzü/ Mehmet Nuri YARDIM
Münasebetsizin biri Mahmut Kemal'e gelir ve "Efendim siz çok hazır cevap bir insansınız. Bana da bu özelliğinizi öğretebilir misiniz?" diye sorar. Üstat da "Ya sabır" çekerek, "Evladım bu bir yaradılış meselesidir. Sonradan edinilecek bir haslet değildir" diye cevap verir. Ama genç ısrar eder. "İsterseniz öğretebilirsiniz. Mesela birisi şu anda buraya girse ve yahu ne laf anlamaz adamsın" dese ne söylemem gerekir." İbnülemin tebessümle karşılık verir: "Doğru söylüyorsunuz efendim öyledir demen icab eder."
* SELAM VERİŞ
Mahmut Kemal'in konağına bir genç gelir. İçeri girip oturduktan sonra içeridekileri selamlamak maksadıyla başını bir kaç kere emme basma tulumba gibi sallar. Üstad adının Mustafa olduğunu öğrendiği bu gence öğüt verir. "Bak oğlum adın tam bir Müslüman adı bizde selam Selamu Aleyküm diyerek verilir. Sonra sağ el kalbe götürülüp temenna çekilir. Ne o senin ananı, senin de der gibi başını sallıyorsun."
* ACELECİ KIZ
Mahmut Kemal, Midhat Cemal Kuntay'la beraber bir düğünde nikah şahitliği yapmaktadır. Gelinde damat da içeri girince üstadın kaşları çatılır. Gelin oldukça dekolte giyinmiştir zira. Çok sinirlenen üstat damada yaklaşarak "Burası plaj mı zifaf odası mı şu kızın hali ne böyle?" diye azarlar. Salondan ayrılırken de yüksek sesle bağırır "İnsanlar çıplanır çıplanır ama onun da yeri vardır. Bu kızcağız çok acele davranmış."
* HANGİ HANE
Mahmut Kemal, yakın dostu Prof. Kazım İsmail Gürkan'ın İstanbul Üniversitesi Rektörlüğüne seçilmesine sevinir. Arkadaşını kutlamak ister. Telefonla arar, ama bir türlü ulaşamaz. Sonunda şu mektubu yazıp gönderir: "Rektörlüğe tayininizi tebrik etmek için rektörhaneye telefon ettim bulamadım. Devlethaneye, hastaneye, muayenehaneye telefon ettim yine bulamadım. Acaba siz bu hanelerden gayrı hangi hanelerde bulunursunuz?"
* GÖRÜNÜR KAZA
İşinden çıkarılanlara ödenen maaşların geciktiği günlerde Süleyman Nazif İbnülemin'e "Ben maaşımı bir kazaya havale ettirdim. Muntazam alıyorum, siz de öyle yapsanız?" deyince Mahmut Kemal cevap verir: "Sen maaşını kazaya havale ettirdiğinden dolayı değil, görünür kaza ve bela olduğun için veriyorlar."
Edebiyatımızın Güleryüzü/ Mehmet Nuri YARDIM
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.