Çukurdaki ayak
Avni İnsel, hatıralarında anlatıyor: "Üstadla bir gün Büyük Millet Meclisi'nin bahçesinde oturuyorduk. Hamit'in öldüğü günlere geliyordu. Yanımıza Edebiyat Fakültesi'nde olduğunu sonradan öğrendiğim bir genç sokuldu. Hüseyin Rahmi Bey'in eline sarıldı ve heyecanla: "Beyefendi, Hamit öldü, bundan sonra üstat sizsiniz!" dedi. Hüseyin Rahmi Bey gülümseyerek, "Desenize, bundan sonra benim ayağım çukurda..." dedi.
Yalancının mumu
Yine Avni İnsel'in unutulmayacak bir hatırası: "Hüseyin Rahmi içine kapanarak yaşamayı tercih ederdi. Ziyaretlerden hoşlanmazdı. Bir gün ikimizin de sevdiği bir ahbabı kıramadı. Ailenin çok iyi Fransızca, İngilizce, Almanca bilen genç kızı bana yakındı. Yemekte, batılılaşmış olan bu hanım bana Hüseyin Rahmi Bey'in kitaplarından birkaçının adını sordu. Ben de muziplik olsun diye, "Makber, Eşber..." dedim. Biraz sonra genç hanım, Hüseyin Rahmi Bey'e, "Beyefendi, eserlerinizin hayranıyım, hele Makber'le Eşber'e bayılırım..." dedi. Hüseyin Rahmi Bey bilinen nezaketiyle, "Ben de Hamit'in Mürebbiye ile Torman adlı eserlerine bayılırım" dedi.
İnkisar-ı Hayal
Eserlerini önceden okuduğumuz, ama daha sonra kendileriyle tanıştığımız bazı yazar ve şairler hakkında hayal kırıklıkları yaşadıklarımız olmuştur. Avni İnsel'in Hüseyin Rahmi Gürpınar ile tanışması da soğuk duş etkisi yaratır. Nic'olmuş dinleyelim bakalım: "Yazdığı muaazzam ve hepsi birer şaheser olan romanlarına bakarak kendisini, iriyarı, atak kelimenin tam anlamıyla bıçkın bir insan tahmin ederdim. Ama ufak tefek, neredeyse liliputien bir vücutla karşılaştığım zaman şaşkınlıklar içinde kaldım. O bunun farkına vardı ve hemen "Benimle tanışan hep sizin gibi hayal kırıklığına uğrar" dedi.
Avni İnsel, hatıralarında anlatıyor: "Üstadla bir gün Büyük Millet Meclisi'nin bahçesinde oturuyorduk. Hamit'in öldüğü günlere geliyordu. Yanımıza Edebiyat Fakültesi'nde olduğunu sonradan öğrendiğim bir genç sokuldu. Hüseyin Rahmi Bey'in eline sarıldı ve heyecanla: "Beyefendi, Hamit öldü, bundan sonra üstat sizsiniz!" dedi. Hüseyin Rahmi Bey gülümseyerek, "Desenize, bundan sonra benim ayağım çukurda..." dedi.
Yalancının mumu
Yine Avni İnsel'in unutulmayacak bir hatırası: "Hüseyin Rahmi içine kapanarak yaşamayı tercih ederdi. Ziyaretlerden hoşlanmazdı. Bir gün ikimizin de sevdiği bir ahbabı kıramadı. Ailenin çok iyi Fransızca, İngilizce, Almanca bilen genç kızı bana yakındı. Yemekte, batılılaşmış olan bu hanım bana Hüseyin Rahmi Bey'in kitaplarından birkaçının adını sordu. Ben de muziplik olsun diye, "Makber, Eşber..." dedim. Biraz sonra genç hanım, Hüseyin Rahmi Bey'e, "Beyefendi, eserlerinizin hayranıyım, hele Makber'le Eşber'e bayılırım..." dedi. Hüseyin Rahmi Bey bilinen nezaketiyle, "Ben de Hamit'in Mürebbiye ile Torman adlı eserlerine bayılırım" dedi.
İnkisar-ı Hayal
Eserlerini önceden okuduğumuz, ama daha sonra kendileriyle tanıştığımız bazı yazar ve şairler hakkında hayal kırıklıkları yaşadıklarımız olmuştur. Avni İnsel'in Hüseyin Rahmi Gürpınar ile tanışması da soğuk duş etkisi yaratır. Nic'olmuş dinleyelim bakalım: "Yazdığı muaazzam ve hepsi birer şaheser olan romanlarına bakarak kendisini, iriyarı, atak kelimenin tam anlamıyla bıçkın bir insan tahmin ederdim. Ama ufak tefek, neredeyse liliputien bir vücutla karşılaştığım zaman şaşkınlıklar içinde kaldım. O bunun farkına vardı ve hemen "Benimle tanışan hep sizin gibi hayal kırıklığına uğrar" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.