Annesi; evladım, ne vasiyetin var, söyle!" dedi. Beni bu yataktan ve yumuşak yastıktan, hakir ve zelil toprağa indir. Ebu Türab'la tövbe ettiğim andan sonra, yerde Allah-ü Teala'ya tekrar tövbe edeyim. Çünkü bu hastalık beni iyice sardı. Artık bu hastalıktan öleceğimi anlıyorum" dedi. Annesi isteğini yerinde getirdi ve onu yere indirdi. Genç, yüzünü toprağa sürdü, kalp ve ruhunun derinliklerinden gelen bir ses ile; "Ey Allah'ım! Yaptıklarıma pişman oldum. Tövbe ettim. Senin dergahından başka kapım yok. Dertlilerin dayanağı, muhtaçların sığınağı Sensin. Toprakla bir olmuş, zamanını boşa geçirmiş ben kuluna rahmet et" diye yalvarıp inledi. Onu topraktan kaldırıp, yatağa yatırdılar. Gece olunca genç vefat etti. Ebu Türab; "O gece rüyada Peyamber Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellemi gördü. Yanında iki yaşlı zat var idi. Onlarlaberaber çok kalabalık geldi. Birisi ona; "Bu, Muhammed Mustafa'dır (sallallahü aleyhi ve sellem), diğer taraftaki yaşlı zat ise, İbrahim Halilullahtır (aleyhisselam), diğer taraftaki ise Musa Kelimullah'tır (aleyhisselam). Bu kalabalık ise, yüz yirmi bin küsur peygamberdir" dedi. Ebu Türab ileri koştu. Selam verdi. Resulullah sallahü aleyhi ve sellem selamına cevap cerdi. Onunla musafaha etti. "Ya Resulullah, siz Nahşeb'e gelmiş miydiniz?" diye arz etti. Peygamber Efendimiz buyurdu ki: "Ey Ebu Türab! Dün senin elinde tövbe eden genç, bu gece vefat etti. Allah-ü teala onu, dostları derecesine kavuşturdu. Ona velilik makamı ikram eyledi. Beni ve yüz yirmi bin küsur peygamberi, onu ziyarete gönderdi. Ey Ebu Türab! O gence izzet gözü ile bakın. Cenazesinde hazır bulunun." Ebu Türab-ı Nahşebi uyandığında bu halden kalbine bir incelik geldi ve; "Ey Allah'ım! Ne kadar kerimsin. Daha dün fıskı yüzünden, mahalleden çıkarmak istedikleri bir fasıkı, bir ağlama ve inleme, bir tövbe ve pişmanlık ile bu dereceye kavuşturdun" dedi. Bu zevk ve halde iken, diğer odadan küçük kızın feryadını duydu. Ağlıyordu. "Evladım, seni ağlatan şey nedir?" dedi. "Babacığım, rüyamda filan mahallede tövbe eden bir gencin vefat ettiğini ve her kim onun cenazesine bakarsa, Allah-ü Teala, ona, kendisinden istediği her şeyi verir dendiğini görüp duydum".